Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/14208 E. 2023/4440 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14208
KARAR NO : 2023/4440
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1625 E., 2021/208 K.
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Artvin Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2014/17 E., 2017/5 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Uygulama kadastrosu sırasında, Artvin ili Merkez ilçesi … Mahallesi çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 610 parsel … 986,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, 109 ada 4 parsel numarasıyla 939,40 metrekare yüz ölçümlü olarak; davalı … adına tapuda kayıtlı bulunan eski 43 parsel … 1.323,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, 109 ada 2 parsel numarasıyla 1.323,38 metrekare yüz ölçümlü olarak; davalı … Kocaman ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 42 parsel … 704,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, 109 ada 3 parsel numarasıyla 718,38 metrekare yüz ölçümlü olarak; tapuda davalı … … adına kayıtlı bulunan eski 44 parsel … 5.605,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise, 109 ada 5 parsel numarasıyla 5.605,43 metrekare yüz ölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2. Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında mülkiyeti Hazine’ye ait bulunan 109 ada 4 parsel … taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin komşu 109 ada 2, 3 ve 5 parsel … taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.

3. Yargılama sırasında, dava konusu taşınmazlardan 109 ada 5 parsel … taşınmaz kayden satılarak … adına tescil edildiğinden, adı geçen davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP
Davalılardan … ve müşterekleri vekili ile diğer davalılar aşamalardaki beyanlarında; davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “… Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas kabul edilerek 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 22/a maddesi gereğince dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan yenileme işleminin doğru olduğu, dolayısıyla davacının davasında haksız olduğu …” gerekçesiyle, davacı Hazinenin davasının reddine, dava konusu Artvin ili Merkez ilçe Ahlat Köyü Sakavre Mevkiinde bulunan 109 ada 4 parsel … taşınmazın uygulama tutanağı gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek, bu nedenle ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara göre, ilk derece mahkemesince yapılan keşif sonucu düzenlenen 20.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosu sonucu oluşan yüzölçümü ile tesis kadastrosundaki yüzölçüm farkının hesaplama yönteminden kaynaklandığının, gerçek yüzölçüm değerlerinde değişiklik olmadığının belirtilmiş olmasına göre, ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen belirlenecek nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, uygulama kadastrosunun usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 … Kanun’un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kanun’un 22/2.a maddesi,

3. Değerlendirme
1. 3402 … Kadastro Kanunu’nun 1 inci maddesi uyarınca, kadastro hakimi, taşınmaz malların sınırlarını, arazi ve harita üzerinde belirterek, hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 … Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak ve dava konusu olan tüm parseller hakkında doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, Hazineye ait 109 ada 4 parsel … taşınmazın yüzölçümünün azaldığını / eksildiğini ve bu eksikliğin / yanlışlığın 109 ada 2, 3 ve 5 parsel … taşınmazlardan kaynaklandığını açıkça ifade ederek, bahse konu bu üç adet taşınmazın maliklerini dava dilekçesinde davalı olarak göstermek suretiyle dava açmış olup, yine davacı Hazine vekili tarafından sunulan 18.5.2015 hakim havale tarihli beyan dilekçesinde de, hakkında dava açılan parsellerin 109 ada 2, 3 ve 5 parseller olduğu açıkça ifade edilmiş ve akabinde çekişme konusu olan 109 ada 2, 3 ve 5 parsel … taşınmazların uygulama tutanak asılları davalı şerhi verilmek suretiyle Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 02.6.2015 havale tarihli yazısı ile dosya arasına gönderilmiş olmasına rağmen, dava konusu bu parseller hakkında olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

2. Öte yandan; uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
İlk Derece Mahkemesince, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin “Hgm-Geoportal” sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmesi, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişilerine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişilerinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişileri haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

3. Eldeki davada; İlk Derece Mahkemesince, uygulama kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazların tesis ve uygulama kadastrosuna ait paftalar, ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırılmadığı gibi, dava konusu olan 109 ada 2, 3 ve 5 parsel … taşınmazların anılan paftalardaki durumu değerlendirilmeksizin sadece davacı Hazine’ye ait 109 ada 4 parsel … taşınmaz hakkında değerlendirmelerde bulunulmakla yetinilmiş ve tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek değerlendirme yapılırken teknik veri niteliğindeki bu belgelerden yararlanılmamıştır. Bu haliyle, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan söz edilemez.

4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, yukarıda belirtilen belge, harita ve fotoğraflardan eksik olanların dosya arasına getirilmesi sağlanmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita ya da jeodezi mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olup halen varlığını sürdüren doğal ya da yapay sabit sınırlarının bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosundaki sınırlarının neresi olduğu, bu sınırlarda zaman içerisinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişkiler giderilmeli, sınır ihtilafı olmuş ise taşınmazlar arasındaki sınırlar ve taraf gösterimleri, eldeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık beyanları dikkate alınarak varsa hataların nereden kaynaklandığı belirlenmeye çalışılmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar teknik bilirkişilere harita üzerinde işaretlettirilmeli, üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılması istenilmeli, ayrıca taşınmazların tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırlarını ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırlarını bir arada ve farklı renkli kalemlerle gösteren, krokili, denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı, özellikle önceki tarihli rapor içeriği de değerlendirilmek suretiyle, sabit nitelikte sınır bulunup bulunmadığı, tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma hatası yapılıp yapılmadığı ve sınırlandırma hatasının hangi teknik verilerle açıklandığı hususları tartışılarak, denetime imkan verecek şekilde ortaya konulmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, dava konusu edilen tüm taşınmazlar hakkında bir karar verilmelidir.

5. İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, istinaf isteminin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.