YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12530
KARAR NO : 2023/4849
KARAR TARİHİ : 02.10.2023
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2017/3 E., 2019/2 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) (20.) Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Kadastro tespit tutanağında dava konusu taşınmazın, belgesizden, orman sayılmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, kamu yararına tahsis edilmeyen çalılık ve çırpılık halinde zilyetlikle iktisabı mümkün yerlerden iken 1985 yılında … oğlu İdris tarafından gayrimenkule emek ve masraf sarfederek imar ve ihya edip tarıma elverişli hale getirdiği, ancak 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 14 üncü maddesi gereği 20 yıllık zilyetlik süresinin adı geçen kişi yararına gerçekleşmediği belirtilerek tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit görmüştür.
2.Davacılar, 15.07.1994 havale tarihli dava dilekçelerinde, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 128 ada 14 parselin tespitinin iptali ile … oğlu … varisleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler taraf tanığı beyanlarından dava konusu taşınmazın öncesinin piren ve çırpılıklarla kaplı oldu, davacıların babasının taşınmazı hayvan otlatarak kullandığı, taşınmazın imar ihyasına ne zaman başlandığı, imar ihyanın ne zaman tamamlanıp tarım arazisi olarak ne zaman kullanılmaya başlandığının tam olarak tespit edilemediği, 22.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın, 1970 ve 1973 tarihli hava fotoğraflarının stereoskopik aletle incelenmesi sonucu, büyük bir alanın çalılık türündeki ağaççık formundaki maki formasyonu içinde sayılan bitkilerle kaplı olduğu, memleket haritasında çalılıkla örtülü yeşil alanda kaldığı, belirtilen tarihlerde taşınmazda tarım yapılmadığının tespit edildiği, mahalli bilirkişilerin ve taraf tanığının dava konusu yerin bir kısmının 1974 yılından önce de tarla olarak kullanıldığına dair beyanlarına da 22.04.2015 havale tarihli rapor karşısında itibar edilmeyeceği, davacılar yararına3402 … Kanun’un 17. maddesinde şartlar gerçekleşmiş olsa dahi Kanun’un 14. maddesinde yer alan 20 yıllık zilyetlik şartının gerçekleşmediği, davacılar tanığının 1975 yılında dava konusu yerin tamamını traktörüyle sürüp buğday ektiği beyanına itibar edilip 1975 tarihi itibariyle imar ihyanın tamamlandığı kabul edilse dahi yine Kanun’un aradığı süre şartı gerçekleşmeyeceğinden taşınmazın mülk edinme şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle davacıların davasının reddine, … ili, … ilçesi, Turplu mahallesi, Köycivarı mevkiinde bulunan 128 ada, 14 parsel … taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) (20). Hukuk Dairesinin 01.03.2017 tarih ve 2015/11917 E., 2017/1687 K. … ilamıyla; “Mahkemece imar-ihya ve zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının davacı taraf lehine oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği, yapılacak keşifte tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık özellikle 1973 ile 1997 yılları arasındaki zamanlara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı belirtilerek; zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, taşınmazların toprak yapısı incelenmesi, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınması, imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulması, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259 ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenerek; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığının belirlenmesi, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanması, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler ve davacı taraf tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın öncesinin çalı ve çırpılıklarla kaplı olduğu, ancak 1960 yılı ve öncesinden beri davacıların dedesi ve babasının ve babalarından sonra davacıların taşınmazda ayçiçeği, buğday, arpa gibi ürünler ekip biçtiğini beyan etmeleri, 29/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, kadastro çalışmaları sonrasında, Turplu mahallesinde 6831 … Orman Kanunu hükümleri uyarınca orman kadastrosu çalışmaları yapıldığını, dava konusu 128 ada 14 nolu parselin tamamının orman sayılmayan ve kültür arazisi olarak tespit edilen sarı alanda kaldığını belirtmeleri, ziraat mühendisi bilirkişisinin de raporunda, davaya konu taşınmazın toprak yapısını ve bitki örtüsünü incelendiğinde yaklaşık 50-55 yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığını, arazinin üzerindeki taşların toplanarak arazinin ıslah edildiği, dava konusu taşınmazın imar ihyasına 1960 lı yıllarda başlanıldığı ve 1970 yılının başında tarım arazisi olarak kullanıldığı ifade etmeleri karşısında dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zilyetlik süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, … ili, … ilçesi, Turplu Mahallesi, 128 ada 14 parselde bulunan 17.700,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile … ili, … ilçesi, Turplu Mahallesi, 128 ada 14 parselde bulunan 17.700,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın … oğlu … varisleri olan davacılar adına … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/106 Esas 2009/100 Karar … ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, zilyetlikle iktisap konusunda raporların ayrıntılı bir şekilde tanzim ve tetkik edilmediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro tespitine itiraza ilişkin davada taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli üzerinde zilyetlikle kazanım koşullarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 … Kanun’un 14, 17 ve 19 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamında değinilen yönde araştırma yapılmadan, davaya konu taşınmazın arazinin üzerindeki taşların toplanarak arazinin ıslah edildiği, dava konusu taşınmazın imar ihyasına 1960 lı yıllarda başlanıldığı ve 1970 yılının başında tarım arazisi olarak kullanıldığı, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zilyetlik süresinin de dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargılama esnasında, dosya arasına alınan jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve orman mühendisi bilirkişileri tarafından ortak düzenlenen raporda, dava konusu 128 ada 14 parselin büyük bir kısmının 1970 ve 1973 yılına ait hava fotograflarında çalılık türündeki ağaççık formundaki maki formasyonu içinde sayılan bitkilerle kaplı olduğu, 1997 yılına ait hava fotoğrafında dava konusu taşınmazın tamamı üzerinde olduğu söylenen ağıl, kuyu gibi tesislerin fotoğrafta tespit edilemediği, 128 ada 14 parsele kuzeyden bitişik olan 9 nolu parselin güney sınırındaki çalılık türündeki sınır ağaççıklarının 1970 ve 1973 yılı fotoğrafları ile benzerlik içinde kısmen mevcut oldugu, taşınmazın imar- ihyasının en erken 1973 yılında çekilen hava fotografının üretiminden sonra gerçekleşmesinin söz konusu olduğu açıklanmış, ancak bozma sonrası yapılan yargılama esnasında dosya arasına alınan bilirkişi raporlarında zilyetlik araştırması bağlamında hava fotoğraflarının incelenmediği, denetime elverişli bir rapor sunulmadığı anlaşılmıştır.
2. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporlara dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, öncelikle en eski eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihine yakın zamanlarda ve dava tarihinden geriye doğru 20 yıllık özellikle 1970 ile 1997 yılları arasındaki zamanlara ait hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, uydu fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenip, getirilerek dosya keşfe hazırlanmalı, daha sonra bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan üç ziraat mühendisi, bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ve bir fen elemanı bilirkişisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden yapılacak keşifte, getirtilen en eskisinden en yenisine kadar tüm memleket haritaları, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ağaçlandırmaya ilişkin haritaları dava konusu taşınmazla birlikte geniş çevresine uygulanıp, bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, var ise imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli; bu belgeler ile dava konusu taşınmazın 23.06.2005 tarihli ve 9070 … Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın geniş çevresi ile birlikte konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topoğrafik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu ve gerçek yüzölçümünü gösterir rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli; bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
4. İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmeden, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.