YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/17005
KARAR NO : 2023/2964
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 27 nolu orman kadastro komisyonuna bağlı 4 nolu ekip tarafından yapılıp 06.08.1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 6831 sayılı Orman Kanununa (6831 sayılı Kanun) göre orman kadastrosu ve 2 nci madde uygulama çalışmaları ve 54 nolu orman kadastro komisyonu tarafından yapılıp 06.09.1988 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/b madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesi kapsamında yapılan sayısallaştırma çalışması sırasında; … İli, … İlçesi, … Köyü’nde bulunan 2580 parsel sayılı taşınmaz, 139 ada 14 parsel numarası altında, 2.945,40 m2 yüzölçümünde, tarla vasfı ile işlem görmüştür.
3. Davacı … İdaresi vekili dava dilekçesinde; … İli, … İlçesi, … Köyü sınırları içerisinde bulunan 3402 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi hükümlerine göre yapılan sayısallaştırma çalışmaları sırasında kesinleşmiş orman sınırlarına uyulmaması nedeniyle kısmen kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan ve askı ilanına çıkan dava konusu 139 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 06.03.1989 tarihinde kesinleşen orman sınır hattının içinde kalan kısmının tespitinin iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescili ile bitişiğindeki … Devlet Ormanı ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Kayaboğazı Barajı İnşaatı işi nedeniyle 06.02.1987 tarihli ve 288 sayılı kamulaştırma kararına istinaden baraj rezervuar sahasında maksimum su kotunda kalması nedeniyle taraflarınca kamulaştırıldığını ve sonradan davacı İdare tarafından yapılan kadastro işlemi ile orman tahdit sınırlarına dahil edildiğini ve söz konusu durumun mülkiyet haklarının ihlali niteliğinde olduğunu ve tapu siciline güven ilkesini zedelediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Kadastro Mahkemesi’nce davanın sayısallaştırma çalışmalarına itiraz mahiyetinde olmayıp mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve bu karar kanun yoluna gidilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı vekilinin süresinde gönderme talebi üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve yargılamaya burada devam edilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, … İli, … İlçesi, … Köyü, 139 ada 14 parsel sayılı taşınmazın; teknik-jeodezi ve fotogrametri yüksek mühendisi ile orman yüksek mühendisleri tarafından hazırlanan 03.09.2020 havale tarihli rapora ekli krokide OS. 37-38 nolu orman sınır noktalarının içerisinde kalan krokide “A” harfi ile gösterilen A=297,05 m2 lik kısmın ifraz edilmek suretiyle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarasında orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; verilen kararın mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğu gibi tapu siciline güven ilkesini de zedeleyeceğini, taşınmazın halen kamu hizmeti vermekte olup orman vasfının kalmadığını, tekrar bu alanın orman olarak nitelendirilmesinde hukuki bir yarar bulunmadığını, taşınmazın Kayaboğazı Barajı’nın baraj rezervuar alanını belirleyen maksimum su kotunun altında kaldığı için kamulaştırıldığını, orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarının ise raporda da belirtildiği üzere kamulaştırmadan sonra yapıldığını, taşınmazın sonradan yapılan işlemler ile orman sınırlarına alınmasının mülkiyet hakkını zedelediğini, söz konusu taşınmazın kamu yararı amacıyla kullanıldığını, taşınmazın orman vasfı bulunmadığını ve 3402 sayılı Kanun’un 36/A maddesi uyarınca istinaf başvurusu sırasında yapılan masrafında yargılama gideri olduğu göz önüne alındığında kendilerine iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtilen hususların isabetli olduğu, keşfin usule uygun yapıldığı, alınan raporların da hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 6831 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanununa göre Devlet Su İşleri harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.