Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/7233 E. 2022/3289 K. 05.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7233
KARAR NO : 2022/3289
KARAR TARİHİ : 05.04.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapunun Beyanlar Hanesine 2/B ve Zilyetlik Şerhi Verilmesi Talebi
MAHKEMESİ : … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davacı …’ın istinaf inceleme isteminin süre yönünden reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı … vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

… İli Kepez İlçesi … Mahallesi 28145 ada 20 parsel 519,11 m2 (eski 1293 parsel 500 m2) yüzölçümünde arsa vasfında Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı …; çekişmeli taşınmazın tahdit içindeyken 1976 yılında 2/B ile orman sınırları dışına çıkartıldığını, 1989 yılında …’tan devraldığını, 1994 yılından beri ecrimisil ödediğini, ancak taşınmazda 2/B şerhi olmadığından satın alamadığını beyanla dava konusu taşınmazın Orman Yasası’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve taşınmazın kullanıcısı olduğunun tapu kaydına şerh verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, … Kepez … Mahallesi 28145 ada 20 nolu parselin Orman Kanunu 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışında kaldığının tespiti ile bu hususun tapunun beyanlar hanesine tesciline, davacı asilin lehine zilyetlik şerhi oluşturulması talebinin mevcut mahkemece verilen karar kapsamında idari işlem olduğu hususu gözetilerek bu aşamada reddine karar verilmiş, davacı … ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davacı …’ın istinaf inceleme isteminin süre yönünden reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ve 2017/828 Esas, 2019/540 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile … … Mahallesi 28145 ada 20 nolu parselin Orman Kanunu 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışında kaldığının tespiti ile bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerhine, davacı asilin lehine zilyetlik şerhi oluşturulması talebinin reddine karar verilmiştir. Bu kez davalı Hazine vekili ve davacı … Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
1. Davacı …’ın temyiz itirazları bakımından;
Davacı …’a gerekçeli kararın tebliğ edildiği 25.11.1019 tarihi ile istinaf tarihi olan 10.12.2019 tarihleri arasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesinde düzenlenen 2 haftalık istinaf süresi geçmiş olduğundan, istinaf başvurusunun süreden reddine ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 370. maddesi uyarınca onanmasına karar verilmiştir.
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş ise de bilirkişi raporları ve aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki tahdit evraklarından çekişmeli taşınmazların 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, Vakıflar İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine … 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “… 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazların orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2. madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1. maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun’un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2. madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazların hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazların 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.
Hal böyle olunca; dava, tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazların 2. madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar dikkate alınarak taşınmazların 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı …’ın temyiz itirazlarının reddi ile davacının istinaf başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.