Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/5114 E. 2023/5485 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5114
KARAR NO : 2023/5485
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/370 E., 2020/386 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/317 E., 2018/849 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın usulden reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı birleşen dosyada -davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-birleşen dosya davalısı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı birleşen dosya davalısı … dava dilekçesinde özetle; … ilçesi … Mahallesi Boğsak mevkii 969, 3013 ve 2662 parsel … taşınmazların kısmen dedelerinden, kısmen de varislerden ihale yolu ile satın aldığı yerler olduğunu, taşınmazların bazı bölümlerinin ormana çıkarıldığını, bu taşınmazların asırlardır zilyetliklerinin altında bulunan yerler olduğunu, atalarının buraları ekip biçip hasat yaparak geçimlerini temin ettiklerini, kendisinin de aynı şekilde geçimini buralardan sağladığını, bu taşınmazların çoğunun zeytin, harnup ağaçlarıyla kaplı bahçe vasfında olduğunu, orman ile ilgisinin olmadığını beyan ederek taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/139 Esas … dosyasında davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu edilen … ili … ilçesi … Mahallesi 969, 2662 ve 3013 parselde tapuya kayıtlı taşınmazların bilirkişi raporları ile belirlenen kısımlarının orman olduğunu, taşınmazların şu anki kullanım şekillerinin orman niteliğini değiştirmediğini, orman vasfındaki taşınmazın özel mülkiyete konu edilemeyeceğini beyanla dava konusu edilen taşınmazların bilirkişi raporları ile gösterilen kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline, davalının müdahalesinin menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … İdaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağını, davacının başvuracağı yolun idari yargı olduğunu, taşınmazların orman olduğunu beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve esası yukarıda belirtilen kararında “Mahallinde yapılan keşif sonrasında tanzim edilen 02/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu taşınmazların bulunduğu … Mahallesinde ilk Orman Kadastro çalışmalarının 1977 yılında yapıldığı, ekip çalışmalarına komisyon nezdinde itiraz edilmemiş olması durumunda orman kadastrosunun 03/04/1980 tarihinde, ekip çalışmalarına itiraz edilmiş olması durumunda ise 14/06/1988 tarihinde kesinleştiği, buna göre asıl davanın tarihi ile orman kadastrosunun kesinleşme tarihleri arasında 10 yıldan fazla süre geçmiş olduğu, 2014 yılında mahalde yapılan çalışmanın orman kadastrosu olmayıp düzeltme ve aplikasyon işlemleri olduğu ayrıca dava konusu taşınmazlardan 3013 parsel … taşınmazın tamamının, 969 parsel … taşınmazın 02/04/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna ekli 1/2000 ölçekli haritasında A harfi ile gösterilen 212,71 m²’lik kısmının ve 2662 parsel … taşınmazın 02/04/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna ekli 1/2000 ölçekli haritasında A harfi ile gösterilen 872,16 m²’lik kısmının kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kalan kısmının hukuki niteliğinin orman olduğunun tespit edildiği, açıklanan nedenlerle; Asıl davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla dava şartı yokluğundan usulden reddine, birleşen davada ise dava konusu … ili … ilçesi … Mahallesi 3013 parsel … taşınmazın tamamının, 969 parsel … taşınmazın 02/04/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu ve eki 1/2000 ölçekli haritasında A harfi ile gösterilen 212,71 m²’lik kısmının ve 2662 parsel … taşınmazın 02/04/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu ve eki 1/2000 ölçekli haritasında A harfi ile gösterilen 872,16 m²’lik kısmının orman ve orman toprağı sayılan yerlerden olduğunun bilirkişilerce tespit edilmiş oluşu ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak tapu kaydının iptali ile bu kısmın orman vasfı ile kayıt ve tesciline, ancak müdahalenin meni talebi yönünden davalının taşınmazı kendi adına olan tapu kaydına dayanarak kullanması haline göre davalının dava konusu taşınmazlara haksız el atmalarından söz edilemeyeceği anlaşılmakla davacının müdahalenin meni taleplerinin reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve esası belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dosya davacısı/ birleşen dosya davalısı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl dosya davacısı birleşen dosya davalısı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların müvekkilinin asırlık zilyetliklerinin altında bulunan yerler olduğunu, atalarından bu yana ekip biçip hasat yaparak geçimlerini temin ettiklerini, üzerinde zeytin ve harnup ağaçlarıyla kaplı olduğunu, bahçe vasfında olduğunu, orman ile ilgisinin olmadığını, tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile bu durumun anlaşılmış olduğunu, eksik inceleme ve araştırmalar sonucunda karar verilmiş olduğunu, yapmış oldukları itirazlarının da yerel mahkemece değerlendirilmediğini davanın süresinde açılmadığı hususunda yerel mahkemece verilen kararın da yerinde olmadığını bu nedenle usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “ilk derece mahkemesince yapılan araştırmada ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda vicdani kanaatin oluştuğu, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, kararın dayandığı deliller ile kanuni sebepler ve gerekçe içeriğine göre, davanın esası ile ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf yasa yoluna başvuran davacı-davalı … vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 … HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine” karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl dosya davacısı-birleşen dosya davalısı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl dosya davacısı-birleşen dosya davalısı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen belirlenecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve tahdidi sınırları içerisinde kalıp kalmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369/1, 370, 371 inci maddeleri, 6831 … Orman Kanunu’nun (6831 … Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 … Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 215,45 TL’nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.