Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/6540 E. 2023/5078 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6540
KARAR NO : 2023/5078
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2017/5 E., 2021/1 K.
KARAR : Davanın Kabulüne

Taraflar arasında görülen genel mahkemeden devredilen kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararı, davalı …vekili ve müdahil … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro sırasında, … ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 43 parsel … 13.978,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş; 107 ada 17 parsel … 131.580,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, üzerindeki kargir evin …’a ait olduğu belirtilmek suretiyle, toprak tevzii çalışması sonucu oluşan tapu kaydı uyarınca, tarla vasfıyla …adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Davacı … tarafından, … ili … ilçesi … Köyünde batısı … ve …, kuzeyi … ve …, güneyi yol ile çevrili bulunan tarla vasıflı taşınmazın babası …’dan geldiği, 24.04.1978 tarihli senetle taşınmazı babasından satın alıp zilyetliğini de devralarak 25 yılı aşkın bir zamandan beri dava tarihine kadar kullandığı iddiasıyla, taşınmazın adına tescili istemiyle …ve … Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

3. Asli müdahiller …, … ve … müdahale dilekçelerinde; taşınmazın babaları …’dan geldiğini, davacının dayandığı satış senedinin geçerli olmadığını, babaları …’nın terekesinin taksim edilmediğini, davacı …’in, babasının vefat ettiği tarihe kadar babasın da kaldığını ve tarlalarını ektiğini, kendilerinin de taşınmazda hisselerinin bulunduğunu belirterek, taşınmazın miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

4. Asli müdahiller …, … ve … ayrı ayrı sundukları müdahale dilekçelerinde; taşınmaz üzerinde miras paylarının bulunduğunu belirterek, taşınmazın asıl malikinin tespiti ile mirasçıların tamamı adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

5. Asli müdahil Hikmet … müdahale dilekçesinde; taşınmazın …’dan intikal ettiğini ve taşınmaz üzerinde miras payı bulunduğunu belirterek, taşınmazın mirasçıların tamamı adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.

6. Asli müdahiller …, …, …, …, … ve … müdahale dilekçelerinde; davaya katılmak istediklerini ifade etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı …vekili cevabında; taşınmazın tespite esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, 106 ada 43 parsel … taşınmaza ilişkin kadastro komisyonu tarafından gönderilen dosya ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, 16.07.2014 tarih ve 2007/137 Esas, 2014/24 Karar … kararla, dava konusu taşınmazın davalı …adına tapuda kayıtlı olduğu, davacının bu taşınmazı babasından satın aldığını iddia ettiği, böylece 13/B-b şartlarının davacı lehine oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 106 ada, 43 nolu parsel … taşınmazın … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 11.11.2004 tarih ve 2004/1177 Esas, 2004/1095 Karar … ilamındaki hisseler oranınında … oğlu … mirasçıları adına tarla vasfı ile tespit ve tesciline, 107 ada 17 nolu parsel … taşınmazın …adına ham toprak vasfı ile tespit ve tesciline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kargir ev, 10 adet kayısı ve 2 adet badem ağacının davacı … oğlu …’a ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 16.07.2014 tarih ve 2007/137 Esas, 2014/24 Karar … kararı, davacı … vekili, davalı …vekili, müdahiller Döne Demirtaş ve müşterekleri ile dahili davalılar … ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.05.2017 tarih ve 2017/2210 Esas, 2017/3239 Karar … ilamıyla; ” dava konusu 106 ada 43 parsel … taşınmaz yönünden, her ne kadar taşınmazın malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş ise de, taşınmazın aktarılan davanın konusu olmadığının belirlenmesi nedeniyle, bu taşınmaz hakkındaki kadastro tespitinin olağan usule göre tamamlanması için taşınmazın kadastro tutanağının kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olduğu, 107 ada 17 parsel … taşınmaz yönünden ise İlk Derece Mahkemesi tarafından eksik araştırma ve inceleme yapıldığı belirtilerek, …tapusunun tesis tarihi olan 1964 yılından 15 – 20 – 25 yıl öncesine ilişkin üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarını getirtilmesi suretiyle dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmazın