YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/16923
KARAR NO : 2023/5529
KARAR TARİHİ : 25.10.2023
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/25 Esas 2021/10 Karar
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro sırasında, … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 108 ada 139 parsel … 146.987,55 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayalı olarak, … ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
2. Davacı … dava dilekçesinde; … ili … ilçesi … Mahallesi 108 ada 139 parsel … taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalılar adına tespit edildiğini, parsel içerisinde 25.000 m2’lik yerinin kaldığını, bu yeri yaklaşık 40 yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla kullanmakta olduğunu ileri sürerek, taşınmaz içerisinde bulunan 25.000 m2’lik yerin davalılar adına yapılan tespitin iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, 23.06.2020 tarihli keşifte, talebinin sadece …’ın hissesine yönelik olduğunu, diğer tespit maliklerinin hissesine ilişkin bir talebinin bulunmadığını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar ve bir kısım davalıların vekilleri cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2013 tarih ve 2007/71 Esas 2013/1 Karar … kararıyla; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 108 ada 139 parsel … taşınmazın payları oranında davacı ve bir kısım davalılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 24.01.2013 tarih ve 2007/71 Esas 2013/1 Karar … kararı, davalılardan … ile … tarafından temyiz edilmiştir.
2. Temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.03.2014 tarih ve 2014/1992 Esas, 2014/2533 Karar … ilamıyla; ” 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 ve 298. maddelerinin, kararın gerekçe içermesini zorunlu kılmakta olduğu, anılan maddeler uyarınca gerekçenin, ‘ iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri ‘ içermesi gerektiği, başka bir deyişle gerekçenin, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanması olduğu, diğer taraftan, 6100 … Kanun’un 297/2 ve 3402 … Kadastro Kanunu’nun 1. maddeleri gereğince kadastro hakimince verilecek hükmün, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infazı kabil olması gerektiği, Mahkemece, ‘ 1/4’er payın …, …, … ve …, 2/8’er payın … ve … adına tesciline ‘ şeklinde pay payda eşitliği sağlanmadan 3402 … Kadastro Kanunu’nun 1. maddesine aykırı olarak hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğu gibi, kararın gerekçe kısmında taşınmazın yarısının davacıya, kalan yarısının davalılara ait olduğu kabul edilmesine karşın, hüküm kısmında taşınmazın 1/4 payının davacı adına tesciline karar verilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında oluşturulan uyumsuzluğun adalete güven ilkesini zedelemekte olduğu, ayrıca Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın aleniliği prensibine, usul ve yasa hükümlerine de aykırı olduğu” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozma ilamına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydı bakımından iptal davası açılmadığının gerek hukuk mahkemelerinden sorularak gerek davacı vekilinin 11 nolu celsede iptal davası açılmadığını beyan etmesi neticesinde anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydına mevcut hissedarların hisseleri oranında itibar etmek gerektiği, davacı tarafından açılan davanının ispatlanamadığı gerekçeleri ile, davanın reddine, … ili … ilçesi … Mahallesi 108 ada 139 parsel … taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, buna göre taşınmazın 8 hisse olarak kabulü ile; 1/8 hissenin … adına, 1/8 hissenin … adına, 2/8 hissenin … adına, 2/8 hissenin … adına, 2/8 hissenin … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; tanık beyanlarına göre, davacının taşınmazda hak sahibi olduğunun ve kullanımının bulunduğunun anlaşıldığını, İlk Derece Mahkemesince verilen kabul hükmünü sadece davalılardan … ve …’ın temyiz ettiğini, bu nedenle diğer davalılar yönünden vekil edeni lehine kazanılmış hak oluştuğunu, davanın 4721 … Medeni Kanunu’nun (4721 … Kanun) 713/1 inci maddesine dayalı olmayıp kadastro tespitine itiraz davası olduğunu, başka bir anlatımla taşınmazın tapuya kayıtlı olmasının bir anlam taşımadığını, bozma ilamının sadece usule ilişkin olduğunu, bu nedenle bozmadan önceki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 … Kadastro Kanunu (3402 … Kanun),
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 … Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 210,55 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.