YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15840
KARAR NO : 2022/9452
KARAR TARİHİ : 28.11.2022
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, … aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer taraflar yönünden verilen karar kısmen temyiz edilmeyip, temyiz edenler yönünden bozma dışı bırakılarak kesinleşmiş olmakla, bu yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemece verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup; bozma ilamında, dava konusu taşınmazın, 1948 yılından itibaren yapılan orman tahdit çalışmalarının tamamında orman sınırları dışında kalan yer olduğu, bu haliyle artık orman sayılmayan yer olup imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olabilecek yerlerden olduğunun kabulü gerektiği, yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile zirai bilirkişi raporu ve ekinde sunulan fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde, taşınmaz üzerinde kadastro tespitinin yapıldığı 2014 tarihinden geriye doğru davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, davalı Hazinenin tüm temyiz itirazlarının, tespit maliki olmayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının sair temyiz itirazlarının reddi ile yalnızca taraf ehliyeti bulunmayan ve dilekçe ile hasım gösterilerek davaya dahil edilen Büyükşehir Belediyesi yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozmanın niteliği ve uyma gereğince önceki kararı temyiz eden … aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer taraflar yönünden verilen karar kısmen temyiz edilmeyip, temyiz edenler yönünden bozma dışı bırakılarak kesinleşmiş olmakla, bu yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tespit ve tescil yönünden önceki verilen karar kesinleşmekle, bu yönden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup; hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki husus dışında, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu maddeye göre; hüküm fıkrasının çok açık olması, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek belirtilmesi gerekir. Aksi halde, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
Somut olayda Mahkemece yalnızca Bursa Büyükşehir Belediyesi yönünden husumetten red hükmü kurulmuş, dava konusu taşınmazın tapuya tespit ve tescili yönünden ise hüküm kurulmamış, bu yönler bozma dışı bırakıldığı için karar verilmesine yer olmadığına denilmekle yetinilmiştir. Ancak bozma ilamı incelendiğinde Hazinenin temyiz itirazlarının reddine karar verildiği ancak; önceki tarihli hükmün tapuda infazının sağlanabilmesi için açık bir onama kararı verilmediği görülmüştür. Bu sebeple az yukarda açıklanan ilke gereği, dava konusu parselin tapuya tescili esnasında tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm tesisi için Mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyannca BOZULMASINA, davacı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.