Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/15256 E. 2023/5342 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/15256
KARAR NO : 2023/5342
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/2 E., 2020/8 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro sırasında, … ilçesi Zirekli Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 5, 6, 7, 8, 20 ve 21 parsel … sırasıyla 26.046.49, 249.41, 1.271.67, 5.232.19, 17.498,76 ve 17.826,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 103 ada 5 parsel … taşınmaz davalı … adına, 103 ada 6 ve 20 parsel … taşınmazlar bir kısım davalılar murisi … adına, 103 ada 7 parsel … taşınmaz davalı … adına, 103 ada 8 parsel … taşınmaz davalı … adına, 103 ada 21 parsel … taşınmaz ise davalı … adına, tapu kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, hibeye ve taksime dayanılarak, ayrıca Hazine tapusunun oluştuğu tarih itibariyle 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 14 ve 46/1 inci maddelerindeki koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle tespit edilmiştir.
2. Davacı Hazine temsilcisi, toprak tevzi çalışmaları sonucu oluşan tapu kaydına dayanarak her bir davalıya karşı ayrı ayrı dava açmış, İlk Derece Mahkemesince dosyaların birleştirilmesine karar verilmiştir.

II. CEVAP
1.Davalılar … ve … cevap dilekçelerinde; Hazinenin dayanmış olduğu tapu kaydının dava konusu taşınmazlara ait olmadığını, 100 yıldan fazla zamandır taşınmazların kendi zilyetliklerinde olduğunu, devletin veya üçüncü şahısların dava konusu taşınmazlarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, Hazinenin davasının yersiz olduğunun belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı … 26.11.2012 tarihli duruşmada alınan beyanında; dava konusu taşınmazın dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını, Hazinenin dava konusu taşınmazlarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, açılan davayı kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.02.2015 tarihli ve 2012/48 Esas, 2015/45 Karar … kararı ile davanın reddine ve çekişmeli 103 ada 5, 6, 7, 8, 20 ve 21 parsel … taşınmazların tespit gibi davalılar adına tapuya tescillerine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.05.2018 tarihli ve 2015/10025 Esas, 2018/3325 Karar … kararıyla “Öncelikle davalı tarafın dayandığı 14.04.1942 tarihli ve 248 … tapu kaydının oluşumuna esas tüm belge ve haritalar ilgili kurumlardan getirtilerek dosyasına konulmalı, toprak tevzii ve kadastro tespit tarihlerinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş en az 3 adet yüksek çözünürlüklü stereoskopik hava fotoğrafı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan getirtilerek dosyasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü, sağ olmaları halinde belirmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 1 fen, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, taraflara ait tapu kayıtlarının haritaları zemine uygulanarak kapsamları 3402 … Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca öncelikle haritalarına göre belirlenmeli, haritaların uygulanabilir olmaması halinde tapu kayıtlarının sınırları ayrı ayrı okunmak suretiyle yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, sınırlar komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli, bu şekilde tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu kesin olarak belirlenmeye çalışılmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsadıkları alanları gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı kroki düzenlettirilmeli, kayıtlara kapsam tayin edilirken haritası bulunmayan ve gayrisabit sınırlı olan tapu kayıtlarının miktarlarıyla geçerli olacağı dikkate alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların toprak tevzii ve dava tarihinden önceki nitelikleri, mera olarak kullanılıp kullanılmadıkları, ilk zilyetlerinin kim olduğu, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldıkları hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde ise tüm tespit bilirkişileri dinlenerek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların toprak yapılarını, bitki örtülerini, önceki ve şimdiki niteliklerini, mera vasfı taşıyıp taşımadıklarını ve meradan elde edilip edilmediklerini, komşu mera parselleriyle aralarında doğal yada yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazların zirai durumlarını, kültür arazisi niteliğinde olup olmadıklarını, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden ve komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan renkli fotoğrafları hakim tarafından onaylandıktan sonra dosyasına