Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/14774 E. 2023/2493 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14774
KARAR NO : 2023/2493
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulüne
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı … vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1…. ili … ilçesi … Köyü 101 ada 10 parsel sayılı 4789,53 m2 yüzölçümündeki taşınmaz fındık bahçesi vasfıyla tapuda davalılar adına kayıtlıdır.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman sınırlarıdışında kalmasına rağmen evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine; “… ili … ilçesi … Köyü 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 15.03.2018 havale tarihli kadastro bilirkişisi …’ın raporunda A harfi ile gösterilen 2.802,38 m2’lik kısmının tapusunun iptali ile orman vasfı ile hazine adına tapuya tesciline, … ili, … ilçesi, … Köyü 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 15.03.2018 havale tarihli kadastro bilirkişisi …’ın raporunda B harfi ile gösterilen toplam 1.987,15 m2’lik kısmına yönelik davasının ise reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı … ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın B harfi ile gösterilen bölümünün de orman sayılan yerlerden olduğunu açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın A harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığını açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalılardan Hicran ve …’ın istinaf başvuru talebinin kabulüne, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2018 tarihli ve 2017/524E.-2018/287K. sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.3 üncü maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacı Hazinenin davasının reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ve özel mülke konu edilemeyeceğini açıklayarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 1 inci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli ve 2020/1409E.-2020/3928K.sayılı içtihadında; “dava konusu taşınmazın, 1948 yılından itibaren yapılan orman tahdit çalışmalarının tamamında orman sınırları dışında kalan yer olduğu, bu haliyle artık orman sayılmayan yer olup imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olabilecek yerlerden olduğunun kabulü gereğine” değinilerek davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.

2. Dava dosyasının incelenmesinde, orman kadastrosunun 1948 tarihinde yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışarısında bırakıldığı, bilahare 1975 yılında aplikasyon ve 2 nci madde çalışmaları yapıldığı, dava konusu taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro sırasında senetsizden davalı adına tespit gördüğü, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın 1944 tarihli hava fotoğraflarında kısmen orman sayılan yerlerden olduğu ve böylece 13.07.1945 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4785 Sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun )uyarınca dava konusu taşınmazın devletleştirmeye tabii olduğu anlaşılmaktadır.

3.Bölge Adliye Mahkemesi kararında emsal olarak gösterilen Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli ve 2020/1409E.-2020/3928K. sayılı kararı incelendiğinde, mezkur davaya konu taşınmazın ilk kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı, bilahare 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca kadastroya tabii tutulduğu, yörede 1948 tarihinde orman kadastro çalışmaları yapıldığı bilhare 1988 tarihinde de evvelce orman sınırları dışarısında kalmış ormanların kadastrosunun yapıldığı ve taşınmazın her iki orman kadastrosu çalışmasında da orman sınırları dışarısında bırakıldığı anlaşılmış olup, gerek taşınmazın ilk kadastro sırasında orman olarak tespit harici bırakılması ve bilhare 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci maddesi uyarınca kadastroya tabii tutulması gerekse 1948 yılındaki orman kadastrosundan sonra 1988 yılında tekrar orman kadastrosuna tabii tutulması hususları birlikte değerlendirildiğinde temyize konu taşınmaz ile aynı hukuki durumda bulunmadığı açıktır.

4. Kaldı ki Yargıtayın muhtelif dairelerinin yerleşmiş uygulamalarına göre Hazine tarafından bir taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla her zaman dava açılabileceğinin kabul edildiği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, dava konusu taşınmaz hakkında Hazinece orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açılan eldeki davada, dava konusu taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken aksi düşünce ile yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

O halde, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa ilgili Yargıtay ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun), 4785 sayılı Kanun, 5658 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun (5658 sayılı Kanun) sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri ile orman bilirkişi eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten, müşterek imzalı şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.