Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/14966 E. 2022/1932 K. 03.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14966
KARAR NO : 2022/1932
KARAR TARİHİ : 03.03.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Ayancık İlçesi Yenigüler Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 14 ve 16 parsel sayılı 16281.82 – 7788.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle beyanlar hanesinde ölü oldukları belirtilmek suretiyle 113 ada 14 parsel 1/3’er hisseyle …, … ve …, 113 ada 16 parsel … adına tespit edilmiştir.
Davacı …, miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların hükümde belirtilen payları oranında … mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, işin esasına girilerek karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların tespit maliki …’ın mirasçılarından olan (kendinden sonra ölen oğlu Selahattin’in eşi) …’a davetiye çıkartılarak davadan haberdar edilmediği halde yargılamaya devam edilerek aleyhine hüküm kurulduğu ve karardan da haberdar edilmediği anlaşılmaktadır.
Yine dava konusu 113 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tespit maliklerinden olan …’ın yargılama sırasında dosya içerisine alınan nüfus kayıtlarında ölü olarak görüldüğü bu nedenle tebligatların mirasçılarına yapıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, temyiz incelemesi sırasında dosya eksiklik nedeniyle mahkemesine geri çevrilmiş, bu sırada mahkemece yapılan araştırma neticesinde, Nüfus Müdürlüğü tarafından, …’ın vatandaşlıktan çıktığı, nüfus kaydına sehven ölü olduğunun yazıldığı belirtilmiş ve nüfus kaydından ölü olduğu bilgisi silinmiştir. Bu durumda güncel nüfus kaydından …’ın sağ olduğu anlaşıldığına göre mirasçılarına yapılan tebligatlar geçersiz olup, dosya kapsamındaki tüm tebligatların kendi adına yapılması gerekmektedir. Bu haliyle dosyada taraf teşkilinin sağlandığından da söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması gereken dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davalı … ve …’a dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmek suretiyle yöntemine uygun şekilde taraf teşkili sağlanmalı, anılan kişilerden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince … ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.