Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12474 E. 2022/6809 K. 07.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12474
KARAR NO : 2022/6809
KARAR TARİHİ : 07.09.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonunda; asıl dosya ve birleşen dosya yönünden davacıların davalarının kabulüne, teknik bilirkişi raporunda 6.041,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın Rasim ve … mirasçıları adına 120 pay kabul olunarak miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olup, hükmün davacı … … Uzun vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R
Davacı … … Uzun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak … İli … İlçesi … mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında tescil istemiyle dava açmış, … ise davaya müdahil olmuştur.
Birleşen dosya davacıları … ve müşterekleri irsen intikal kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında tescil istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonunda; asıl dosya ve birleşen dosya yönünden davacıların davalarının kabulüne, teknik bilirkişi raporunda 6.041,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın Rasim ve … mirasçıları adına 120 pay kabul olunarak miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … … Uzun vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın üzerinde davacıların kök murisinden kaldığı ve yararlarına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davada Hazine, Orman İdaresi ve … Belediyesi taraf olup karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. TMK’nin 713. maddesi gereğince tescil davasının Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılması gerekmekte olup, yukarıda belirtilen Kanun gereğince … Büyükşehir Belediye Başkanlığı da davaya dahil edilmelidir. Ayrıca bir davanın esası hakkında değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle taraf ehliyetinin bulunması zorunlu olup, bu husus dava şartı olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesi gereğince mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda asıl dosya davacısı Murat … Uzun çekişmeli taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia etmiş, birleşen dosya davacıları ise kök muristen kaldığı iddiası ile ancak kendi adlarına tescil talep etmişlerdir. Mahallinde yapılan keşifte ve duruşmalarda dinlenen tanıkların bir bölümü taşınmazların kök murislerinden intikal ettiğini beyan etmişlerdir. Ne var ki, gerek asıl dosya davacısı gerekse birleşen dosya davacıları dava dilekçesinde, gerekse aşamalardaki beyanlarında, taşınmazların kendilerine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs.) hususunda bir açıklamada bulunmadıkları gibi, Mahkemece de bu husus taraflardan sorularak açıklığa kavuşturulmamıştır. Mirasçıların birbirlerine karşı miras paylarının adlarına tescilini talep etmeleri mümkün ise de, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, hakları terekenin tamamını kapsadığından ve TMK’nin 702. maddesi uyarınca topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların birlikte hareket etmeleri zorunlu bulunduğundan, bir mirasçının ya da mirasçıların bir bölümünün, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki şahıslara karşı miras paylarının adlarına tescili istemiyle dava açmaları usulen mümkün değildir. Mirasçılardan biri ya da bir bölümü tarafından kendi payları hakkında üçüncü kişilere karşı açılan dava, terekenin bütününü ve diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından, aktif dava ehliyetindeki bu eksikliğin sonradan diğer mirasçıların muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle giderilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda davalılar Orman İdaresi, … ve Hazine’nin, davacıların murisinin terekesine karşı 3. kişi konumunda bulunduğu halde Mahkemece, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu … Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, delilleri toplanmalı daha sonra asıl dosya davacısı ve birleşen dosya davacıları taraflardan çekişmeli taşınmazın kendilerine ne şekilde intikal ettiği (taksim, satış, bağış vs.) sorularak, kendilerine bu husustaki iddialarını kanıtlama imkanı tanınmalı, davacı taraflarca çekişmeli taşınmazın geçerli bir sebeple murisinden kendisine intikal ettiği ispat edilemediği takdirde aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmeli; davacı taraflarca aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kanıtlaması halinde ise, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenle davacı … … Uzun vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı … İdaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 07.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.