Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12506 E. 2023/2175 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12506
KARAR NO : 2023/2175
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki ziyetliğe dayalı tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.07.1971 tarihinde ilan edilerek kesinleşen Kirten (…) serisi bazında yapılmış orman kadastrosu, daha sonra 12.05.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1963 yapılıp sonuçları 03.03.1967-01.04.1967 tarihleri arasında ilân edilip kesinleşmiştir.

2. Davacılar vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesinde tescil harici bırakılan taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanarak arpa, yulaf, soğan, patates gibi ürünler ekilmek suretiyle 1961 yılından 2002 yılına kadar davacıların murisleri … tarafından kullanıldığını, …’ın vefatından sonra taşınmazın davacılar tarafından kullanılmaya devam ettiğini, taşınmaz üzerinde muris …’ın yıllardır ikamet ettiği bir evin de bulunduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 3367 sayılı Kanun gereği köy yerleşim alanı uygulaması yapıldığını, bu uygulama kesinleşinceye kadar davacının zilyetlik ile kazanım iddiasını ileri sürmediğini, dava konusu taşınmazın taşlık, kayalık, çalılık olması sebebiyle tespit harici bırakıldığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza ilişkin zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının sağlanmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza ilişkin zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının sağlanmadığını, imar planına dahil alanların imar ihya ile mülkiyetinin kazanılamayacağını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/183 Esas, 2016/371 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, dava konusu Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesinde bulunan 14.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (H) harfiyle gösterilen 2.272,58 metrekarelik kısmın yeni bir parsel numarası alarak davacılar adına eşit hisse ile tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 18.02.2019 tarihli ve 2016/11996 Esas, 2019/1098 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın bunlunduğu yer olarak … Belediyesinin davada taraf olduğu, ancak 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) gereğince Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada taraf olma zorunluluğu bulunduğundan … Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli ve 2019/123 Esas, 2019/291 Karar sayılı kararı ile, dosya kapsamına göre davacıların dava konusu (H) harfi ile gösterilen yerde eklemeli zilyetlikle birlikte elli yılı aşkın süredir zilyetliklerinin bulunduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın 1967 yılında tamamlanan kadastro çalışmalarında herhangi bir belirleme yapılmaksızın tespit harici bırakıldığı, taşınmazın kadastro çalışmalarından önce davacıların murisi … tarafından imar ve ihya edilip arpa, buğday, yulaf, susam gibi ürünler ekerek tarım yapmak suretiyle kullandığı, taşınmazın imar- ihyaya muhtaç yerlerden olmadığı ve yapısı itibariyle de özel mülkiyete konu edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesinde bulunan 14.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (H) harfiyle gösterilen 2.272,58 metrekarelik kısmın yeni bir parsel numarası adı altında davacılar adına eşit hisse ile tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığını, taşınmaz üzerinde imar ve ihyanın tamamlanmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların zaten bölgenin doğal bitki örtüsü olduğunu, yüksek orman mühendisi refakati ile keşfe gidilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu açıklayarak, hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, zilyetliğe dayalı tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 inci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemece, dava konusu fen bilirkişileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda (H) harfi ile gösterilen bölüm yönünden kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarını sağladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir.

2.Şöyle ki; dosya arasında bulunan 1960 tarihli hava fotoğrafı bilirkişi tarafından sadece dava konusu taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı yönünden incelenmiş, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı yönünde bir inceleme yapılmamıştır. Ziraat bilirkişisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmaz üzerinde yıkık durumda bulunan bir ev ile üçer adet yabani zeytin ağacı ve kızılçam ağaçları bulunduğu tespit edilmiş, herhangi bir veriye dayanılmaksızın soyut ifadelerle taşınmaz üzerinde yirmi yıldan fazla süredir kuru tarım yapıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Diğer yandan İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde kalıp kalmadığının da araştırılmadığı anlaşılmaktadır.

3.Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı araştırılarak, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi/bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

4.Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmelidir.

5.Stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği taşınmazın farklılık arz eden bölümleri de ayrı ayrı krokiye bağlanıp açıklanmak suretiyle belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

6. Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Buna göre eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 … içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.