Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/5501 E. 2022/2085 K. 08.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5501
KARAR NO : 2022/2085
KARAR TARİHİ : 08.03.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili, duruşmasız olarak davalı Hazine vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacılar … ve müşterekleri adına vekili Avukat … ile karşı taraftan Hazine adına vekili Avukat…… katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar … tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “bozma kararına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediği belirtilerek; hükmüne uyulan bozma kararı çerçevesinde araştırma, soruşturma ve uygulama yapılması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 564 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile tamamı 567.500 hisse kabul edilerek, 483.750 hissesinin 1’erden iki hissenin davacılar … ve … adlarına, 83.750 hissenin Hazine adına; 561 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 74.250,00 metrekarelik bölümün kadastro tespitinin iptali ile toplam 4 hisse kabul edilerek, 1’erden iki hissenin davacılar … ve … adlarına, 2 hissenin ise Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline; 561 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 17.125,00 metrekarelik bölümü ile 563 parsel sayılı taşınmazın tamamı hakkında Viranşehir 1. Kadastro Mahkemesince verilen 2002/2 Esas ve 2003/8 Karar sayılı ilamı kesinleştiğinden bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Çekişmeli 563 parsel sayılı taşınmaz ile 561 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 17.125,00 metrekarelik bölümüne ilişkin hükme yönelik davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; çekişmeli 563 parsel sayılı taşınmaz ile 561 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü yönünden mahkemenin davanın reddine ve 563 parsel sayılı taşınmaz ile 561 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün Hazine adına tesciline ilişkin önceki tarihli hükmü, davacılar tarafından temyiz edilmediğinden kesinleşmiş olup, kesinleşen hususların temyizen incelenmesi hukuken mümkün bulunmadığından, davacılar vekilinin temyiz inceleme istemi yerinde değildir.
2. Dava konusu 564 parsel sayılı taşınmaz ile 561 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacıların dayandıkları tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsamadığı, dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü, taşınmazlar üzerinde davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu ve ayrıca 564 parsel sayılı taşınmaz ile 561 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden, taşınmazların ½ pay oranında komisyon kararıyla tespit maliki olan Fikriye Advan’ın davayı kabul ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; taşınmazın aynına ilişkin iş bu davada iddia ve savunmanın tespiti bakımından taşınmazlar başında keşif yapılması zorunlu bulunduğu ve son bozma ilamında da bozma gereklerinin yerine getirilmediği belirtildiği halde, bozma ilamından sonra mahallinde keşif yapılmadan, sadece teknik bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle karar verilmesi nedeniyle bozma ilamının gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemez. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak ve bozma gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, önceki bozma ilamında değinildiği şekilde mahallinde yeniden yöntemince keşif ve uygulama yapılarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek ve bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; çekişmeli taşınmazlar hakkında Komisyon kararı bulunduğu dikkate alınmaksızın Komisyon kararının iptali yerine tespitin iptali şeklinde hüküm kurulmuş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin dava konusu 564 parsel sayılı taşınmaz ile 561 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1 maddesi gereğince … Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 08.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.