YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/16452
KARAR NO : 2022/10579
KARAR TARİHİ : 22.12.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Çaplı Taşınmaza Müdahalenin Meni 22-a
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı – birleşen dosya davacıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, mülkiyeti kendisine ait olan 110 ada 57 parsele davalıların yaptıkları müdahalenin men’i istemiyle dava açmış; yargılama sırasında davalılar … ve …, çekişmeli taşınmazlar başında yapılan 20.05.2014 tarihli keşif sonucu düzenlenen 22.05.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 3.848,66 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün kendilerine ait olduğu iddiasına dayanarak ayrı dava açmışlardır.
Mahkemece, davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda verilen asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’ nin 18/06/2019 tarih ve 2019/657 E, 2019/4579 K sayılı ilamıyla; “2012 yılında yapılan uygulama kadastrosu sonucunda tapuda davacı-birleşen dosya davalısı … adına kayıtlı bulunan eski 486 parsel sayılı 100.000 metrekare yüzölçümlü taşınmazın, 110 ada 57 parsel numarasıyla ve 93.593.95 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalılar-birleşen dosya davacıları … ve … adına kayıtlı bulunan eski 487 parsel sayılı 6400 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ise, 113 ada 1 parsel numarasıyla ve 4.810,19 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tescil edildiği ve uygulama kadastrosunun itirazsız olarak 18.09.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının, kendisinin maliki olduğu 110 ada 57 parsel sayılı taşınmaza dahil olan bir bölümün, 113 ada 1 parsel maliki olan davalılar tarafından kullanıldığı iddiasıyla çapa dayalı müdahalenin men’i istemiyle dava açtığı, davalıların da buna karşılık olarak, kadastro tespitinden sonra ve 1989 yılında yapılan ifraz işlemleri sonucunda düzenlenen ifraz krokisinin fiili durumu yansıtmadığı ve zeminde mevcut olmadığı, davacıya ait 110 ada 57 parsel içerisinde kalan ve paftasında mevcut olmayan yolun taraflar arasındaki asıl sınır olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açtıkları ve bu davaların birleştirildiği, çekişmeli taşınmazlar başında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi çalışmaları ile belirlenen sınır ile 1989 yılındaki ifraz krokisinde belirlenen sınırın aynı yerden geçtiğinin ve 22/a çalışmalarında bir hata bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 3.848,66 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacıya ait 113 ada 1 parsel sınırları içinde yer aldığının belirlendiği ve davaya konu çaplı taşınmaz bölümü üzerinde davalı-birleşen dosya davacıları tarafından sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı açıklanarak, asıl dosya davacısı-birleşen dosya davalısı …’nun davasının kabulüne, birleşen dosya davacıları-asıl dosya davalıları Murat ve …’ın davalarının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, birleşen dosya davacıları – asıl dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.410,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4.229,24 TL’nin temyiz eden birleşen dosya davacıları – asıl dosya davalılarından alınmasına, 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.