Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/4505 E. 2022/9373 K. 23.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4505
KARAR NO : 2022/9373
KARAR TARİHİ : 23.11.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı … ve davalı …vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, …., İli …. İlçesi ….., Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 1 parsel sayılı 105.031,90 metrekare, 102 ada 8 parsel sayılı 34.071,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz malik hanesi boş bırakılarak tespit edilmiştir.
Davacı … Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile hudutlarını belirttiği taşınmazın 1937 tarihli tahrir kaydına göre adına tescilini talep etmiş, …, …, …, …, …, …, İlçe Belediye Başkanlığı, … davaya müdahil olmuşlardır.
Asliye Hukuk Mahkemesince davacı …’nin davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, müdahil … yönünden ise tescil talebi olmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer müdahillerin davalarının reddine karar verilmiş; hükmün, davacı … ve müdahiller… ve … vekilleri ile davalı …vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce karar bozulmuştur. Bozmadan sonra taşınmaz için kadastro tutanağı düzenlenmesi üzerine dosya re’sen Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacının ve müdahil davacı …’nın davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 102 ada 1 nolu parselin fen bilirkişisinin rapor ve eki krokisinde A harfi ile gösterilen ve toplam alanı 2.306,28 m2 olan kısmının ifrazı ile 102 ada 8 nolu parsel ile tevhidine, tevhid edilen kısımla birlikte 102 ada 8 nolu parselin 36.377,44 m2 olarak çayır vasfında … adına tespit ve tesciline, 102 ada 1 nolu parsele ilişkin fen bilirkişisinin rapor ve eki krokisinde A harfi ile gösterilen alan dışında kalan 102.725,62 m2 kısmın çayır vasfında, … kızı 1904 doğumlu mirasçıları adına payları oranında tespit ve tesciline; diğer müdahil davacıların davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … ve davalı …vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı …, 1937 tarihli ve 41 sıra nolu tahrir kaydına göre babaları … adına kayıtlı taşınmazların zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama aşamasında … mirasçılarının davaya dahil edilmesi üzerine dahili davalılar çekişmeli taşınmazlardaki miras haklarını davacıya bağışladıklarını beyan etmişlerdir. Asli müdahil … ise Haziran 1959 tarihli ve 1, 8 ve 9 sıra nolu tapu kapsamında kalan 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın annelerinden kendilerine miras yoluyla intikal ettiğini öne sürerek mirasçılar adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacının dayandığı tahrir kaydının 102 ada 1 ve 8 parseli kapsadığı , asli müdahilin dayandığı tapu kaydının da 102 ada 1 parseli kapsadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davacı … asli müdahil…’ın tutunduğu tapu kayıtları tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek mahallinde yöntemine uygun şekilde uygulanmak suretiyle kapsamları belirlenmemiş, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış, taşınmazların tapu kaydının kapsamı dışında olduğunun anlaşılması halinde ise davacı … asli müdahil kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandıklarından, taşınmazların kimden intikal ettiği ve zilyetliğin devredilmiş olup olmadığı da aydınlatılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, asli müdahilin dayandığı tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritaları ve dayanağı olan belgeler ile birlikte getirtilmeli, bu kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanarak, revizyon görmüşlerse revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ve dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve varsa oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtlar ile davacı … asli müdahil tarafından zilyetliğe de dayanılmış olması nedeniyle dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tüm tespit bilirkişileri, tarafların gösterecekleri tanıklar ve teknik bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmak suretiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi göz önüne alınarak, tapu ve vergi kaydının sınırları ve kapsamı varsa haritası uygulanmak suretiyle, haritasının bulunmaması ya da uygulanma kabiliyetinin olmaması halinde kayıtların sınırlarına göre tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanmalı, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı tanınmalı, tapu kaydı değişir sınırlı olduğundan miktarına itibar edilmesi gerektiği düşünülmeli ve kayıtların kapsamı belirlenirken varsa dava dışı revizyon gördüğü taşınmazlar göz önüne alınmalı ve fen bilirkişisinden, yapılan keşfi ve tapu kayıt uygulamasını (komşu taşınmazları da gösterir) takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; taşınmazların tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde, davacı … asli müdahil tarafından zilyetliğe de dayanılmış olması nedeniyle taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, hangi süreyle ve ne şekilde kullanıldığı, yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … ve davalı …vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacı …’ya iadesine, 23.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.