Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/5784 E. 2022/8299 K. 20.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5784
KARAR NO : 2022/8299
KARAR TARİHİ : 20.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün asli müdahil mirasçısı … mirasçıları ve Belediye vekili, asli müdahil mirasçısı … vekili, tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmesi üzerine, davanın niteliği itibariyle duruşma istemi reddedilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucunda, ….., ilçesi …Mahallesi çalışma alanında bulunan 465 ada 3 parsel sayılı 24.997,97 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve …Belediyesinin kullanımında olduğu şerhi verilerek, bahçe niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı …, taşınmazın kendi kullanımında olduğunu öne sürerek beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptali ile kendi adının yazılması istemiyle dava açmış ve müdahil …, 09.06.2014 tarihli harçlandırılmış dilekçe ile taşınmazın en az 1/2 payının kendi kullanımında olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin önceki hüküm Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “öncelikle taşınmazın bulunduğu bölgeyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulunun tespit edilerek, taşınmaz başında 3 yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tamamının ve zirai ve fen bilirkişisi ile birlikte keşif yapılarak, taşınmazın tamamının ya da bölümlerinin kim yada kimler tarafından ne zamandan beri nasıl kullanıldığı taşınmaz üzerinde mevcut bulunan ağaçların kim ya da kimler tarafından ne zaman dikildiği, ağaçların bakımının kim ya da kimler tarafından yapıldığı, davalı Belediyenin delil olarak sunduğu yeni mezarlık için harfiyat çalışmaları ile zeytin fidanı alımına ilişkin belgeler ışığında yeni mezarlığın neresi olduğu, hafriyat çalışmalarının nerede yapıldığı hususlarının ayrıntılı ve olaylara dayalı olarak sorularak belirlenmesi; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde usulüne uygun şekilde ve gerektiğinde yüzleşme yaptırılarak çelişkinin giderilmesi; ziraatçi bilirkişiden, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşları, cinsleri, taşınmaz üzerinde ayrı ayrı kullanılan bölümler mevcutsa arada ayırıcı sınır olup bulunup bulunmadığı hususlarında, gerektiğinde bu sınırları da gösterir şekilde, taşınmaza ait renkli fotoğrafları da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; fen bilirkişisinden, keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdikleri sınırları, yeni mezarlık olarak bahsedilen yerin neresi olduğunu da gösterir, kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın renkli uydu fotografı ile kadastro paftasının çakışık halde üzerine işaretlenmiş şekilde keşfi izlemeye ve hüküm kurmaya elverişli harita ve rapor düzenlenlemesi istenilmesi ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm … birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu … İli …İlçesi… Mahallesinde bulunan 465 ada 3 parsel nolu taşınmazın tapu kaydındaki” parsel üzerindeki bahçe …Belediyesi kullanımındadır” şerhinin iptali ile, A harfi ile gösterilen 12.498,27 m²’lik kısmın asli müdahil davacı … mirasçıları …, (…), …… (…..), …… … kullanımında olduğu, aynı raporda B, C, D harfi ile gösterilen 12.499,70 m²’lik kısmın davacı … kullanımında olduğu şerhinin tapunun beyanlar hanesine davacılar lehine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, asli müdahil …’un mirasçısı …’un mirasçıları … ve … ile … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, asli müdahil …..mirasçısı …’un mirasçıları … ve …’un yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Müdahil davacı … ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında yeni mezarlık alanının neresi olduğunun net olarak belirlenmesi gereğine değinilmesine rağmen keşif sonrası alınan rapor ekindeki krokide yeni mezarlık alanı olarak dava konusu taşınmazın 150 metre batısındaki kısım işaretlenmiştir. Tanık olarak dinlenen eski Belediye Başkanı … beyanında, 1987 yılında başkanlık yaptığını, 1988 yılında yapılan 2/B çalışması sırasında dava konusu taşınmazı Orman İdaresi ile yaptığı protokolde mezarlık olarak tahsis ettirdiğini, üzerinde bulunan iki odalı evi yıktırdığını, yıkılan evin asli müdahil …’a ait olduğunu, ardından telle çevirdiğini ancak taşınmazın mezarlık olarak hiç kullanılmadığını, 1999 yılından sonraki durumunu ise bilmediğini belirtmiş; 2004 – 2009 dönemi belediye başkanlı yapan … ise beyanında, mezarlık yapılan alana toprak döküp zeytin fidanları diktiklerini, kimsenin kullanımında olmadığını, davacı …’in 7 – 8 dönüm yeri bulunduğunu, davacının muhtar olduğu dönemde taşınmazın toprak depolama alanı olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca, belediye başkanlığı ile yapılan yazışmalarda, toprak dökümü için iş makineleri kiralanmasına, 4000 adet 1 yaşında zeytin fidanı alım izni ve sulama ve nakliye hizmet bedeline ilişkin 2005 ve 2006 tarihli belge suretleri gönderilmiştir.