konulmalı, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları, memleket haritaları ve uydu fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazların toprak tevzii ve tespit tarihinden önceki ve şimdiki nitelikleri, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadıkları ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği hususlarında ayrıntılı rapor aldırılmalı, fen bilirkişisine çekişmeli taşınmazları ve tapu kayıtlarının kapsadıkları alanları birarada gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, yapılacak değerlendirmede haritası bulunmayan ve gayrisabit sınırlı olan kayıtların miktarlarıyla geçerli olacağı ve aynı taşınmaza ilişkin birden fazla tapu kaydının bulunması halinde önceki tarihli tapu kaydına itibar edileceği hususları göz önünde bulundurulmalı, taraflara ait tapu kayıtlarının kapsamları dışında kalan taşınmazlar yönünden kadastro tespit tarihinden, davacı Hazineye ait toprak tevzii tapusunun kapsamında kalan taşınmazlar yönünden ise tevzii tarihinden önce zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak saptanmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gereğine değinilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında “davacı hazinenin dayanmış olduğu 21 cilt, 179 sayfa, 206 sıra, 569 parsel no, 17/05/1966 tarihli tapu kaydı 4753 … Kanuna göre oluşturulmuş olup, … Tapu Müdürlüğü tarafından gönderilen kayıtlar incelendiğinde ilgili kaydın geldisi ve gittisinin olmadığı, sadece dava konusu taşınmazlara revizyon gördüğünün anlaşıldığı, 15/09/2020 havale tarihli Fen bilirkişi raporunda davacı hazinenin dayanağı olan tapu kaydının kadastro paftası ile çakıştırılmış, tapu kaydının 4 sınırı ve mevkiisi itibariyle dava konusu parsellere 570 nolu toprak tevzii parseli ile birlikte bir bütün halinde uyduğunun anlaşıldığı, yargılama aşamasında Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonrasında oluşturulan 569 nolu parsele ilişkin gerekli evraklar ile bu parsele komşu parsellere ilişkin evraklar getirtilerek incelendiği, 569 numaralı parsele ilişkin pafta krokisi, askı cetveli ,belirtmelik tutanakları ve tablendikatif kaydında, başlangıçta bir bütün halinde olan 62 nolu parselin 569 ve 570 nolu parsellere ifraz gördüğü, 569 nolu parselin malikinin Hazine olduğu ancak … işgalinde olduğunun belirtildiği, dosya arasında bulunan 1958, 1983 ve 2004 yıllarına ait hava fotoğraflarına bakıldığında; bu tarihlerin tamamında davalı taşınmazların sürülü olduğu, imar ve ihya çalışmalarının yapıldığı ve sınırlarının belirgin olduğunun anlaşıldığı, ziraat bilirkişi raporunda da davalı taşınmazların tamamında uzun süreden beri tarımsal faaliyetlerin yapıldığı, komşu tarla parselleri ile benzer bitki deseni ve toprak yapısına sahip olduğu, kadim sınırlarının belirgin ve genişlemeye müsait olmadığı, imar ihya çalışmalarının tamamlandığının belirtildiği, mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli ve tespit bilirkişiler beyanlarında; davalı parsellerin tamamının ilk olarak davalıların ataları olan … tarafından kullanıldığını, o vefat edince veraset yoluyla taşınmazların mirasçısı … ‘ya geçtiğini ve uzun yıllar boyunca onun tarafından kullanıldığını, … ‘nun 1974 yılında vefat ettiğini ve böylece taşınmazların mirasçıları …, …, … ve … tarafından kullanılmaya devam edildiğini, parsellerin mera ve Hazine ile bir ilgisinin olmadığını, ayrıca dosyada bulunan Hazine ve davalı tapu kaydının da davalı taşınmazlara uyduğunu birbirleri ile uyumlu bir şekilde beyan ettikleri, tüm bu hususlar dikkate alındığında davalıların miras bırakanları ve taşınmazlarda işgalci olarak gözüken … ‘nun dava konusu taşınmazlara hazinenin tapusunun oluştuğu 1966 yılından önce 20 yıl boyunca zilyet olduğu, taşınmazları bir bütün olarak kullandığı, davalıların mirasbırakanları ile birlikte eklemeli zilyetliklerinin iktisap sağlayıcı nitelikte olduğu, taşınmazların tutanaklarda belirtilen niteliklerde olduğu” gerekçesiyle davanın reddine ve çekişmeli 103 ada 5, 6, 7, 8, 20 ve 21 parsel … taşınmazların tespit gibi davalılar adına tapuya tescillerine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine temsilici temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olsa dahi zilyetlikle kazanma koşullarının davalılar yararına gerçekleşmediğini, mera araştırmasının ise karar vermeye yeterli olmadığını açıklayarak, hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 … Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3402 … Kanun’un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına,
Taraflarca 1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.