Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12956 E. 2022/707 K. 03.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12956
KARAR NO : 2022/707
KARAR TARİHİ : 03.02.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
MÜDAHİL DAVACILAR : Hazine vs.
DAVALILAR : … vd.
DAVA TÜRÜ : Kadastro

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün bir kısım müdahil davacılar vekili, müdahil davacı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, … İli Merkez İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 25 parsel sayılı 16.140,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz senetsizden irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle , …, …, …, …, …, …, …, , …, …, …, , …, …, …, …, …, …, … adlarına tespit edilmiştir.
Davacı Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile zilyetliğinde bulunan taşınmaza davalı … Müdürlüğünün mucur dökmek suretiyle müdahale ettiğini öne sürerek taşınmazın zilyetliğinde bulunduğunun tespiti ile müdahalenin önlenmesi ile eski hale getirme talep etmiş, 106 ada 25 parsel sayılı taşınmaz için kadastro tutanağı düzenlenmesi üzerine dosya re’sen Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının ve müdahil davacıların davasının reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım müdahil davacılar vekili, müdahil davacı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Müdahil davacı … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazların incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Müdahil davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, 2006/174 Esas sayılı dosyada dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarına göre tüm tespit maliklerinin hak sahibi olduğu gerekçesiyle davanın reddine, çekişme konusu 106 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, dava kadastro mahkemesine aktarıldığına, 3402 sayılı Kanun’un 30/2 maddesi uyarınca resen hareket edileceğine, hakimin doğru ve düzenli sicil düzenleme görevi bulunduğuna göre yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davaya konu taşınmazların niteliğine, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekline ve süresine ilişkin olarak ziraatçi bilirkişiden alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Yine söz konusu hususların tespiti amacıyla, aktarılan dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi döneme ilişkin en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi eliyle incelettirilmemiş; dosya arasında yer alan ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda somut verilere dayalı bilgiler içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmazlar üzerindeki bitki türlerini ve yaşlarını incelemekle yetinilen, taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak ziraatçi raporu hükme esas alınmış; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle taşınmaz bölümlerine ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre aktarılan davanın açıldığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklarla jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini, üzerlerindeki bitki örtüsünü ve varsa ağaçların cinslerini ve yaşlarını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediklerini ve edilmişlerse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmazların her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazların kadastro paftasındaki konumlarının bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, uydu ve hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazların niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsadıkları alanları gösterir şekilde krokili rapor aldırılmalı: tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra, davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespiti yapılan taşınmazların sulu arazi mi yoksa kuru arazi mi olduğu belirlendikten sonra sulu arazi de 40 kuru arazide 100 dönüm sınırının aşılıp aşılmadığı tespit edilmeli; ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğünün , … köyü hudutlarında bulunan ve …’a ait olarak belirlenen yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında tescil harici olarak 07.09.1953 tarih ve 1953/81 sayılı kamu yararı kararına istinaden kamulaştırıldığına dair 10.02.2004 tarihli yazısı uyarınca çekişme konusu taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı üzerinde durulmalı, ayrıca çekişmeli taşınmazların imar durumu ilgili belediyelerden sorularak açıklığa kavuşturulmalı ve taşınmazların imar planı kapsamında bulunmaları halinde imar planının onay tarihinden, imar planı aktarılan tescil davasının açıldığı tarihten daha sonra kesinleşmiş ise, aktarılan tescil davasının açıldığı tarihten geriye doğru 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki zilyetlikle kazanım şartları araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle açıklanan nedenlerle müdahil davacı … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı … Müdürlüğünün temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince … ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım müdahil davacılara iadesine, 03.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.