davacının babası …’dan gelip gelmediği, muris …’dan geliyorsa murisin kendisine ait taşınmazları sağlığında taraflara bağış, satış vs. yollarla devredip devretmediği, böyle bir devir söz konusu ise bu taşınmazın kime intikal ettiği, eğer muris sağlığında taşınmazlarını devretmemiş ise, terekesinin muris …’nın ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemince taksim edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilginin alınması, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, taşınmaz üzerinde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1964 yılından öncesinde tarım yapılıp yapılmadığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı hususlarının sorulup saptanması, bilirkişi ve tanık beyanlarının komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmesi, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olması halinde, çelişkinin yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması; fen bilirkişiden, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor alınması; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarını içerir, taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldığını, varsa üzerindeki bitki örtüsünü, cinsini ve yaşlarını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi suretiyle, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunun, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı, müdahiller, murisleri ve diğer mirasçılar adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmaz miktarı yönünden de araştırma yapılarak 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının kişiler lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi ” gereğine değinilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma ilamına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında kurulan ara kararla 106 ada 43 parsel … taşınmaz hakkındaki kadastro tutanağının olağan usullere göre tespitinin yapılması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verildikten sonra 107 ada 17 parsel … taşınmaz yönünden yürütülen yargılama neticesinde yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla, tespit ve mahalli bilirkişi beyanları ve teknik bilirkişilerin raporlarına göre, tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazı kapsadığının anlaşıldığı, taşınmazın öncesinin davacının babası …’ dan geldiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kazandırıcı zamanaşımı koşullarını sağlayacak şekilde 1940 yıllarına dayandığı, davacının babasından başlayan zilyetliğinin davacı ile devam ettiği, taşınmaz üzerinde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1964 yılından öncesinde tarım yapıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olmadığı, dosyada mevcut 24.04.1978 tarihli gayrimenkul satış ve devir senedinin taşınmaza uyduğu, senet içeriğinin doğru olup senette belirtilen tarihte muris … ve oğlu … arasında bu satış işleminin gerçekleştiği, muris …’ın taşınmazın bedelini aldığı, ayrıca davacının babası …’nın aynı yerde başka taşınmazlarının da bulunmasının, bu taşınmazların diğer mirasçılara da intikal etmiş olmasının dava konusu taşınmaz hakkında satım iradesinin bulunduğuna delil teşkil ettiği, her ne kadar keşif esnasında Köy Tüzel Kişiliği temsilcisinin taşınmazın içerisindeki su kuyusunun köy tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edilmesini talep etmiş ise de davaya cevap süresi içerisinde bu yönde bir talepleri bulunmadığı, iddia ve savunmanın genişletilmesi anlamına geleceği için talebin hükme esas alınmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 107 ada 17 parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı … adına tespit ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı … ve arkadaşları vekili ile davalı …vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … ve arkadaşları vekili temyiz dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, satış sözleşmesinin geçerli olmadığını, dinlenen kişilerin beyanlarına göre, taşınmaza muris …’ın ölüm tarihi olan 1989 yılına kadar zilyet olduğunun, davacının ise murisin ölümünden sonra zilyet olduğunun ve bu nedenle zilyetliğin devredilmediğinin ve satış sözleşmesinin geçerli olmadığının anlaşıldığını, davacının muris …’nın yanında kaldığını ve taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığı gibi taşınmazın satış