Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/6125 E. 2021/12639 K. 16.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6125
KARAR NO : 2021/12639
KARAR TARİHİ : 16.12.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında Ankara Batı Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hüküm, davalı Hazine ve Kadastro Müdürlüğü vekili ile … vekili tarafından istinaf edilmekle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davalı Hazine ve … Büyükşehir Belediye Başkanlığının istinaf talebinin reddine, davalı Kadastro Müdürlüğünün istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine, Kadastro Müdürlüğü ve … vekilleri tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, … İli … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı … adına kayıtlı bulunan eski 361 parsel sayılı 2.740 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 113 ada 74 parsel numarasıyla ve 2.375,32 m2 yüzölçümlü olarak; davacı … adına kayıtlı bulunan eski 362 parsel sayılı 7.440 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise, 113 ada 75 parsel numarasıyla ve 7.013,41 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacılar … ve …, uygulama kadastrosu sonucunda adlarına kayıtlı bulunan taşınmazların yüzölçümünün küçüldüğünü öne sürerek, eski hale getirilmesi istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 113 ada 74 ve 75 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptali ile 22.02.2016 havale tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 64,01 m² yüzölçümündeki alanın 113 ada 74 nolu uygulama parseline eklenerek 2.439,33 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen 100,05 m² yüzölçümündeki alanın 113 ada 75 nolu uygulama parseline eklenerek 7.113,51 m² olarak tapuya kayıt ve tesciline, davalı … Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün, davalı Hazine ve Kadastro Müdürlüğü vekili ile … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalılardan Hazine ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının istinaf başvurusunun reddine, davalı Kadastro Müdürlüğünün istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş ve iş bu karar, davalı Hazine, Kadastro Müdürlüğü ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada Mahkemece, davalılardan Hazine, Pursaklar Belediyesi, … yönünden davanın kabulüne, Kadastro Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmakla yeniden hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaza ait tesis kadastrosu sırasında düzenlenen pafta haritası, ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü cetveli, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları dosya arasına getirtilmemiş; teknik bilirkişiden tesis kadastrosu ve düzeltme işlemi sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucunda oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya ikmal edilmeli ve ardından harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın HMK’nin 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı …’na iadesine, 16.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.