Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/13379 E. 2022/3097 K. 30.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/13379
KARAR NO : 2022/3097
KARAR TARİHİ : 30.03.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; ” Davanın kapsamı, nitelik ve içeriği dikkate alındığında yerel mahkemece oluşturulan 25.03.2008 tarih ve 2006/4 Esas, 2008/5 Karar sayılı kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğunun dosya kapsamıyla belirlendiği, konuya ilişkin 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının başlı başına bozma sebebi sayılacağı, öte yandan yerel mahkeme bozmadan sonra önceki karara bağlı olmaksızın çelişikliği (tenakuzu) gidermek kaydı ile vicdani kanaatine göre hüküm oluşturacağının vurgulandığı açıklanarak, bu olgular dikkate alınarak kısa kararla uyumlu olmak üzere (çelişkisiz) gerekçeli karar oluşturulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 433 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile harita mühendisi bilirkişi…’in 06.12.2007 tarihli raporuna ekli krokisinde “A” harfiyle gösterilen 100.000 m2 yüzölçümündeki kısmın aynı ada ve parsel numarasıyla taşınmazın bu kısmı 96 pay kabul edilmek suretiyle; 24 payın … kızı … …, 24 payın … oğlu …, 4 payın … oğlu …, 4 payın … oğlu …, 4 payın … oğlu …, 4 payın … kızı …, 4 payın … kızı …, 1 payın … oğlu …, 1 payın … oğlu …, 1 payın … oğlu …, 1 payın … oğlu …, 24 payın Genç … kızı … adına tapuya kayıt ve tesciline, “B” harfiyle gösterilen 81.312,54 m2 yüzölçümündeki kısmın aynı adaya son parsel numarası verilmek suretiyle miktar fazlası olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, “C” harfiyle gösterilen 12.754,00 m2 ve “D” harfiyle gösterilen 4139,22 m2 yüzölçümündeki kısmın tescil harici bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece, hükme esas alınan harita mühendisi raporunda (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin tescil harici bırakılmasına karar verilmiş ise de, bu bölümler yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli ve elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; 06.12.2007 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda, (C) ile gösterilen alanının yüzölçümünün 12.754,00 m2, (D) harfi ile gösterilen alanın yüzölçümünün ise 4.139,22 m2 olduğu belirtildikten sonra, soyut olarak bu alanların hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, ekilip biçilen yerlerden olmadığı açıklanmış; ziraat mühendisi bilirkişinin 04.01.2008 havale tarihli raporunda ise, (C) harfi ile gösterilen 12.754,00 m2’lik alanın genel olarak tarıma elverişli olmadığı belirtilmiş olup, (D) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle tescil harici bırakılmasına hükmedilen (C) ve (D) bölümleri yönünden yeterince nitelik araştırması yapılmadığı ve Mahkemece, anılan taşınmaz bölümlerinin hangi sebeple tarıma elverişli olmadığı ve ne zamandan beri ekilip biçilmediği hususları kesin olarak belirlenmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, bir taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin belirlenmesinde en önemli delilin hava fotoğrafı incelemesi olduğu gözetilerek, kadastro tespitinin yapıldığı 1975 yılından 20 – 25 yıl öncesine ilişkin üç ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden, anılan tarihler arasında düzenlenen foto plan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişi ve tanıklar ile ziraat mühendisi, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişinin katılımıyla keşif yapılmalı ve bu keşifte, uzman bilirkişi kurulu marifetiyle hava fotoğraflarından ve diğer belgelerden yararlanılmak suretiyle inceleme yaptırılarak, hükme esas alınan 06.12.2007 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğini ne olduğu, imar – ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise zilyetliğin ne zaman başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmaz bölümlerinin kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususlarının denetime olanak verecek şekilde belirlenmesi ve bu konulara ilişkin somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; taşınmaz bölümlerinin öncesindeki niteliğinin ne olduğu, üzerlerinde imar-ihya çalışmalarında bulunulup bulunulmadığı, bulunulmuş ise kim yada kimler tarafından, ne şekilde ve hangi tarihte imar-ihya çalışmalarına başlandığı, imar-ihya işlemlerinin hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz bölümleri üzerindeki tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve bu zilyetliğin dava tarihine kadar ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğü yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki çıktığı taktirde çelişkinin HMK’nin 261.maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükme esas alınan 06.12.2007 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, tarafların sair temyiz itirazlarının reddine; ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükme esas alınan 06.12.2007 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/1 maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,
30.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.