YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/851
KARAR NO : 2021/5597
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 17.02.2020 tarihli ve 2018/8541 Esas, 2020/1440 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Taraf vekilleri tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine temsilcisi, 19 Mayıs İlçesi Kumcağız Mahallesi ve Engiz Köyü arasında kalan ve tapulama sınırı oluşturan Engiz Çayının doldurularak ve imar planı kapsamı içeresinde kalması gerekçe gösterilmek suretiyle 19 Mayıs …’nın 08.06.2006 tarihli ve 45 sayılı encümen kararı ile ihdasen 2152 ile 2163 parsel numaralı 12 adet taşınmaz malın davalı 19 Mayıs … adına tescil edildiğini, TMK’nin 708/1. maddesi uyarınca Hazine adına tescillerinin gerektiğini açıklayarak, davalı adına kayıtlı olan tapuların iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 2159 ie 2163 sayılı parsellerin Tapu Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca yoldan ihdasen oluşturulduğunu, 2152 ile 2158 nolu parsellerin ise belediye imkanları ile doldurulmuş ve ıslah edilmiş olup, Belediye Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca belediye adına ihdas edildiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine dair ilk hüküm davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.01.2009 tarihli, 2008/11576 Esas, 2009/734 Karar sayılı ilamıyla, “…Yol olduğu mahkemece saptanan çekişme konusu yerlere yönelik açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, 2644 sayılı Yasa’nın 8 ve 9. ayrıca 3621 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükümleri kurutma, doldurma yoluyla taşınmaz mülkiyetini elde etmenin koşullarını açıkça belirlemiş olduğu halde, davalı … tarafından değinilen usul ve esaslara uyulmadan anılan çekişme konusu yerler hakkında ihdasen adına sicil oluşturması mümkün olmadığı gibi, taşınmazların niteliği gözetildiğinde 4916 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılan 775 sayılı Yasa’nın 3. maddesi gereğince taşınmazların Belediyeye geçen yerlerden de olmadığı, kaldı ki yürürlükten kaldırılan 5272 ve 5281 ve halen yürürlükte olan 5393 sayılı Yasa’nın 79. maddesi hükmü uyarınca bu tür yerlerin tasarruf idare ve nezaretinin belediyelerde olduğu kabul edilmiş fakat yasal düzenlemede taşınmazların mülkiyeti yönünden Belediyeye bir hak tanınmadığı, Belediyenin almış olduğu idari karara dayalı olarak ihdasen adına sicil kaydı oluşturmasının hukuken dayanağının var olduğu kabul edilemeyeceği gibi bu şekilde oluşan sicil kaydının da TMK’nin 1025. maddesi hükmü gereğince yolsuz tescil niteliği taşıdığı, Engiz çayının doldurulması ile oluşan 2152, 2153, 2154, 2155, 2156, 2157, 2158 parsellere yönelik davanın kabul edilmesi ” gereğine işaret edilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, davalı … vekilinin temyizi üzerine Yargıtya 1. Hukuk Dairesinin 2009/12575 E-14145 K sayılı ilamı ile hüküm; “… dava konusu parsellerin imar uygulaması görerek kütük sayfalarının kapatıldığı ve çok sayıda imar parsellerine gittikleri, başka bir ifadeyle yeni bir mülkiyet durumunun ortaya çıktığının görüldüğü, 2152, 2153, 2154, 2155, 2156, 2157 ve 2158 sayılı parsellerin üzerinde hangi imar parsellerinin oluştuğu ve maliklerinin saptanması, imar uygulamasına değer verilip verilemeyeceğinin tartışılması, gerektiğinde HUMK’un 186. maddesinin gözetilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi…” gereğine işaret edilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine, kabul edilen miktar üzerinden alınması gerekli 20.367,79 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, davacı kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden alınması gerekli 24.565,68 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden alınması gereken 7.959,04 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, reddedilen kısım yönünden Hazine vekili, esas, harç ve yargılama giderleri yönünden ise davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 07.07.2014 tarihli ve 2013/21646 Esas, 2014/14335 Karar sayılı ilamı ile; “…yerinde görülmeyen davacı Hazine vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün esasının açıklanan nedenlerle onanmasına, Mahkemece 03.01.2008 tarihli ara kararında taşınmazların değerinin tespiti için keşif günü belirlendiği halde, 01.05.2008 tarihli ara karar ile keşif yapılmasından vazgeçilerek, red ve kabul edilen taşınmazların sürüm değerlerinin keşfen saptanmaması ve Belediye ile Mal Müdürlüğünden taşınmazların birim arsa fiyatları sorularak bu değer üzerinden nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Kaldı ki; hüküm fıkrasında her iki taraf yararına hükmedilen vekalet ücretinin hangi değerler üzerinden hesaplandığı açıklanmadığından hükmün bu haliye infaza elverişli olduğu söylenemez. Hüküm fıkrasında yer alması gereken hususlar HMK’nin 297. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Buna göre, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Verilen hüküm; harç ve yargılama giderleri bakımından hak ve borçları denetime açık biçimde belirtmediğinden anılan madde hükmüne aykırıdır.
