Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/17230 E. 2022/3272 K. 05.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17230
KARAR NO : 2022/3272
KARAR TARİHİ : 05.04.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapunun Beyanlar hanesine 2/B Şerhi Verilmesi Talebi
MAHKEMESİ : … 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında … 6. Asliye Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

… İli Kepez İlçesi … Mahallesi 25071 ada 1 parsel 2.569,00m2 yüzölçümünde arsa vasfında “1082 parselden üzerindeki ev …’e aittir”, “ 1081 parselden A harfi ile gösterilen su basmanı … oğlu …’a aittir”, “1083 parselden üzerindeki ev … … ve …’a yarıyarıya olmak üzere aittir”” şerhiyle 1200/2400 hissesi hazine, 398/2400 hissesi …, 398/2400 hissesi … … 404/2400 hissesi … adına paylı olarak tapuda kayıtlıdır.
Davacı … vekili; çekişmeli taşınmazın, … Kadastro Mahkemesinin 1991/340 Esas ve 1994/1862 sayılı kararı ile taşınmazın 1976 yılında yapılan 2/B maddesi uygulaması ve aplikasyon çalışmaları sonucunda orman sınırları dışına çıkartıldığı gerekçesiyle Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, bu nedenle çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu”nun şerh verilmesini talep ve dava etmiştir
İlk Derece Mahkemesince davacının davasının kabulüne, … İli, Kepez İlçesi, … Mahallesi, 25071 ada, 1 nolu parsel de 22.10.2019 tarihli fen raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 580 m² yerin 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun tespitine, bu hususun tapuya şerh düşülmesine, davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacının peşin yatırdığı harcın kararının kesinleşmesi halinde istek halinde davacıya iadesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 54.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yapmış olduğu 1.884,85 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, … 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ve 2019/3197 Esas, 2020/592 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın kabulüne, … İli, Kepez İlçesi, … Mahallesi, 25071 ada, 1 nolu parselin Hazine hissesine isabet eden kısmının 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun tespitine, bu hususun tapuya şerh düşülmesine karar verilmiştir. Bu kez davalı Hazine vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş ise de bilirkişi raporları ve aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki tahdit evraklarından çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, Vakıflar İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine … 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “… 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2. madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanun’un 1. maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun’un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2. madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.
Hal böyle olunca; dava, tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazın 2. madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar dikkate alınarak taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.