bedelinin ödendiğine dair delil de bulunmadığını, muris …’nın bir kısım mirasçıları tarafından davacı aleyhine … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/367 Esas … dava dosyası ile müdahalenin meni ve tescil davası açıldığını, mirasçıların tek başına davacı adına tesciline karar verilmesine rıza göstermediklerini, taşınmazın muris …’dan intikal ettiğini ve terekesinin taksim edilmediğini belirterek, taşınmazın …’nın mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı …vekili temyiz dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının taşınmazda zilyetliğinin 24.04.1978 tarihli senet öncesinde bulunmadığını, …adına tapulu olan taşınmazın satışının mümkün olmadığını, 1964 yılından öncesinde ilişkin 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığını, taşınmazın …adına muhdesatın ise … adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, tarafların belgesizden kazandıkları taşınmazların araştırılması gerekirken dikkate alınmadığını ve davanın genel mahkemeden devredilen dava olmasına rağmen yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda aleyhlerine karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli 107 ada 16 parsel … taşınmazın, tespitine esas alınan toprak tevzii ile oluşan tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, tapu kaydı kapsamında kalıyor ise 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 46/1 inci fıkrasındaki koşulların davacı / asli müdahil taraf lehine oluşup oluşmadığı, taşınmazın öncesinin davacı ve asli müdahillerin murisi …’a ait olması halinde, 24.04.1978 tarihli satış senedi ile zilyetliğinin davacıya muris tarafından devredilip devredilmediği, devredilmediyse murisin terekesinin mirasçıları arasında usulüne uygun bir şekilde taksim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 … Kanun’un 14, 15, 19/2, 30/2 ve 46/1 inci fıkrası,
3. Değerlendirme
1. Asli müdahillerin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 … Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında, asli müdahiller vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı …vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince, taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi bozma gereklerinin de tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; dava, genel mahkemede, zilyetliğe dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Bu nedenle, 3402 … Kanun’un 30/2 nci maddesi gereğince kadastro hakimi, iddia ve savunma çerçevesinde hüküm kurarken, davanın tarafları ile bağlı kalmaksızın hak sahibi olduklarını saptadığı takdirde dava dışı üçüncü şahıslar lehine de tescil hükmü vermekle yükümlü olduğundan, bu çerçevede re’sen araştırma yapmak ve gerçek hukuki durumu tespit etmek zorundadır. Her ne kadar, somut olayda taşınmazın kadastro tutanağında malik hanesi doldurulmuş ise de davanın anılan niteliği gereği, kadastro tutanağının malik hanesinin hukuken boş olduğunun kabulü gerekir.
Diğer taraftan, hükmüne uyulan bozma ilamında, toprak tevzi haritası ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek yöntemince çakıştırılmak suretiyle …adına oluşan tapu kaydının kapsamının tevzi haritası ile belirlenerek aynı harita üzerinde net bir şekilde gösterilmesi istenilmiş ise de, bozma ilamından sonra alınan 09.04.2018 ve 24.12.2018 tarihli fen bilirkişi raporlarında belirtilen çakıştırmalar yapılmadığı gibi; ziraat ve jeodezi bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ortak raporda da, taşınmaz üzerindeki toprak yapısının incelenmesi, her hangi bir kapsam tayini yapılmadan nokta olarak 1, 2 ve 3 numaralı yerlerde ve fotoğraflarda eklenmek suretiyle yapıldıktan sonra, hava fotoğrafı üzerinde fen bilirkişinin yardımıyla ölçeklendirilmeden şeklen 1, 2, 3 numaralı noktalar gösterilmeden kapsam belirtilmek suretiyle harflendirme yapılmış ve eklenen fotoğraflara göre de 3 numaralı noktada yapılan ölçümde zeminin yoğunun bir şekilde taşlı olduğu görülmesine rağmen, bu kısım tarımsal faaliyet yapılan alanda kaldığı belirtilerek hem rapor içerisinde çelişki oluşturulmuş, hem de denetime elverişli olacak şekilde, davalı …adına tapu kaydının oluştuğu 1964 tarihi itibariyle, taşınmazın hangi bölümü üzerinde, 3402 … Kanun’un 46/1 inci maddesindeki zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu ve taşınmazın niteliği tereddütsüz olarak ortaya konulmamıştır.
