Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/7450 E. 2023/3986 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7450
KARAR NO : 2023/3986
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/599 E., 2021/110 K.
KARAR : Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin davacılar … ve … yönünden reddine, davacılar vekilinin diğer davacılar yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 10 .Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/599 E., 2021/110 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin davacılar … ve … yönünden reddine, davacılar vekilinin diğer davacılar yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Uygulama kadastrosu sırasında, … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında, eski … parsel numaralı 41.420m² yüzölçümlü taşınmaz, yeni … ada 12 parsel numaralı ve 21.384,75 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2 Davacılar vekili dava dilekçesiyle; … ili … ilçesi … Mahallesi 724 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 41.379,60 m² olduğu halde kadastro tespiti sırasında sehven 21.376 m² olarak yazıldığı, 18.06.2010 tarihli düzeltme raporundan da anlaşılacağı üzere 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 2009/15 sayılı genelgesine göre yapılan çalışmalar sırasında çekişmeli taşınmazın zemin ve paftasında hesaplanan yüzölçümü ile tapu kaydında yazılı olan yüzölçümü arasında 20.003,60 m² lik bir hatalı hesaplama olduğunun belirlendiği, tapu miktarının buna göre düzeltilmesi gerektiği, yazılı ya da sözlü olarak davalı kuruma yapılan başvurulardan netice alınamadığı iddiasıyla, dava konusu taşınmazın tapu kaydında 21.376 m²olan yüzölçümünün paftasına ve zemine uygun olarak 41.379,60 m² olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı İdare vekili cevap dilekçesiyle; davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, 2010 yılında 3402 sayılı Kanun’un Ek 4 üncü maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Kadasto Mahkemesinin 1965/766 Esas, 1988/86 Karar sayılı kararının varlığı bilinmeden çekişmeli taşınmazın miktarının hatalı bulunduğu ve yüzölçümü yönüyle düzeltme işlemine tabi tutulduğunu, işlemin kesinleştiğini, 2011 yılında mahkeme kararının varlığı tespit edilerek düzeltmeye tabi tutulan OS noktalarının mahkeme kararına uygun hale getirildiğini, 2013 yılında yapılan 3402 sayılı Kanun’un 22/2-a maddesi çalışmalarının mahkeme kararına uygun olduğunu, bu işlemin 31.10.2013 tarihinde kesinleştiğini, davalı İdareye husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların davalarını ispatlamayadığı, taşınmazda yüzölçümü hatası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın gerçek yüzölçümünün 41.739,60 m² olduğunun kesin olarak belirlendiğini, ancak mahkemenin bu hususları dikkate almayarak davanın reddine karar verdiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu parselin yüzölçümünün, 22/a çalışmasıyla değil, kesinleşmiş mahkeme kararıyla yapılan ifraz sonucunda 21.376,00 m2 olarak belirlendiği ve 22/a çalışmasının da kesinleşmiş bu karara uygun olarak yapılmış olup davacı tarafın dayandığı Ek 4 çalışmasında bu karar gereğince yapılan ifrazla oluşan yüzölçümü dikkate alınmaksızın yapıldığından dikkate alınamayacağı ve nitekim açıklanan sebeplerle hatalı olduğunun farkedilmesi üzerine tapuya tescilinin yapılmadığı, dava konusu parselin 22/a çalışmasıyla belirlenen yüzölçümünün, taşınmazın tesis kadastrosunda belirlenen yüzölçümünden bir kısmının ormanda kaldığı belirlenerek hükmen ifrazı sonucunda belirlenen sınırlarına ve yüzölçümüne uygun olup ifraz öncesi yüzölçümüne döndürülmesinin mümkün bulunmadığı belirlenerek İlk Derece Mahkemesince de davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar … ve … dışındaki davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama sırasında pay satışlarıyla tapu maliki olmaktan çıktıkları anlaşılan davacılar … ve …’nin ise kararı istinaf etme yetkileri bulunmadığından istinaf dilekçelerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen belirlenecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulama kadastrosu sırasında davacılara ait taşınmazın yüzölçümünde bir azalma olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 Sayılı Kanun’un 22/-a maddesi.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 120,60 TL’nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.