Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/13676 E. 2022/6220 K. 28.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/13676
KARAR NO : 2022/6220
KARAR TARİHİ : 28.06.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada Mahkemece verilen 16.11.2017 tarihli ek kararın Yargıtayca, müdahil davacı … mirasçıları …, …, … ve … vekili tarafından duruşmalı olarak, katılma yoluyla davacı Meryem Nurulhüda mirasçıları … ve arkadaşları vekili, davacı … ve arkadaşları vekili, davacı … mirasçıları …, …, …, … ve davacı … … mirasçısı … tarafından ise duruşmasız olarak incelenmesi talep edilmiş olup, davanın değeri itibariyle duruşma isteminin reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, … ili Sarıyer ilçesi Maden Mahallesi çalışma alanında bulunan 927 ada 1 parsel sayılı 11.053,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, üzerindeki kargir evin …’e ait olduğu beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, 3116 sayılı Kanun’a göre 1948 yılında yapılan orman tahdidiyle oluşan 23.03.1955 tarihli ve 501 yevmiye nolu Hazine tapusunun kapsamında kaldığı gerekçesiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Tespit sırasında … varisleri ile Orman İdaresi arasında görülen … 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1948/116 Esas, 1950/339 Karar sayılı ilamı göz önünde bulundurulmuş ise de, öncesinin davalı olması nedeniyle, ilamda 16 nolu bölümde kalan nizalı parselin kayıt maliklerinin itirazı üzerine komisyonca malik hanesinin boş bırakılmasına karar verilmiştir. Bilahare Sarıyer Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz edilmeksizin 27.11.1967 tarihinde kesinleşen 08.05.1967 tarihli ve 1956/618 Esas, 1967/177 Karar sayılı ilamıyla; Temmuz 1335 tarihli ve 16 sıra numaralı tapu kayıt malikleri … ve … Bey mirasçılarının başvurusu sonucu, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına ve Orman İdaresinin müdahalesinin men’ine karar verilmiş ise de, davacı tapularının uymaması ve Hazine tapusunun iptal edilmemiş olması, taşınmazın vergi kaydının bulunmaması ve genel mahkemede işlemden kaldırılmış olan davaların yenilenmelerinin mümkün bulunması karşısında 15.08.1974 tarihli ek komisyon kararıyla maliki hükmen belirlenmek üzere malik hanesinin açık bırakılmasına karar verilmiştir.
Kadastro komisyonunca malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tahdit olunan çekişmeli taşınmaz hakkında, davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; davacılar… ve … ile … ve arkadaşları ise, tapu kayıtlarına dayanarak, adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlar ve davacı …’in davasının reddine dair 14.07.1982 tarihli hükmün Yargıtay 14. Hukuk Dairesince, “davaların birleştirilmesi” gereğine değinilerek bozulması üzerine anılan davalar birleştirilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, müdahil … mirasçıları …, …, … ve …, tapu kaydına dayanarak davaya katılmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davaların reddine, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerindeki evin …’e ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hükmün, davacı … vekili, davacı … ve arkadaşları vekili, davacı … … ve arkadaşları vekili, müdahil davacılar … mirasçıları …, … ile … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.10.2001 tarihli ilamıyla onanmasına, 15.04.2002 tarihli ilamıyla da karar düzeltme isteklerinin reddine karar verilmiş ve hüküm 15.04.2002 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilahare, müdahil davacı … mirasçısı … vekilinin 15.11.2017 tarihli dilekçesiyle, mahkemenin 1989/53 Esas ve 2001/15 Karar sayılı ilamının başlığında müvekkili olan müdahil davacının isminin taraf olarak yer almadığını ve ayrıca gerekçeli kararında tebliğ edilmediğini ileri sürerek, ilamın tavzih edilerek gerekçeli kararın tebliğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasını ve tedbirin mümkün olmaması halinde davalıdır şerhi konulmasını talep etmesi üzerine Mahkemece 16.11.2017 tarihli ek kararla, gerekçeli kararın talep sahibi …’a tebliğine ilişkin istemin kabulüne, anılan kararın adı geçen ilgiliye tebliğine, tavzih talebi ile taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması talebinin ve davalıdır şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar, müdahil davacı … mirasçıları …, …, … ve … vekili, katılma yoluyla davacı Meryem Nurulhüda mirasçıları … ve arkadaşları vekili, davacı … ve arkadaşları vekili, davacı … mirasçıları …, …, … ve … ve davacı … … mirasçısı … tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmü temyiz yetkisi, hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir.
Somut olayda; hükmü temyiz eden müdahil davacı … mirasçısı … vekili Av. Esra Öztuna tarafından, mahkemenin 1989/53 Esas ve 2001/15 Karar sayılı ilamının başlığında müvekkili olan müdahil davacının isminin taraf olarak yer almadığı ve gerekçeli kararın da tebliğ edilmediği ileri sürülerek, gerekçeli kararın müvekkiline tebliğ edilmesinin istenilmesi üzerine mahkemenin 16.11.2017 tarihli ek kararıyla, gerekçeli kararın talep sahibi …’a tebliğine ve müdahil davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar ile mahkemenin 1989/53 Esas ve 2001/15 Karar sayılı asıl kararı davacı … mirasçıları …, …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiş ve müdahil davacıların temyiz dilekçesinin davanın diğer taraflarına ve ölü olanların mirasçılarına tebliğ edilmesi üzerine de, yukarıda ismi geçen davacılar tarafından katılma yoluyla temyiz talebinde bulunulmuştur.
Hükmü temyiz eden müdahil davacı … mirasçısı …, her ne kadar mahkemenin 1989/53 Esas ve 2001/15 Karar sayılı ilamının karar başlığında yer almasa da, adı geçen müdahil davacı tarafından … mirasçıları olan ve aynı zamanda diğer müdahil davacıların da vekilleri olan Av. … ve Av. …’ya Paris Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen 02.06.1992 tarihli vekaletname verildiği ve adı geçen vekiller tarafından, mahkemenin 1989/53 Esas ve 2001/15 Karar sayılı ilamına karşı temyiz yoluna başvurulduğu ve temyiz incelemesi neticesi Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince verilen 30.10.2001 tarihli onama ilamına karşı karar düzeltme yoluna gidildiği ve karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmekle hükmün kesinleştiği; buna göre, temyiz talebinde bulunan müdahil davacı … mirasçıları …, …, … ve …’ un, daha önce, vekilleri vasıtasıyla temyiz ve karar düzeltme kanun yollarına başvurarak yasal haklarını kullanmış olmaları nedeniyle temyiz haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin ek kararı uyarınca gerekçeli kararın yeniden tebliğe çıkarılmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Bu itibarla; temyiz hakkı bulunmayan müdahil davacıların temyizine karşı katılma yoluyla temyiz talebinde bulunan davacıların da temyiz hakları bulunmadığı; kaldı ki, katılma yoluyla temyiz talebinde bulunan davacıların da, hükme karşı bizzat ya da karar tarihi itibariyle sağ olan murisleri tarafından temyiz ve karar düzeltme kanun yollarına başvurulmak suretiyle yasal haklarını kullandıkları anlaşıldığından, temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil davacı … mirasçıları …, …, … ve … vekili, davacı Meryem Nurulhüda mirasçıları … ve arkadaşları vekili, davacı … ve arkadaşları vekili, davacı … mirasçıları …, …, … ve … ve davacı … … mirasçısı …’ ın temyiz dilekçelerinin REDDİNE, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 28.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.