Ayrıca; İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı sonrasında yapılan keşifte, taşınmazın kuzeybatı tarafında ve taşınmazın içerisinden derenin geçtiği hususu gözlemlenmesine rağmen, refakate jeolog bilirkişi alınarak taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı yada taşınmazın derenin aktif etkisi altında kalıp kalmadığı hususlarında rapor alınmadığı gibi, ortak raporda 1955 yılına hava fotoğrafına göre taşınmazın bir kısmı üzerinde tarımsal amaçlı kullanımın olduğu hususu belirtilmiş ise de, taşınmazın komşularıyla sınırlarının belirgin olup olmadığı hususu da bilimsel esaslara göre ve denetime elverişli olacak açıklanmamış ve bu raporda, 1955 yılında taşınmazın tamamının tarımsal amaçlı kullanılmadığı belirtildikten sonra, bir kısmı üzerinde tarımsal amaçlı kullanım olduğu belirtilerek rapor içinde çelişki oluşturulmuştur.
Bu şekilde, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, İlk Derece Mahkemesince öncelikle, çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kayıdının oluşumuna dayanak belirtmelik tutanakları, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, taşınmaza komşu taşınmazları da bir arada gösterecek birleşik harita, çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, 3402 … Kanun’un 14 üncü maddesinde öngörülen sınırlamalar yönünden, davacı ve murisi …’ın aynı kadastro çalışma bölgesi içinde adlarına belgesizden tespit edilen yer bulunup bulunmadığı Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak tespit edilmeli, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşum tarihinden 20-25 yıl öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan taşınmaza komşu ve taşınmazın bulunduğu yerde yaşayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeolog bilirkişi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ile 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 290 ıncı maddesi kapsamında bir fotoğrafçı bilirkişi eşliğinde dava konusu taşınmaz başında, taşınmazın tamamı gezilmek ve mahkeme hakiminin gözlemi de tutanağa geçirilmek suretiyle yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, üzerindeki zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar- ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli ve beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler yöntemince giderilmeye çalışılmalı; çekişmeli taşınmazın ve komşu taşınmazların belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlar mahalli bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli; yapılacak inceleme sırasında özellikle toprak tevzi çalışmasından önceki kullanım şeklinin tespitine çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parsellerden nasıl ayrıldığını, aralarında doğal yada yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığını, imar- ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine belirtilen tarihlerdeki hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlettirilmeli; jeolog bilirkişisinden, taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine toprak tevzi haritası ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların her iki haritadaki konumlarını gösterir şekilde keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu parsellerinin konumlarını gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; fotoğrafçı bilirkişiden, taşınmazın komşu parsellerle arasındaki sınırları gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğrafları çektirilerek, fotoğrafların hangi taşınmaza ait olduğunun açıklanması ve fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin sınırlarının fotoğraflar üzerinde gösterilmesi istenmeli, çekişmeli taşınmazın, …adına oluşan toprak tevzi tapusunun kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde, tapu kaydının oluştuğu 1964 tarihine kadar 3402 … Kanun’un 46/1 inci maddesindeki, …adına oluşan toprak tevzi tapusunun kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde ise tespit tarihi itibariyle 3402 … Kanun’un 14 üncü maddesindeki koşulların davacı taraf lehine oluşup oluşmadığı hususları araştırılarak aynı Kanun’un 19/2 nci maddesi de göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
4. İlk Derece Mahkemesince, davanın genel mahkemeden kadastro mahkemesine aktarılan dava olduğu ve bu nedenle 3402 … Kanun’un 30/2 nci maddesi uyarınca taşınmazların malikini re’sen belirleme yükümlülüğünün bulunduğu dikkate alınmak suretiyle, yukarıda detaylı şekilde açıklanan çerçevede araştırma ve inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, davanın niteliği itibariyle yasal hasım konumunda bulunan …aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi ve 3402 … Kanun’un 14 üncü maddesi uyarınca, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap edilebilecek taşınmaz miktarı sınırlamasını aşan taşınmaz kısımlarının …adına tesciline karar verilmesi gerekirken miktar sınırını aşar şekilde karar verilmiş olması da isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda (V.C.3.1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asli müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
Yukarıda (V.C.3.2.3 ve 4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı …vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.