Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/4733 E. 2023/3494 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4733
KARAR NO : 2023/3494
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında İlk Derece Mahkemesi tarafndan verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatıan) 16. Hukuk Dairesi’nce bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Kadastro sırasında, Ardahan ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 39 parsel sayılı 14.381,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … dava dilekçesinde; Ardahan ili … ilçesi … Köyü105 ada 39 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı diğer taşınmazların adına tespit edilmesi gerekirken yanlışlık yapıldığını belirterek, kadastro tespitlerinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 105 ada 39 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasından feragat etmiş ve dava konusu yaptığı diğer parseller hakkındaki dava ise tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.

3. Birleşen dosya davacısı … dava dilekçesinde; Ardahan ili … ilçesi … Köyü 105 ada 39 ve 107 ada 253 parsel sayılı taşınmazların, babası …’den kendisine intikal ettiğini ve taşınmazların uzun yıllardır kendisinin zilyetliğinin bulunduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında 107 ada 253 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davası bozma ilamından önce tefrik edilerek aynı mahkemenin 2009/20 esas sayılı dava dosyasıyla, çekişmeli 105 ada 39 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davası ise eldeki dava dosyasıyla birleştirilmiştir.

4. Asli müdahiller …, … ve … ayrı ayrı sundukları müdahale dilekçeleriyle; 107 ada 253 parsel sayılı taşınmazın adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlar ve bu parsel hakkındaki dava tefrik edilerek mahkemenin 2009/20 Esas sırasına kaydedilmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; taşınmazın ham toprak vasfında olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2015 tarih ve 2012/27 Esas, 2015/16 Karar sayılı önceki kararı ile, 105 ada 39 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından hazırlanan rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı … lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve eki haritada (A) harfiyle gösterilen 12.954,16 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla vasfıyla aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı … adına, aynı rapor ve eki haritada (B) harfiyle gösterilen 1.426,93 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ise ham toprak vasfıyla aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2015 tarih ve 2012/27 Esas, 2015/16 Karar sayılı önceki kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarih ve 2017/5541 Esas, 2018/2184 Karar sayılı ilamıyla; “yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç tanesimim Harita Genel Komutanlığından getirilerek dosya arasına konulması, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu kadastro çalışma alanındaki mahalle ya da köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi ile ziraat mühendisi bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, keşif sırasında taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, mera olup olmadığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilecek taşınmazlardan olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiğinin etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması, ziraat mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, mera vasfı taşıyıp taşımadığını, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, dava konusu taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek taşınmaz olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığını, arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili raporun alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, çekişmeli taşınmazın ve çevresinde olan taşınmazın nitelikleri hususlarındaki hakim gözleminin keşif zaptına aynen yansıtılması, keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma ilamına Uyularak Verilen Karar
Bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı …’in davası yönünden, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler ve keşif sonrasında alınan teknik bilirkişi raporlarına göre davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 105 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, 21.10.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda taralı olarak gösterilen 105 ada 39 parsel sayılı dava konusu taşınmazın tamamının davacı … adına aynı ada ve parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olup aynı zamanda eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, davalı Hazine’nin harçlardan muaf olmasına rağmen aleyhine hara hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14, 17 ve 18 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince, davacı … lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli olmadığı gibi, bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri de tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmemiştir.

Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında, yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılması gereğine değinilmesine rağmen, mahallinde yapılan keşif sırasında taşınmazın konumuna ve fiziksel özelliklerine ilişkin çevre parsellerle karşılaştırmalı mahkeme gözlemi tutanağa yansıtılmamış; taşınmazın niteliğine, kullanım durumuna, üzerindeki zilyetliğin süresine ve sürdürülüş biçimine ilişkin olarak bozma ilamında yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması belirtilen sorular keşif sırasında dinlenen kişilerden sorulmamış; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın bitişik mera parseli ile arasında ayırıcı unsur olup olmadığı, komşu parseller ile karşılaştırmalı durumu ile taşınmazın niteliğinin belirlenmesine yönelik bilimsel esaslara uygun rapor alınmamış ve tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafının jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından incelenmesi ve taşınmazın bu hava fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi suretiyle mevcut sınırların hangi tarihte oluştuğunun belirlenmesi gerektiği halde, hava fotoğrafı incelemesi yöntemine uygun şekilde yaptırılmamış, hava fotoğrafı incelemesi jeodezi fotogrametri mühendisi yerine bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan fen bilirkişi tarafından yapılmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

2. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, ilk derece mahkemesince, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu kadastro çalışma alanındaki mahalle ya da köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile önceki keşfe katılan kişiler dışında 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 1 fen bilirkişisi ile 3 ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, mera olup olmadığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilecek taşınmazlardan olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, mera vasfı taşıyıp taşımadığını, sınırındaki mera vasfındaki taşınmazın devamı niteliğinde olup olmadığını, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğunu, dava konusu taşınmazın imar – ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar – ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığını, arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetime elverişli krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye, dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15 – 20 – 25 yıl öncesi döneme ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, imar – ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; mahkeme hakiminin, çevre parsellerle karşılaştırmalı şekilde, çekişmeli taşınmazın konumuna ve fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif zaptına aynen yansıtılmalı; keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı … yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

3. İlk Derece Mahkemesince, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, mahkemenin önceki kararıyla, taşınmazın bir kısmı hakkında davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin, taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmesi de usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 … içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.