Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12503 E. 2023/1737 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12503
KARAR NO : 2023/1737
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/533 E., 2018/342 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) hükümlerine göre, 1986 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 23.11.2012-24.12.2012 tarihleri arasında ilân edilen 5304 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a madde çalışması vardır. 1957 yılında tapulama çalışmaları yapılmıştır.
2. 1957 yılında yapılan arazi kadastrosunda … Köyü 588 parsel olarak tespit edilen dava konusu taşınmaz, ifraz sonucunda 794 parsel numarasını almış ve 16.800,00 m2 yüzölçümlü tarla niteliğiyle davacı adına tescil edilmiştir. Daha sonra 2012 yılında 3402 sayılı Kanun’un 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında bu yer 111 ada 36 parsel numarası ile 15.824,80 m2 yüzölçümlü tarla niteliğiyle yenileme tesbiti yapılarak, tutanak 23.11.2012-24.12.2012 tarihleri arasında ilân edilmiştir.

3. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 111 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 1986 yılında yapılan orman tahdidinde İndibi Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan orman sahasında kaldığını belirterek, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman olarak Hazine adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.04.2014 tarihli ve 2013/51 Esas 2014/192 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 18.04.2014 tarihli ve 2013/51 Esas, 2014/192 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2016 tarihli ve 2016/1377 Esas, 2016/2211 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı 1/5000 ölçekli orman tahdit harita örneği bulundukları yerden getirtilip, mahallinde keşif yapılması ve dava konusu taşınmazın kesinleşen tahdit karşısındaki konumunun saptanması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, dava konusu Giresun ili, … ilçesi, … Köyü, … Mevkiinde kain 111 ada 36 parsel sayılı 15.824,80 m2 yüzölçümlü davalıya ait taşınmazın dosyaya sunulan 23.05.2018 tarihli teknik bilirkişi heyet ek raporunda (A) harfiyle gösterilen 10.359,92 m2 yüzölçümlü tapu kaydının iptali ile üzerindeki mülkiyet hakkının aynı adanın son parsel numarası ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı kurumun fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, aynı taşınmazdan geriye kalan ve 23.05.2018 tarihli teknik bilirkişi heyet raporunda (B) harfiyle gösterilen 5.464,88 m2 yüzölçümlü kısmın ise Giresun İli, … İlçesi, … Köyü, … Mevkinde kain 111 ada 36 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmaz olarak davalı tarafa bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tamamının kesinleşen tahdit sınırları içerisinde olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kesinleşen tahdit sınırları içerisinde bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6831 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi.

3. Değerlendirme
Hükme esas alınan 29.11.2017 tarihli orman bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmazın A ve B olarak incelendiği, A ile gösterilen kısmın geçmişten beri orman ağaçları ile kaplı olduğu ve orman bütünlüğü oluşturduğu, 3116 sayılı Kanuna göre orman sayılan yerlerden olduğu, 4785 sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanun’un Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun)
ve 5658 sayılı Orman Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun (5658 sayılı Kanun)
ile bir ilişkisi bulunmadığı, 6831 sayılı Kanun’un 1 inci maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu; B ile gösterilen kısmın ise geçmişten beri açıklık olduğu ve orman bütünlüğü oluşturmadığı, 3116 sayılı Orman Kanununa (3116 sayılı Kanun) göre orman sayılmayan yerlerden olduğu, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar ile bir ilişkisi bulunmadığı, 6831 sayılı Kanun’un 1 inci maddesine göre orman sayılmayan yerlerden olduğu; dava konusu taşınmazın tamamının 6 ve 7 nolu orman sınır noktalarının güney batısında bulunan İndibi Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan alan içerisinde kaldığı belirtilmiştir.

Yargıtay ve Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre; kesinleşen orman tahdidi bulunması halinde, bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman tahdidine ait harita ve tutanakların uygulanması ile belirlenir. Tahdidin kesinleşmesi ve hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra orman sınırlamasının doğru olup olmadığı tartışma konusu yapılamaz. Hal böyle iken somut olayda; Mahkemece, hükme esas alınan raporda dava konusu taşınmazın tamamının kesinleşen tahdit sınırları içerisinde kaldığı belirlendiği halde, B ile gösterilen kısmın geçmişten beri açıklık olduğu, orman bütünlüğü oluşturmadığı gerekçesiyle orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

7139 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.