Öte yandan, davacı Hazine olup harçtan muaf (bağışık) olduğundan, Harçlar Kanunu’nun 492/13-j bendi uyarınca yargılama sırasında ve sonrasında davacı Hazine bakımından eksik harcın tamamlanmasına gerek bulunmamaktadır. O halde; mahallinde keşif yapılmak suretiyle, taşınmazların keşifte belirlenecek sürüm değerleri üzerinden kabul edilen kısım bakımından davacı Hazine yararına, red edilen taşınmazlar yönünden davalı … yararına vekalet ücreti takdiri ile taşınmazların sürüm değeri üzerinden kabul oranına göre nispi harca hükmedilmesi gerekirken, Yargıtay uygulamasına aykırı şekilde taşınmazların değerinin Belediye ve Mal Müdürlüğünden sorularak bunun üzerinden vekalet ücreti ve yargılama giderinin belirlenmesi doğru değildir.” gerekçesi ile hükmün harç, yargılama giderleri ve Avukatlık ücretine ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine, alınması gerekli karar ve ilam harcı 51.862,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,davacı kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden 44.319,07 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden alınması gerekli 51.415,33 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiş, karar davacı Hazine vekili tarafından yargılama giderleri yönünden, davalı … vekili tarafından esas ve yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dairemizin 17.02.2020 tarihli ve 2018/8541 Esas 2020/1440 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dava, TMK’nin 708. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre davalı … vekilinin yerinde olmayan ve HUMK’un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair (esasa ilişkin) karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı Hazine vekilinin ve davalı … vekilinin yargılama giderlerine yönelik karar düzeltme istemlerinin incelenmesine gelince;
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairenin 07.07.2014 tarihli ve 2013/21646 Esas, 2014/14335 Karar sayılı ilamında da değinildiği üzere, Mahkemece; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olmasına göre, kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden (586.415,80 TL) nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, dava konusu tüm taşınmazların zemin değerlerinin toplamı (759.226,80 TL) üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi, davacı Hazine lehine kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden (586.415,80 TL) vekalet ücreti takdiri gerekirken dava konusu tüm taşınmazların zemin değerlerinin toplamı (759.226,80 TL) üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi, yine davalı … lehine red kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden ( 172.811,00 TL) vekalet ücreti takdiri gerekirken tüm taşınmazların üzerinde bulunan bina bedellerinin toplamı üzerinden (936.633,25 TL) vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nin ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ; Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair karar düzeltme isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 17.02.2020 tarihli ve 2018/8541 Esas 2020/1440 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün 2. bendinde yer alan “ …51.862,78 TL…” ibaresinin çıkartılarak yerine “…40.058,00 TL…” ibaresinin yazılmasına, hükmün 5. bendinde yer alan “ …44.319,07 TL…” ibaresinin çıkartılarak yerine “… 37.406,63 TL…” ibaresinin yazılmasına, hükmün 6. bendinde yer alan “ …51.415,33 TL…” ibaresinin çıkartılarak yerine “…16.318,66 TL…” ibaresinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7 fıkrası (HMK’nin 304. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.