Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/3831 E. 2022/4067 K. 26.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3831
KARAR NO : 2022/4067
KARAR TARİHİ : 26.04.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalılardan … tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 2639 parsel sayılı 556,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve … oğlu …’nun kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir.
Davacılar …, … ve …, … Mahallesi 2639 parsel sayılı taşınmazın, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığını, taşınmazın öncesinde tarafların ortak murisleri olan babaları …’nun kullanımında olduğunu, murisin ölümü üzerine tüm mirasçılarına intikal etmesine rağmen taşınmazın sadece davalı kardeşleri …’nun kullanımında olduğuna ilişkin şerh yazıldığını belirterek, dava konusu taşınmazda mirasçılar olarak zilyetliklerinin tespiti ile miras hisseleri oranında tapunun beyanlar hanesine lehlerine kullanım şerhi yazılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, dava konusu yeri, 2003 yılında yapılan taksim gereği kullandığını, dava konusu taşınmaza ilişkin ecrimisil bedellerini ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, … ili … ilçesi … Mahallesi 2639 parsel sayılı taşınmazın şerh ve beyanlar hanesindeki “… oğlu … tarafından kullanılmaktadır” şerhinin davacıların … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2003/1053 Esas 2003/979 Karar sayılı 29.09.2003 tarihli veraset ilamındaki miras payları oranında terkini ile, veraset ilamına istinaden taşınmazın tamamı 6 pay kabul edilerek 1/6 payının davacı … Kuru, 1/6 payının davacı …, 1/6 payının davacı …’nun zilyetliğinde olduğunun tespitine, bu paylar oranında tapu kaydına davacılar lehine davacıların kullanımda olduğunun şerh verilmesine, bakiye 3/6 payın davalı …’nun kullanımında olduğunun şerh edilerek bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın muris …’dan mirasçılarına geçtiği, mirasçıları arasında herhangi bir taksim yapılmadığı, tüm mirasçıların ortak kullanımında olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, davalı, dava konusu taşınmaza ilişkin ecrimisil bedelleri ödediğine dair bir takım makbuzlar ile dava konusu taşınmazı 2003 tarihli taksime dayanarak kullandığını belirtilen taksim sözleşmesi sunmuştur. Her ne kadar keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar, 2003 tarihli belgenin dava konusu yerle ilgilsi olmadığını belirtmiş iseler de, gerek 2003 tarihli sözleşme gerekse ecrimisil evrakları hususunda, dava konusu yere ait olup olmadıkları ve davalının kullanımına ilişkin delil teşkil edip etmeyeceği konusunda karar vermeye ve denetime elverişli yeterli inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Yine keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklardan, davalının kullanımının muris adına mı yoksa kendi adına mı olduğu, kullanım süresinin ne kadar olduğu gibi konularda detaylı bilgi alınmamış, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının kimden geldiği, kimden kime ne şekilde intikal ettiği ve kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususunda mahalli bilirkişi ve tanıkların yetersiz beyanlarına itibar edilmek suretiyle hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının kimden geldiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı; kullanım kadastrosu tarihi itibarı ile de fiili kullanıcının ne sıfatla kim ya da kimler olduğu husuları sorularak maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; ayrıca davalının dayandığı 2003 tarihli sözleşme ve ecrimisil evrakları hususunda, dava konusu yere ait olup olmadıkları ve davalının kullanımına ilişkin delil teşkil edip etmeyeceği konusunda araştırma ve inceleme yapılmalı, bu husus yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak aydınlatılmalı; yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana, hangi nedenle üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılarak açıklanmalı ve ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 14.02.2019 tarihli ve 2018/807 Esas, 2019/169 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
26.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.