YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8152
KARAR NO : 2021/11186
KARAR TARİHİ : 11.11.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili, davalı … Genel Müdürlüğü’ne izafeten … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, … İli … İlçesi … Köyü … mevkiinde bulunan batısı: … tapulu arazisi, doğusu: … Camisi, kuzeyi: …’ye ait 1 pafta 787 parselle çevrili tahminen 2.000 m2 yüzölçümündeki tarla vasfındaki tapulama harici taşınmazın 30 yılı aşkın süredir zilyetlik ve kullanımında olduğunu, taşınmaz üzerinde ağaç ve yapılar bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede ilk tesis kadastrosunun 1970 yılında,orman kadastro çalışmalarının ise 1975 yılında yapıldığı ve yine 1988 yılında sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanun’un 3302 sayılı Kanunla değişik 2/b madde uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile … İli … İlçesi … Mahallesi … Mevkii’nde bulunan batısında … ait taşınmaz, doğusunda … Camisi, Kuzeyinde … ‘ye ait 1 pafta 787 parsel nolu taşınmaz ile çevrili, üzerinde derme çatma iki katlı bina ile az miktarda meyve ağacı bulunan taşınmazın davacı adına tapuya tescilene karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalı … Genel Müdürlüğü’ne izafeten … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulama harici yerin tescili istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiş olup, buna göre, Mahkemece, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
Somut olaya gelince; Mahkemece “dava konusu taşınmazın komşu parsellerinin tapu kayıtları ve krokisi getirilerek, davacı ve babası adına senetsizden kaydedilen yer olup olmadığı ilgili yerlerden sorularak taşınmaz başında keşif yapıldığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları alındığı, hava fotoğrafları ve memleket haritaları kullanılarak bilirkişilerden rapor alındığı, bu rapora göre taşınmazın orman sayılmayan ve özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğunun tespit edildiği, eklemeli zilyetlikle 20 yılı aşan zilyetliğinin olduğu ve üzerine muhdesat inşa ederek ekonomiye kazandırdığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, … İli … İlçesi … Mahallesi … Mevkii’nde bulunan batısında … ait taşınmaz, doğusunda … Camisi, Kuzeyinde … ait 1 pafta 787 parsel nolu taşınmaz ile çevrili bulunan üzerinde derme çatma iki katlı bina ile az miktarda meyve ağacı bulunan taşınmazın davacı adına tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulmuş ise de, davacı adına tesciline karar verilen taşınmazın kaç m2 olduğu belirtilmediği gibi, hüküm fıkrasında bu hususta bilgi içeren bilirkişi raporuna atıfta da bulunulmamıştır. Bu haliyle hükmün infaza elverişli olduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, infaza elverişli şekilde hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin, davalı … Genel Müdürlüğü’ne izafeten … vekilinin ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı …’na iadesine, 11.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.