YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4713
KARAR NO : 2022/8914
KARAR TARİHİ : 08.11.2022
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz (Ek Karar Temyizi)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen hükmün tavzihi davacı … vekilince istenilmesi üzerine mahkemenin 13.10.2020 tarihli ek kararıyla, tavzih talebinin reddine karar verilmiş olup, iş bu ek kararın davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … ili ….., ilçesi …..,Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu yüzölçümleri tutanaklarında yazılı 112 ada 11 ve 117 ada 24 parsel sayılı taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ölü olduğu beyanlar hanesine yazılarak … adına; 113 ada 1, 114 ada 3, 115 ada 1 ve 255 ada 47 parsel sayılı taşınmazlar … adına; … Köyü çalışma alanında bulunan 155 ada 3 ve 162 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar … adına; 155 ada 20 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar … adına ve 155 ada 13 parsel sayılı taşınmaz ise … adına tespit edilmiştir.
Davacılar … ve …, taşınmazların müşterek murislerinden intikal ettiğihi ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, mirasçılar adına tesciline karar verilmesi istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır.
Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde 25.11.2013 tarih ve 2008/344 Esas, 2013/80 Karar sayılı ilamıyla verilen davanın kısmen kabulüne, çekişmeli Toygarlı Köyü sınırları içerisinde bulunan 112 ada 11, 117 ada 24, 113 ada 1, 114 ada 3, 115 ada 1 ve 255 ada 47 parsel sayılı taşınmazlar ile … Köyü sınırları içerisinde bulunan 155 ada 3, 162 ada 25, 155 ada 20, 155 ada 36 ve 155 ada 13 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların kök muris …’un mirasçıları adına payları oranında tesciline ilişkin hükmün, mirasçılardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2018 tarih ve 2016/4640 Esas, 2018/8254 Karar sayılı ilamıyla; “temyiz inceleme isteminde bulunan …’ ın dava ve temyize konu taşınmazların tespit maliki olmadığı gibi, hükmü temyiz edenin harcı yatırılmak suretiyle usulünce bağımsız hak talebi ile açılmış bir davası ya da eldeki davaya müdahalesi de bulunmadığı” gerekçesiyle, temyiz eden …’ın temyiz inceleme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, söz konusu Yargıtay ilamı, davacı tarafa ve hükmü temyiz eden …’a tebliğ edilmiş olup, hükmün taraflarca temyiz edilmemesi nedeniyle 03.02.2020 tarihinde kesinleştiği açıklanarak 05.02.2020 tarihinde kesinleştirme işlemi yapılmış ve hükmün infazı Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır.
Bilahare; Cide Tapu Müdürlüğünce, mahkeme kararının hüküm kısmında belirtilen …’ın T.C. kimlik numarasının hatalı olduğu belirtilerek, hatalı olan kısmın tavzihinin istenilmesi üzerine Mahkemece, Cide Nüfus Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak anılan şahsın T.C. kimlik numarasının bildirilmesi istenilmiş olup yazı cevabında, 16208437258 T.C. kimlik numaralı Bayram ve Hatice kızı, 07.05.1966 Cide doğumlu, …’ın kaydının mükerrer olması nedeniyle kaydın iptal edildiği belirtilmiş, bilahare anılan kişinin T.C. kimlik numarası tekrar sorulduğunda, 16361432152 T.C. kimlik numaralı Bayram ve Hatice kızı, 14.06.1967 Cide doğumlu, … (evlenmeden önceki soyadı Demirtaş) bildirilmiş ve bunun üzerine Mahkemece, 19.06.2020 tarihinde, Tapu Müdürlüğüne tavzih talep yetkilerinin bulunmadığı belirtilerek, herhangi bir işlem yapılmaması istenmiştir.
Akabinde, davacı … vekili 10.08.2020 tarihli dilekçesiyle, hükmün mükerrer nüfus kaydı nedeniyle infaz edilemediğini belirterek, hükümde yer alan … adına yapılan hisse tespiti işleminin iptali ile bu hissenin tüm mirasçılara hisseleri oranında dağıtılması suretiyle hükmün tashihine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda ek kararla, tavzih yoluyla taraflara tanınan hak ve borçların genişletilip – değiştirilemeyeceği belirtilerek, davacı vekilinin 10.08.2020 tarihli tavzih talebinin reddine karar verilmiş; iş bu ek karar, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü yerinde değildir. Şöyle ki; HMK’nin 305. maddesinde; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı zamanda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi, doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır.
Anılan kanun maddeleri dikkate alındığında, her ne kadar tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesi hukuken mümkün bulunmamakta ise de, mahkeme kararının, hükümde lehine pay verilerek tescil hükmü kurulan …’ ın kaydının mükerrer olması nedeniyle infaz edilemediği anlaşılmakta olup, nüfus müdürlüğünün yazı cevabında, söz konusu mükerrer kaydın iptal edildiğinin bildirilmiş olması ve mahkeme kararlarının infaz edilmemesi halinin kamu düzenine ilişkin olması karşısında; Mahkemece, tavzih talebinin kabulü ile kök murisin veraset ilamının çıkartılması suretiyle, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, mükerrer nüfus kaydı iptal edilen …’ın payı, hüküm yerinde adlarına tescil hükmü kurulan diğer mirasçılara (şahıslara) dağıtılarak yeniden tescil hükmü tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı … vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile mahkemenin usul ve yasaya aykırı olan 13.10.2020 tarihli ek kararının 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.