Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/15731 E. 2022/6405 K. 29.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15731
KARAR NO : 2022/6405
KARAR TARİHİ : 29.06.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın bir kısım parseller yönünden kabulüne, bir kısım parseller yönünden reddine, 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca incelenmesi, duruşma yapılması suretiyle davacı … ve … vekili tarafından, duruşmasız olarak davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.06.2021 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı … vs. vekili Av. … ile karşı taraftan Hazine vekili Av. … katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “öncelikle davacı … mirasçısı (hükmü temyiz eden) …’dan hangi tapu kayıtlarına tutunduğunun sorulup saptanması, dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte varsa haritalarının Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmesi, kayıtların revizyon durumunun araştırılması, daha sonra dava konusu taşınmazların başında yeniden keşif yapılarak dayanılan tapu kayıtları 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde uygulanması, bu yolla tapu kayıtlarının kapsamlarının duraksamasız belirlenmesi, bu yapılırken, davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının yüzölçümlerinin artırılmasına ilişkin hasımsız alınan ilamların davalı Hazine yönünden kesin hüküm oluşturmadığı da dikkate alınarak kök tapu kayıtlarının gayri sabit hudutlu olup olmadığının göz önünde tutulması, her davacının kendi adına olan tapu kayıtlarındaki payları veya miras bırakanın payları için dava açabileceği hususu göz önünde tutularak davacı …’ın miras bırakanı …’ın tapu kayıtlarındaki payları ile sınırları şekilde ihtilafın çözülmesi gerektiğinin düşünülmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine; çekişmeli 120 ada 26 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile 143 ada 3 parselin harman yeri orta malı vasfı ile sınırlandırılıp özel siciline kaydına; 113 ada 3-5; 117 ada 6;140 ada 1;142 ada 3;143 ada 2;119 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine; 136 ada 8; 137 ada 4;139 ada 1 ;116 ada 8; 106 ada 48 ve 107 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile davacılar adına tespit ve tescillerine;çekişmeli 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Kangal Kadastro Mahkemesi’nin 2013/1 Esas sayılı dosyasında dava konusu olması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davacı … ve … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davacı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; adı geçenlerin temyiz itirazları hakkında ret kararı verilen 120 ada 26;143 ada 3; 113 ada 3-5; 117 ada 6;140 ada 1;142 ada 3;143 ada 2;119 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilen 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olup;
a) Davacılardan … yönünden yapılan incelemede; mahkemece verilen önceki tarihli davanın reddine; çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine ilişkin 15.01.2010 tarihli ve 2006/50 Esas, 2010/14 Esas-Karar sayılı kararı davacı temyiz etmediğinden davacı yönünden kesinleşmiş olup, bozma ilamı sonucu verilen iş bu karar ile de aleyhine yeni bir hukuksal durum yaratılmadığından, hükme yönelen temyiz inceleme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
b) Davacı … yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacı vekilinin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3. Mahkemece, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğu; ayrıca mahalli bilirkişilerin bu yerlerin babalarından davacılara düştüğü; ayrıca alınan jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda bu dava konusu parsellerin kültür arazisi niteliğinde olduğunu belirtir rapor sunduğu anlaşılmakla, bu kapsamda bu arazinin hava fotoğrafları da dikkate elındığında ekilip biçildiği, zilyetliklerinin olduğu ve bu zilyetliğin mahalli bilirkişi beyanlarıyla da örtüştüğü gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de mahkeme kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Öncelikle; dava dilekçesindeki açıklama ve anlatımlar, mahkemece verilen ilk hükmün gerekçesi ve ilk hükme davacı tarafça yöneltilen temyiz itirazları ile bu hükmü bozan Yargıtay ilamının içeriği ve kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafın yalnızca tapu kaydına dayanarak dava açtığı,bir başka ifade ile zilyetliğe dayanmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim hükmüne uyulan bozma ilamında da açıkça “… temyize gelen davacı …’ın miras bırakanı …’ın tapu kayıtlarındaki payları ile sınırları şekilde ihtilafın çözülmesi gerektiğinin düşünülmesi..”ne işaret edilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın; davacı tarafça dayanılan tapu kayıtlarının iddia ettikleri taşınmazlara uyup uymadığıyla ve uyuyor ise temyize gelen davacı …’ın miras bırakanı …’ın tapu kayıtlarındaki payları ile sınırlı olarak çözümlenmesi gerekir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davacı tarafa hangi taşınmaz açısından hangi tapu kaydına dayandıklarının bildirilmesi için davacı tarafa süre ve imkan verilmiş olup davacı taraf ; 116 ada 8 parsel bakımından Mayıs 1330 tarih ve 92 sıra nolu sicilden Nisan 1944 tarih ve 60 noya intikal edip 13785 metrekare yüzölçümüne sahip iken hasımsız mesaha tashihi kararı ile elde edilen ilam sonucunda 275,790 metrekare yüzölçüm ile Ocak 1951 tarih ve 44 sıra noya intikal eden tapu kaydına ; 106 ada 46 ve 107 ada 1 parseller yönünden Mayıs 1330 tarih ve 108 nolu sicilden Nisan 1944 tarih ve 76 noya intikal edip 11,280 metrekare yüzölçümüne sahip iken hasımsız mesaha tashihi kararı ile elde edilen ilam sonucunda 1,158,318 metrekare yüzölçüm ile Ocak 1951 tarih ve 43 sıra noya intikal eden tapu kaydına; 136 ada 8 parsel yönünden ise Mayıs 1330 tarih ve 113 nolu sicilden Nisan 1944 tarih ve 81 nolu tapu kaydına intikal edip 5514 metrekare yüzölçümüne sahip iken hasımsız mesaha tashihi kararı ile elde edilen ilam sonucunda 228,176 metrekare yüzölçüm ile Ocak 1951 tarih ve 39 sıra noya intikal eden tapu kaydına; 137 ada 4 ve 139 ada 1 parseller hakkında ise Mayıs 1330 tarih ve 101 sıra nolu sicilden Nisan 1944 tarih ve 69 sıra numarasına intikal eden 18380 metrekare yüzölçümlü tapu kaydına dayanmıştır.
Bahsi geçen bu tapu kayıtlarının (137 ada 4 ve 139 ada 1 parseller hakkında ise Mayıs 1330 tarih ve 101 sıra nolu sicilden Nisan 1944 tarih ve 69 sıra numarasına intikal eden 18380 metrekare yüzölçümlü tapu kaydı hariç olmak üzere) hasımsız olarak Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi’nden alınan 1950/189 Esas, 1950/119 Karar sayılı ilam ile yüzölçümleri büyütülmüş ise de bu hasımsız ilamın ve ilam sonucu belirlenen sonraki yüzölçümlerinin davalı Hazine yönünden bağlayıcı olmayacağı kuşkusuzdur.
a) 116 ada 8;106 ada 46 ve 107 ada 1ve 136 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dayanılan tapu kayıtlarının incelenmesinde; bu kayıtlar; hudutlarında yer alan “tepe”,”su”,”tarik” gibi sınırları itibariyle genişlemeye elverişli olup miktarları itibariyle geçerlidirler. Yine dosya arasına gelen bilgi ve belgelere göre bu tapu kayıtlarının mesaha tashihinden önceki miktarlarından çok fazla olarak kadastro çalışmaları sırasında başka parsellere revizyon gördükleri anlaşıldığından mahkemece 116 ada 8;106 ada 46 ve 107 ada 1ve 136 ada 8 parseller yönünden mahkemece davanın reddi ile tespit gibi tescillerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi ve davaya konu taşınmazın parsel numarası 106 ada 46 olduğu olduğu halde hükümde maddi hata yapılarak 106 ada 48 parsel yazılmış olması dahi isabetsizdir.
b) 137 ada 4 ve 139 ada 1 parseller yönünden dayanılan Nisan 1944 tarih ve 69 sıra numaralı 18380 metrekare yüzölçümlü tapu kaydının ise kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir taşınmaza revizyon görmediği ve mahkemece çekişmeli taşınmazlar başında yapılan keşif ve uygulamaya göre çekişmeli 137 ada 4 ve 139 ada 1 parsellere uyduğu anlaşılmıştır. Ne var ki; mahkemece taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek “davacılar” adına tesciline şeklinde hüküm kurulmuş ise de; yukarıda açıklandığı gibi hükmüne uyulan bozma ilamında da açıkça “.. her davacının kendi adına olan tapu kayıtlarındaki payları veya miras bırakanın payları için dava açabileceği hususu göz önünde tutularak temyize gelen davacı …’ın miras bırakanı …’ın tapu kayıtlarındaki payları ile sınırlı şekilde ihtilafın çözümlenmesi gerektiğine ”ne işaret edildiği halde; önceki hükmü temyiz etmeyen davacı …’a da pay verecek şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup; 137 ada 4 ve 139 ada 1 parseller hakkındaki hükmün ise bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilin; davacı … yönünden temyiz isteminin; (1-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle ise davacı … yönünden temyiz itirazlarının reddine; davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine; davalı Hazine temsilcisinin diğer temyiz itirazları; yukarıdaki 3. nolu bendin (a) ve (b) ile ayrı ayrı gösterilen bölümlerinde yer alan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.050,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine, 31,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 49,30 TL’nin temyiz eden davacı … ve …’dan alınmasına, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.