Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12657 E. 2023/5133 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12657
KARAR NO : 2023/5133
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/622 E., 2017/164 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre tescil istemine ilişkin davanın yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin (Kapatılan) 10.12.2014 tarih, 2014/9685 Esas, 2014/10390 Karar … ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce arazi ve orman kadastrosu çalışmaları yapılmamış olup, taşınmazın tapusu mevcut değildir.
2. Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği; … ili, … ilçesi, … Köyü, Kayalık Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin mera olduğunu, taşınmazın çevresinde de mera vasıflı taşınmazlar bulunduğunu, davacının merayı işgal eden konumunda olduğunu, Kaymakamlık soruşturması sırasında; davacının eşi ve oğlunun imzalı beyanlarında “…taşınmazın mer’a olduğunu, sadece taşınmazın içindeki zeytin ve armut ağaçlarının satın alındığını, köylülerin otlayan hayvanlarının satın alınan ağaçların dallarını yemesine ve dalların kırılmasına engel olmak için taşınmazın etrafının kendileri tarafından çevrildiğini..” belirttiklerini, ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Köyü Muhtarlığı cevap dilekçesinde: dava konusu yerin mera olduğunu, zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dahili Davalı … vekili cevap dilekçesinde: İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sonucu düzenlenen 09.04.2012 tarihli Orman Mühendisi Bilirkişi Raporu ile 13.04.2012 tarihli Ziraat Mühendisi Bilirkişi Raporlarının tetkikinden dava konusu taşınmazların orman niteliğinde bulunduğunun anlaşıldığını, dava konusu taşınmazın eğiminin %40-50 olduğunu ve eğimi itibariyle toprak muhafaza karakteri taşıdığını, toprağının orman toprağı olduğunu, dava konusu taşınmazın evveliyatının orman olduğunu, dava konusu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı hükümlerine göre kazanılamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2013 tarih, 2012/719 Esas, 2013/332 Karar … ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı … vekili ve davalılardan Orman İdaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi’nin 10.12.2014 tarih, 2014/9685 Esas, 2014/10390 Karar … ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili, dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığına ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle iktisabı mümkün yerlerden olduğunu, taşınmazın imar-ihya gördüğünün bilirkişi raporunda açıkça belirtildiğini, davacının dava konusu taşınmazı … ‘dan 15.08.1986 tarihinde satın aldığını, senet içeriğinden de anlaşılacağı üzere o tarihte bile taşınmazın içinde zeytin ve armut ağaçları bulunduğunu, imar ve ihyanın 1986 yılından önce de var olduğunu 1986 yılından sonra da imar ve ihyanın devam ettiğini, dosya kapsamında ifadeleri alınan davacı tanıklarının beyanlarının da imar ve ihya yapıldığını, zilyetliğin 1980 li yıllardan beri devam ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, Ceza Mahkemesinin davaya konu taşınmazı mera kabul ederek verdiği cezalandırma kararının mahkemece karara dayanak yapılmasının hukuki bir yanılgı niteliğinde olduğunu, hukuk mahkemesinin ceza mahkemesinin bu kararı ile bağlı olmayacağının aşikar olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığının açıkça ortaya konulduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydı bulunmayan dava konusu taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, imar ihya yoluyla 4721 … TMK’nın 713. Maddesi gereğince davacının tescil isteminin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 … TMK’nın 713. Maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 … Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 215,45 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.