YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12360
KARAR NO : 2023/870
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/128 E., 2017/241 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ve kal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20 inci Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. 5831 sayılı Kanun’la 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na (3402 sayılı Kanun) eklenen, Ek 4 üncü madde uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, Ulupınar köyü 140 ada 4 parsel sayılı, 479,79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine taşınmazın tamamının 3 üncü derece doğal sit alanında ve 2/B alanında kaldığı belirtilerek, tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ve bu tespit kesinleşerek, 03.05.2011 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
2. Davacı … İdaresi vekili dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın Kemer Kadastro Mahkemesinin 17.07.2002 tarihli ve 1994/1085 Esas 2002/16 Karar sayılı ilamıyla tespit gibi“orman niteliğiyle” tesciline karar verilen 397 parsel sayılı taşınmaz içeresinde kaldığı iddiasıyla orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini, davalının müdahalesinin önlenmesini ve üzerindeki yapıların kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine cevap dilekçesinde özetle, davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerektiğini, hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ayrıca fiilen orman olduğu tespit edilen yerlerin talep üzerine …’ne tahsis edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Fer’i müdahil vekili, Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/491 esas sırasında kayıtlı dosya ile; dava konusu taşınmazın müvekkilinin zilyetliğinde olduğunun tespiti için dava açtıklarını belirterek, fer’ müdahale taleplerinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2014 tarihli ve 2013/91 Esas, 2014/223 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 140 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (B) harfiyle gösterilen 223,94 m2 büyüklüğündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının men’i müdahale ve kal’ talebi yönünden talebinden feragat etmesi nedeniyle bu hususta esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı … İdaresi vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 20.01.2016 tarihli ve 2015/16073 Esas, 2016/625 Karar sayılı kararı ile “…hükmün davacı … Yönetimi vekili tarafından taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edildiği açıklandıktan sonra, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, mahkemenin kararına esas aldığı Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı kararında 397 sayılı parsel ile ilgili olarak orman niteliğiyle tescil kararı verilmiş ise de, kadastro mahkemesine açılan davada 397 sayılı parselin tamamının davalı olmadığı, bir bölümünün davalı olduğu halde, mahkemece 397 sayılı parseldeki davalı olan bölümün eldeki davaya konu yer olup olmadığı belirlenmeden, bu bölümlerin 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4 üncü madde uyarınca kullanım kadastrosuna konu edilip edilmedikleri araştırılıp, konu edilmiş iseler kadastro tesbit tutanak örnekleri getirtilmeden, kadastro mahkemesine konu taşınmaz bölümleri ile temyize konu davada çekişmeli bulunan taşınmazlar kadastro paftası ve memleket haritası üzerinde denetime elverişli olarak bir arada gösterilmeden karar verildiği, o halde, 397 sayılı parselin tamamına ilişkin kadastro paftası, Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyası, anılan dosyada hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ve krokiler, eski tarihli memleket haritası ile 31.12.1981 tarihine yakın memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, aynı iddiayla çekişmeli 397 sayılı parselde orman rejimi dışına çıkarıldığına ilişkin çok sayıda dava olduğundan, tüm taşınmazlar ile kadastro mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümlerinin kadastro paftası, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritalar ile memleket haritası ölçekleri (1/5000, 1/10000 ve 1/25000) eşitlenmek suretiyle denetime elverişli olarak ayrı renkli kalemler ile birbirleri üzerinde denetime elverişli şekilde müşterek imzalı rapor ve eki krokide gösterilmesi, Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümlerinin neresi olduğunun, tapuya tescil edilip edilmediklerinin belirlenmesi, varsa tapu kayıt suretleri getirtiltilerek, mükerrer tesbit ve tescil olup olmadığının tespit edilmesi, Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyasında dava edilen taşınmaz bölümlerinde 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uygulamasının iptal edilerek orman niteliği ile tescile karar verildiğinden, orman rejimi dışına çıkarılma işleminin yalnız bu bölümler yönünden iptal edildiğinin düşünülmesi, orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği bölümlerin eylemli halinin tespit edilmesi, Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dava dosyasına konu taşınmaz bölümleri dışında kalan çekişmeli 397 parsel sayılı taşınmaz bölümlerine ilişkin olarak 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılma işleminin kesinleştiği ve 6831 sayılı Kanun’un 4999 sayılı Kanun ile değişik 11/5 inci maddesinde, 2/B madde uygulamaları sonucu orman rejimi dışına çıkartılan ancak, fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tesbit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilip orman niteliği ile Hazine adına tescilinin öngörüldüğü, Orman Yönetimi ile Hazine arasındaki uyuşmazlığın, taşınmazın mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğu, Orman Yönetiminin bu tür yerlerin Hazineden idarî yolla orman olarak tahsisini talep edebileceği gibi bu talebini dava yolu ile de isteyebileceğinin gözetilmesi, temyize konu taşınmazın, halen orman niteliği ile 397 parsel numarasıyla tapuda kayıtlı olan ve 2 nci madde ile 2/B madde uygulamalarına konu edilmeyen bölümünde kaldığının belirlenmesi halinde tapu kaydının iptaline karar verilmesi, tescil yönünde hüküm kurulmaması” gerektiğine değinilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilamı uyarınca bilirkişilerce hazırlanıp ibraz edilen, denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre; dava konusu 140 ada 4 parsel nolu 479,79 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, 3302 sayılı Kanun uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan P.CX nolu 2/B blok parseli içerisinde kalan ve haritalarda B harfi ile gösterilen 223,94 m2 yüzölçümündeki dava konusu bölümünün 2/B şartlarını taşıdığı ve “orman sayılmayan yerlerden” olduğu gerekçesi ile davanın reddine, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde meni müdahale ve kal talebinde bulunulmuşsa da 16.04.2014 tarihli celsede bu taleplerinden feragat ettiğine dair beyanda bulunması sebebiyle men’i müdahale ve kal talebi yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı … İdaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı … İdaresi vekili temyiz dilekçesinde özetle, Ulupınar köyü 397 parselden kullanım kadastrosu sonucu oluşturulan 140 ada 4 parselin orman sayılan yerlerden olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca sabit olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 14 ve 17 nci maddeleri, 3116 sayılı Kanun, 6831 sayılı Kanun.
