Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/14680 E. 2023/416 K. 06.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14680
KARAR NO : 2023/416
KARAR TARİHİ : 06.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/553 E., 2021/240 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki Mülhak Mehmet Bin Osman Bin Hızır Vakfı’nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun ve Mülhak Vakfın malvarlığının tespiti ile birikmiş galle alacağının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi … ve üst soyunun dava konusu Vakfın evladı olduklarını, muris ..’ın çocukları …, …, … ve ….’in 1959 yılına kadar dava konusu Vakıftan galle ödemesi aldıklarını beyanla davacıların Mülhak Mehmet Bin Osman Bin Hızır Vakfı’nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun ve dava konusu Vakfın tüm mal varlığının tespiti ile şimdilik 30.000,00 TL birikmiş galle alacağının davacılara ödenmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde;davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.

2. Davalı Mülhak Vakıf mütevelli cevap dilekçesi sunmamış, bilahare 26.04.2012 tarihli oturuma katılarak, davacıların vakıfla akrabalık bağını tespit edemediklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.03.2013 tarih ve 2014/15233 Esas, 2014/13967 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile davacıların Mülhak Mehmet Bin Osman Bin Hızır Vakfı’nın galleye müstehak vakıf evladı olduklarının tespitine, fazlaya ilişkin talebin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 13.10.2014 tarihli ve 2014/15233 Esas, 2014/13967 Karar sayılı kararıyla, davacılar ile vakıf kurucusu arasında kan bağına dayalı soybağı bulunup bulunmadığı belirlenmeden eksik araştırma ile davanın kısmen kabul edildiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların davalı vakfın evlatları ve mütevellileri ile soy bağını ispat edemedikleri, davacıların murislerinin bir dönem galle fazlası aldıkları yönündeki tanık beyanlarının, bilirkişilerce yapılan tespitlerden de anlaşılacağı üzere vakfın önceki mütevellilerinden …’nün mütevelli olduğu dönemde mahkeme kararlarına dayanmadan evlat listesi oluşturup ödemeler yaptığı, o dönemde evlat olarak gösterilen 1133 kişiden sadece vakıf mütevellisi ile “…” isimli kadının mahkeme ilamı ile evlat oldukları, diğerlerinin mahkeme ilamı olmadığı, dolayısıyla usulsüz yapılan ödemelerin olduğu, davcıların murislerinin davalı vakfın evladı olduğuna dair bir mahkeme kararı olmadığı da nazara alındığında ödemelerin usulsüz olarak yapıldığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, Mahkemece bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, eksik araştırma ile davanın reddine karar verildiğini açıklayarak hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mülhak Mehmet Bin Osman Bin Hızır Vakfı’nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun ve Mülhak Vakfın malvarlığının tespiti ile birikmiş galle alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu

3. Değerlendirme
1.Galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkin davalar kişiye sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Somut olayda, dosyada mübrez nüfus kayıtlarının incelenmesinden, davacılardan …’in yargılama devam ederken 19.10.2019 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, Mahkemece ölümü sebebiyle bu davacının talebi yönünden dava konusu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

2.Yargıtayın bozma kararlarına karşı direnme hakkı mahkemeye verilmiş olup, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra gereklerinin yerine getirilmesi ve bozma ilamında yazılı hususları karşılayacak raporlar düzenlemesi zorunlu olduğundan; hakim uyduğu bozma ilamının gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek ve kendisinin bu hususlara aykırı değerlendirme yapılması halinde bilirkişiden bozma esaslarına uygun rapor düzenlemelerini istemekle görevlidir. Yargıtay bozma ilamında davacılar ile vakıf arasında soybağı bulunup bulunmadığının araştırılması istenmiş, dava dilekçesinde davacılar ile Vakıf arasındaki soybağının açıkça muris … üzerinden kurulduğu belirtilmiş ancak Mahkemece adı geçen ile Vakıf arasında soybağı bulunup bulunmadığı hususu araştırılmamıştır. Re’sen UYAP ortamında alınan nüfus kayıtlarının incelenmesinden, muris …’ın babası …’ın BSN 2 olarak nüfusa kayıtlı olduğu … ili, … ilçesi, …Mahallesi/Köyü, Cilt 146, Hane 1’de; BSN 6 olarak …’ın kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davacılar ile arasında soybağı bulunduğu nüfus kayıtlarıyla sabit olan “… .’ın” 1948 yılında dava konusu Vakfın iki evladından biri olan “…” ile aynı kişi olup olmadığı, yine muris … ile Vakıf kurucusu arasında soybağı bulunup bulunmadığı yöntemince belirlenmeden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

3.İlk Derece Mahkemesince dava konusu Vakıfla ilgili belgeler toplandıktan sonra dosya aralarında Osmanlıca bilen tercümanın da bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış ve düzenlenen 27.01.2021 tarihli rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de sözkonusu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Raporda dava konusu Vakfın eski mütevellilerinden …’nün vakıf evladı olmayan kişilere usulsüz galle ödemesi yaptığı gerekçesiyle 20.10.1948 tarihli karar ile azledildiği, davacıların üst soyunun da usulsüz galle ödemesi alan kişilerden olduğu kabul edilmiş ise de, belirtilen azil kararının Danıştay 5. Dairesinin 50/523-51/587 sayılı kararı ile iptal edildiği dikkate alınmamıştır. Yine aynı raporda dosyaya kazandırılan Osmanlıca belgelerin tercümesinin yapıldığına dair bilgi bulunmadığı gibi, özellikle Vakıflar Genel Müdürlüğünün 14.11.2019 tarihli yazısı ekinde belirtilen evraklar değerlendirilmemiş ve tartışılmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,