Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/3924 E. 2022/3275 K. 05.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3924
KARAR NO : 2022/3275
KARAR TARİHİ : 05.04.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapunun Beyanlar Hanesine 2/B Ve Zilyetlik Şerhi Verilmesi Talebi
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili ve davacı … … vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

… İli Kepez İlçesi Avni Tolunay Mahallesi 28143 ada 9 parsel, 1.570,01 m2 (eski 1174 parsel 1.565 m2) yüzölçümünde limon bahçesi vasfında “bahçenin kullanımı … oğlu …’e aittir” şerhiyle Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı … … vekili; çekişmeli 28143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, 1976 yılında orman sınırı dışına çıkarıldığını, bu hususa taşınmazın hükmen tesciline konu mahkeme kararında da değinildiğini ancak taşınmazda 2/B şerhi olmadığından davacının satın alamadığını, ayrıca davacının taşınmazın kullanım hakkını …’den aldığını ve o tarihten beri kullanımında olduğunu beyanla, dava konusu taşınmazın Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve 30.12.2011 tarihinden öncesinden beri davacının zilyetliğinde olduğunun tapu kaydına şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalılardan … 08.11.2016 tarihli celsede imzalı beyanıyla çekişmeli taşınmazdaki kullanım hakkını 1991-1992 yıllarında satarak davacıya devrettiğini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, davacı … … vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.09.2018 tarihli ve 2018/346 Esas, 2018/179 Karar sayılı hükmünün HMK’nin 353/(1)-b.2 gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 28143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına Orman sınırları dışına çıkartılan yerdir” şerhinin yazılmasına, davacı vekilinin dava konusu taşınmazın 30.12.2011 tarihinden önce davacının kullanımında olduğunun tapuya şerh vermesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu karar davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı … … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş ise de bilirkişi raporları ve aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki tahdit evraklarından çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, Vakıflar İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine … 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “… 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2. madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanun’un 1. maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun’un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2. madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.
Hal böyle olunca; dava, tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazın 2. madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar dikkate alınarak taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2. Davacı … … vekilinin temyiz itirazları bakımından; yukarıda açıklandığı üzere çekişmeli taşınmazın 2/B alanında bulunmadığı, ayrıca 5831 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek-4. maddesi kapsamında yapılan kullanım veya güncelleme kadastrosuna da konu olmadığı ve bu tür bir çalışma yapılmadan zilyetlik şerhi verilmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … … vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları (1) nolu benlerde açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın HMK’nin 373/2. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 44,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36,30 TL’nin temyiz eden davacı … …’dan alınmasına, 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.