Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/7161 E. 2023/1305 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7161
KARAR NO : 2023/1305
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1510 E., 2020/812 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine, kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki Uygulama Kadastrosuna İtiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kamu düzeni nedeniyle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın, davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … yönünden esastan reddine, davalı … ve … yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Aydın ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 295 parsel sayılı 590,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 150 ada 7 parsel numarasıyla ve 390,47 m2 yüzölçümlü olarak; davalı … adına kayıtlı bulunan eski 296 parsel sayılı 420,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 150 ada 6 parsel numarasıyla ve 585,94 m2 yüzölçümlü olarak ve eski 305 parsel sayılı 290,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, 150 ada 8 parsel numarasıyla ve 292,46 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2. Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; Tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 295 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosunda 150 ada 7 parsel numarasıyla tespit gördüğünü ve yüzölçümünün küçüldüğünü öne sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … cevap dilekçesinde ; dava konusu taşınmaza sınırdaş taşınmazın kendisine ait olduğunu, taşınmazı öteden beri gelen sınırlarla kullandığını, sınırda bir değişiklik olmadığını savunmuştur.

2. Dahili Davalı … vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Büyükşehir Belediyesinin yetki alanında bulunmadığını, müvekkili kurumun eylem ve işleminin bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “Alanı azaldığı iddia edilen 295 (yeni 150 ada 7) parselin kadimden beri köy camisi ve bahçesi olarak kullanılmakta iken, güney batısındaki yolun dar olması, arabaların geçmemesi nedeni ile yıkıldığı, yoldan rahatça araba geçer hale geldiği; sınırdaş 304 ve 305 parselle arada kot farkının bulunduğu; paftanın genellikle iki poligon kullanılmak suretiyle oluşturulduğu, arazinin eğimli olması nedeni zemin ölçülerinin iki poligondan okunamaması nedeni ile doğru zemin ölçülerinin oluşturulamadığı, zemin ile takeometrik değerlerin uyumlu olmadığı; davaya konu 296 ve 295 parsellerin tesis kadastrosunda hesaplanıp tescil edilen yüz ölçümleri ile yenileme kadastrosu sonunda hesaplanan yüz ölçümleri arasındaki farkın tecviz sınırları içerisinde olmadığı alanı azaldığı belirtilen taşınmazın kuzey doğu ve kuzey sınırlarında ölçü hatası yapıldığı; alanı azaldığı belirtilen taşınmazın güney ve batısında bulunan yolun sınırlarının sabit addedilerek işlem yapıldığı, bundan dolayı alanı azalan taşınmazın bu yönde bir kısmının yola eklendiği; bu hata ve tesis kadastrosunda yapılan ölçü hataları nedeni ile yenileme kadastrosunda yüz ölçümü azalmasının meydana geldiği; davalı gerçek kişiye ait 296 parselin tesis kadastrosunda kadastro paftasının kuzey güney yönünde yapılan ölçü hatasından dolayı yüzölçümünün gerçeğinden düşük hesaplandığı, yenileme kadastrosunda bu hataların düzeltilmesi ile gerçek yüz ölçümünün bulunduğu, alan artışının bu düzeltmeden kaynaklandığı; yenileme kadastrosunda hatalı işlem yapılarak sınırdaş yola dâhil edilen kısmın alanı azalan parsele eklenerek hatanın düzeltilmesi gerektiği;1953 tarihli hava fotoğrafındaki sınırların bu durumu teyit ve tevsik ettiği gerekçesiyle; davacının davasının 295 parsel yönünden kabul diğer parseller yönünden reddi ile,çekişmeli 295 (yeni 150 ada 7) parselin güncelleme kadastrosu tespitinin iptali ile, 467,77 m2 olarak tespit ve 08.07.2019 tarihli fenci bilirkişi raporunda gösterilen kroki ve koordinatlarla tapuya tesciline, 