Buna göre; dosyada mevcut önceki belediye başkanlarının beyanlarından, dava konusu taşınmazın tahsisli mezarlık alanı olup, hiç kullanılmadığı; bilirkişi raporu ekinden krokiden ise, zeminde mevcut başka bir taşınmazın mezarlık olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kanun’un Ek-4. maddesi uyarınca “6831 sayılı Kanun’un 20.06.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanun’un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir” hükmünü taşımaktadır. “Kullanım kadastrosu” olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir.
Hal böyle olunca; Mahkemece yapılacak iş, mezarlık tahsisine veya tahsis değişikliğine ilişkin karar bulunup bulunmadığı, varsa tahsisin hangi taşınmaza ilişkin olduğu ilgili Belediye ve Orman idaresinden sorulduktan sonra, taşınmazın bulunduğu bölgeyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulunun tespit edilerek, taşınmaz başında 3 yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tamamının ve zirai ve fen bilirkişisi ile birlikte keşif yapılarak, Belediye yazı cevaplarında belirtilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin çalışmaların krokide mezarlık olarak işaretlenen yeni mezarlık alanına mı yoksa dava konusu taşınmaza mı ilişkin olduğu araştırılmalı, Belediyenin ağaç diktiği alanda sonradan gerçek kişiler tarafından sulama veya sahiplenmeye yönelik çalışmalar bulunup bulunmadığı, varsa kim tarafından yapıldığı, eski Belediye Başkanı …’ in, davacı ……, ait 7 – 8 dönüm arazinin bulunduğu yönündeki beyanı açıklatılarak, arazinin nerede olduğu belirlenmeli, davacının kullanımının bulunup bulunmadığı, kadastro tespit tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın tamamının ya da bölümlerinin kim yada kimler tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmaz üzerinde mevcut bulunan ağaçların kim ya da kimler tarafından ne zaman dikildiği, ağaçların bakımının kim ya da kimler tarafından yapıldığı yerel bilirkişi tanıklardan sorularak tespit edilmeli; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde, bu çelişki usulüne uygun şekilde ve gerektiğinde yüzleşme yaptırılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşları, cinsleri, taşınmaz üzerinde ayrı ayrı kullanılan bölümler mevcutsa arada ayırıcı sınır bulunup bulunmadığı hususlarında, gerektiğinde bu sınırları da gösterir şekilde, taşınmaza ait renkli fotoğrafları da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdikleri sınırları ve yeni mezarlık olarak bahsedilen yerin neresi olduğunu da gösterir şekilde, kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın renkli uydu fotografı ile kadastro paftasının çakışık halde üzerine işaretlenmiş, keşfi izlemeye ve hüküm kurmaya elverişli harita ve rapor düzenlenlemesi istenilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm … birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
3. Kabule göre de; davacı … tarafından açılan davaya 28.04.2014 tarihinde asli müdahil … 09.06.2014 tarihli harçlandırılmış dilekçesi katılmış olup, bilahare, 26.06.2014 tarihinde ise oğlu …’a 15.000 m2 arazinin kullanım hakkını iki tanık huzurundaki yazılı sözleşme ile hibe yoluyla devretmiş ve …’un kanuni mirasçılarından …ve Mehmet’ te devre muvafakat etmişlerdir.
Bu durum karşısında, müdahil …, dava devam ederken oğlu İlhan’a kullanım hakkını devretmiş olmakla, aynı zamanda dava hakkını da devrettiğinin kabulü gerekir. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan asli müdahil …’ un tüm mirasçıları davaya katılmış ise de, murisin sağlığında lehine devir yapılan İlhan yönünden yargılamaya devam edilerek sadece İlhan hakkında karar verilmesi gerekirken, tüm mirasçılar yönünden hüküm kurulmuş olması … olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asli müdahil … mirasçısı …’un mirasçıları … ve …’un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) numaralı bentlerle açıklanan nedenlerle, müdahil davacı … vekili ve davalı … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 80.70 TL onama harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 6,194,30 TL’nin temyiz eden asli müdahil mirasçıları … ve …’a iadesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı … ile …’na ayrı ayrı iadesine, 20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.