3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (IV/B) numaralı paragrafta açıklanan gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2014 tarihli ve 2013/91 Esas, 2014/223 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın bilirkişiler Serdar Ayhan ve Baykan Araslı tarafından tanzim olunan 25.07.2013 tarihli rapor ekindeki Ek-2 nolu krokide B harfi ile gösterilen 223,94 m2 büyüklüğündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, aynı rapor ve krokide A harfi ile gösterilen 255,84 m2 lik kısım yönünden davanın reddine karar verildiği, hükmün sadece Orman İdaresi tarafından, ret kararı verilen ve A harfi ile gösterilen taşınmaz kısmı yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, yukarıda (IV/A-2) numaralı paragrafta tarih ve sayısı belirtilen Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin bozma ilamında, hükmün davacı … Yönetimi vekili tarafından taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edildiği açıklanarak maddi hata yapıldığı, maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulmasının da taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğurmayacağı kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, bozma kararı sonrası mahkeme ve bilirkişilerce taşınmazın önceki raporda B harfi ile gösterilen ve hakkında verilen kabul kararı temyiz edilmeksizin kesinleşen taşınmaz kısmına ilişkin maddi hataya dayalı bozma ilamı uyarınca inceleme yapılması, A harfi ile gösterilen ve yargılama konusu olması gereken taşınmaz kısmı yönünden bozma ilamında değinildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın, usuli kazanılmış hakka da riayet edilmeksizin sadece B harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Bu durum karşısında, Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2014 tarihli ve 2013/91 Esas, 2014/223 Karar sayılı kararının, davacı … İdaresi vekili tarafından, taşınmazın bilirkişiler …. ve … tarafından tanzim olunan 25.07.2013 tarihli rapor ekindeki Ek-2 nolu krokide (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edildiği nazara alınarak, 397 sayılı parselin tamamına ilişkin kadastro paftası, kadastro mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyası, anılan dosyada hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ve krokiler, eski tarihli memleket haritası ile 31.12.1981 tarihine yakın memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, aynı iddiayla çekişmeli 397 sayılı parselde orman rejimi dışına çıkarıldığına ilişkin çok sayıda dava olduğundan, tüm taşınmazlar ile kadastro mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümlerinin kadastro paftası, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritalar ile memleket haritası ölçekleri (1/5000, 1/10000 ve 1/25000) eşitlenmek suretiyle denetime elverişli olarak ayrı renkli kalemler ile birbirleri üzerinde denetime elverişli şekilde müşterek imzalı rapor ve eki krokide gösterilmesi, Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyasına konu taşınmaz bölümlerinin neresi olduğunun, tapuya tescil edilip edilmediklerinin belirlenmesi, varsa tapu kayıt suretleri getirtiltilerek, mükerrer tesbit ve tescil olup olmadığının tespit edilmesi, kadastro mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dosyasında dava edilen taşınmaz bölümlerinde 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uygulamasının iptal edilerek orman niteliği ile tescile karar verildiğinden, orman rejimi dışına çıkarılma işleminin yalnız bu bölümler yönünden iptal edildiğinin düşünülmesi, orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği bölümlerin eylemli halinin tespit edilmesi, Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı dava dosyasına konu taşınmaz bölümleri dışında kalan çekişmeli 397 parsel sayılı taşınmaz bölümlerine ilişkin olarak 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılma işleminin kesinleştiği ve 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 11/5 maddesinde, 2/B madde uygulamaları sonucu orman rejimi dışına çıkartılan ancak, fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tesbit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilip orman niteliği ile Hazine adına tescilinin öngörüldüğü, Orman İdaresi ile Hazine arasındaki uyuşmazlığın, taşınmazın mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğu, Orman İdaresi bu tür yerlerin Hazineden idarî yolla orman olarak tahsisini talep edebileceği gibi bu talebini dava yolu ile de isteyebileceğinin gözetilmesi, temyize konu taşınmazın, halen orman niteliği ile 397 parsel numarasıyla tapuda kayıtlı olan ve 2 nci madde ile 2/B madde uygulamalarına konu edilmeyen bölümünde kaldığının belirlenmesi halinde usuli kazanılmış haklar da nazara alınarak tapu kaydının iptaline karar verilmesi, tescil yönünde hüküm kurulmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,22.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.