Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/8670 E. 2022/1690 K. 28.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8670
KARAR NO : 2022/1690
KARAR TARİHİ : 28.02.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar Hazine ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, … ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 1624 parsel sayılı 1.039,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davalı …’ın kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak, tarla niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve 03.08.2012 tarihinde tescil edilmiştir.
Davacılar … ve …, taşınmazın kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek, 09.01.2013 tarihinde Kadastro Mahkemesinde dava açmışlardır.
Kadastro Mahkemesince, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı kesinleştiğinden genel mahkemelerin davaya bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildikten sonra, yasal sürede gönderme talep edilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup bu kararın, … (Kapatılan) …. Hukuk Dairesinin 27.10.2014 tarihli ilamıyla “görevsizlik kararının davacılara tebliğinin usulüne uygun olmadığı” belirtilerek bozulması üzerine, Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yeniden görevsizlik kararı verilmiş ve görevsizlik kararı uyarınca dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine davalı … lehine verilen kullanıcı şerhinin iptaliyle bunun yerine “Taşınmazın 1/2′ si …, 1/2′ si … kullanımındadır” şerhinin yazılarak tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 1/2 sinin davacı …, 1/2 sinin …’nın kullanımında olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; davacılar, çekişmeli taşınmazın kendi kullanımlarında olduğunu ileri sürerek lehlerine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Keşif mahallinde dinlenen davacı tanıkları, taşınmazın uzun yıllardır davacılar tarafından eşit hisseyle tarla olarak mısır, buğday, ayçiçeği vb. ürünler ekilmek suretiyle kullanıldığını, davalının kullanımının olmadığını beyan etmelerine rağmen, keşfe katılan ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, çekişmeli taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılmadığı, üzerinde herhangi bir zirai faaliyet olmadığı, çayır nebatlarının bulunduğu, kısmen orman emvali ağaç ve ağaççıkların bulunduğu, uzun yıllardan beri kültür tarımı yapılmadığı belirtilmiş ve fen bilirkişi tarafından hazırlanan raporda da taşınmazın A harfli 429,91 metrekarelik bölümünün ağaçlık niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, tanık beyanları ile söz konusu bilirkişi raporları arasında taşınmazın kullanımı hususunda çelişki mevcut olup, Mahkemece, hava ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmadan, söz konusu çelişki giderilmeksizin tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, kullanım kadastrosunun yapıldığı 2012 yılına en yakın hava ve uydu fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, taraf tanıkları ve yerel bilirkişiler ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişisi, bir ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; hava ve uydu fotoğrafları fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ölçeğine (… veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı ve kapalılık oranını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli, önceki bilirkişi raporlarının da değerlendirildiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı tartışılıp gerekçeli kararda açıklanmalı ve böylelikle kullanım kadastrosunun yapıldığı tarih itibariyle taşınmazda davacıların kullanımının bulunup bulunmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar Hazine ve …’ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince … ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı …’a iadesine, 28.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.