296 (yeni 150 ada 6) parsel ve 305 ( yeni 150 ada 8) parselin yenileme kadastrosundaki tespit gibi tapuya tesciline” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtayın yerleşik kararlarına göre, yenileme işleminin önceki kadastro ile saptanan mülkiyet ve geometrik durumu yok sayan veya tamamen hükümsüz kılan yeni bir kadastro çalışması değil, mümkün olduğu kadar aslına sadık kalınarak onun eksiklerini tamamlayan ve yüzölçümlerinde görülen yanlışlıkları orantı ve dengeleme kurallarına göre düzelten bir önceki kadastroya ek bir işlem olduğunu, davaya konu işlemde ise yenileme kadastrosu adı altında yüzölçümü değişikliği suretiyle Hazinenin önemli ölçüde hak kaybına uğradığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın idareleri yönünden husumetten reddi gerektiğini, idare tarafından yapılan işlemin yerinde olduğunu belirterek, mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, idareleri yönünden davanın husumet nedeniyle reddine ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “Davacı Hazinenin dilekçesinde belirtilen yüzölçümü azalmasının güney ve batı sınırında bulunan yol ile yapılan değerlendirmenin ve sayısallaştırmanın hatalı yapılmasından ve ilk kadastro ölçümleri sırasında davacı …’ne ait 150 ada 7 (eski 295) parselle davalı olan 150 ada 6 (eski 296) ve 150 ada 8 (eski 305) numaralı parsellerle olan ortak sınırlarda yapılan ölçü hatasından kaynaklandığı tespit edildiğine göre, ilk derece mahkemesince dava konusu 150 ada 6 (eski 296) ve 150 ada 8 (eski 305) parsellere ilişkin davanın reddi ile bu taşınmazlara ilişkin uygulama kadastrosu tespiti gibi tapuya tesciline; dava konusu taşınmazın güney ve batı sınırında bulunan yolun krokide A harfi ile gösterilen 76,76 metrekarelik kısmının davacı Hazine parseline ilave edilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak; dava konusu Hazineye ait 150 ada 7 (eski 295) parselin yenileme kadastrosu çalışmalarında yol ile olan sınırının belirlenmesinde hata yapıldığı, bu hatanın düzeltilmesiyle dava konusu taşınmazın sınırlarının ve geometrik yapısının değiştiği, husumetin yol nedeniyle Germencik Belediyesi ve Aydın Büyükşehir Belediyesine yöneltilmesinin gerekli ve yeterli olduğu, bu durumda Kadastro Müdürlüğü’ne husumet düşmediği; dava konusu taşınmazın kuzeyinde yer alan davalı …’a ait 150 ada 6 ve 8 parsellerin sınırlarına ilişkin yenileme kadastrosu işleminde herhangi bir hata bulunmadığı anlaşıldığından, davalı …’ne yönelik davanın husumet nedeniyle reddine; davalı …’a yönelik davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin isabetsiz olduğu, diğer yandan Kadastro Mahkemesi hakiminin infazı kabil açık hüküm oluşturmak durumunda bulunduğundan, İlk Derece Mahkemesince ‘davacının davasının 295 parsel yönünden kabul, diğer parseller yönünden reddine’ şeklinde açık olmayan ve infazda tereddüt yaratacak, her bir davalıya ilişkin davanın kabul mü red mi edildiği hususlarını açıkça içermeyen hükmün usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında;
‘1. Davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,

2. Davanın davalı … yönünden esastan reddine,

3. Davanın davalı … ve … yönünden kabulü ile,

Aydın ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, 150 ada 7 (eski 295) parsel hakkında düzenlenen 26.08.2018 tarihli uygulama kadastrosu tespitinin iptali ile, Teknik bilirkişilerin 08/07/2019 tarihli raporu ve Ek 4 sayılı krokide A harfi ile gösterilen 76,76 m² alanın yoldan ifraz edilerek davacı Hazineye ait 150 ada 7 (eski 295) parsele eklenerek yüzölçümünün 467,77 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline,
Aydın ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, 150 ada 6 (eski 296) ve 150 ada 8 (eski 305) parsellerin uygulama kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline’, ” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosunun usul ve kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.