YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4710
KARAR NO : 2022/6711
KARAR TARİHİ : 05.09.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Yenileme Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “Mahkemece öncelikle davacıların iddiasının tesis kadastrosundan önceki nedenlere mi yoksa uygulama kadastrosu sırasında ortaya çıkan nedenlere mi dayandığı hususunda izahat alınması, davacıların iddiasının tesis kadastosundan önceki nedenlere dayalı mülkiyet hakkı istemine yönelik olduğunun anlaşılması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. Maddesinde gösterilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi; davanın, uygulama kadastrosu sırasında ortaya çıkan nedenlere dayandığının anlaşılması halinde ise dosyada bulunmayan tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri, komşu parsellere ait tesis ve uygulama kadastrosu tutanak örnekleri ve varsa dayanakları getirtilerek dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, daha sonra harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik harita mühendisi bilirkişi kurulu, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılması, mahalli bilirkişi ve tanıklardan davacılara ait taşınmazın değişmeyen doğal ya da yapay sınırları bulunup bulunmadığı hususunda bilgi alınması, göstermeleri halinde söz konusu sınırların teknik bilirkişilere raporda gösterilmek üzere not aldırılması, teknik bilirkişiler eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılıp denetime ve hüküm vermeye uygun rapor tanzim edilmesi, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, Trabzon İli Akçaabat İlçesi … Mahallesi Şehitlik Mevkiinde kain; davalıların murisi adına kayıtlı 924 ada 52 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri … ve … tarafından düzenlenen 30.10.2020 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile belirtilmiş olan 918.50 m² miktarındaki kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına kayıtlı olan Trabzon İli Akçaabat İlçesi … Mahallesi Şehitlik Mevkiinde kain 924 ada 51 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesçiline karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; hükme esas alınan ve dosya arasında bulunan 09.10.2020 tarihli fen bilirkişileri … ve …’ın raporu, taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında taşınmazlarda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde hazırlanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro güncelleme tutanağı, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir.
Bundan sonra ise mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir.
Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir.
Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir.
Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmayan 9/10/2020 tarihli fen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 05.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.