Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12349 E. 2023/1398 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12349
KARAR NO : 2023/1398
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/369 E., 2019/437 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı … İdaresi vekili dava dilekçesinde; tapuda bağ ve bahçe vasfıyla davalılar adanı kayıtlı bulanan … ili Merkez ilçesi Soğucak Köyü 105 ada 1 parsel sayılı 131.791 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını, öncesi itibariyle ve halen de eylemli orman olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline ve taşınmaza vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

2. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Orman Kanunu’na (3116 sayılı Kanun) göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 22.07.1987 tarihinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 3302 sayılı 31.08.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla (3302 Sayılı Kanun) değişik 2/B madde uygulaması çalışmaları bulunmakta olup, yörede arazi kadastrosunun 1958 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.

II. CEVAP
Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde; dava konusu yerin orman olmadığını, tapulu arazi olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2015 tarih ve 2013/615 E., 2015/310 K. sayılı önceki kararı ile, davanın kabulüne, 105 ada 1 parselin bilirkişi raporu ekinde bulunan krokide A harfi ile gösterilen 61.654,81 m2’lik kısmının eylemli olarak orman olması nedeniyle tapu kaydının iptali ile bu yerin orman niteliği ile parselden ifraz edilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, orman olarak belirlenen bu yerler bakımından 2B şerhi ve varsa diğer tüm şerh ve hacizlerin terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2015 tarih ve 2013/615 E., 2015/310 K. sayılı önceki kararı, davacı … İdaresi ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay (Kapatılan) (20). Hukuk Dairesinin 04.04.2017 tarih ve 2015/10962 Esas, 2017/2816 Karar sayılı ilamıyla; “Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmalarına ait harita dosyaya getirtilmiş ise de orman işletme müdürlüğünce, bu haritada çekişmeli taşınmazın yeri işaretlenmediği gibi, uzman bilirkişi raporlarında da 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası ile irtibatlı krokinin çizilmediği, taşınmazın konumunun sadece aplikasyon haritasında gösterildiği, bunun dışında; çekişmeli taşınmazın eylemli orman olma olgusunun belirlenmesi bakımından; alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu; 23/05/2014 tarihli keşif sonrasında alınan fen, ziraat ve orman bilirkişiden oluşan uzman bilirkişi raporunda, (A) harfi ile işaretli bölümün üzerinde tam kapalılıkta 35-50 yaşlarında … ağaçları olduğu, toprağının orman toprağı niteliğinde, eylemli orman olduğu belirtildiği halde; 26/02/2015 tarihli keşif sonrası alınan üç kişilik orman bilirkişi kurulu raporunda ise ‘(A) harfli bölümünün ne kadarının tarla, ne kadarının eylemli orman olduğu EK 4 çalışmalarında belli olacaktır’ şeklinde açıklama yapıldığı, mahkemece çelişki giderilmeden (A) harfi ile işaretli bölümün eylemli orman olduğu kabul edilerek bu bölümün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu nedenle; mahkemece öncelikle yörede 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro çalışma tutanakları ve çekişmeli taşınmazın yerinin işaretlendiği orman kadastro haritası ile daha sonra 1987 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait tüm çalışma tutanakları dosyaya getirtildikten sonra; yeniden yapılacak keşifte; çekişmeli taşınmaza ait 1945 yılında 3116 sayılı Kanuna göre düzenlenen ilk orman kadastro haritası ile daha sonra 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritaların ölçekleri kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 OS noktası görülecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun her iki harita üzerinde ayrı ayrı renklerle işaretlendiği, eylemli durumunun, üzerindeki ağaç sayısı, yaşı, cinsi, kapalılık oranı ve ağaçların taşınmazdaki dağılımının, eğim ölçer ile tespit edilecek eğiminin ve toprak yapısının açıklandığı, müşterek imzalı rapor alınması, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmesi” gereklerine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu 131.791,99 m2 taşınmazın devlet ormanı sınırları ile çakışan bir kısmının olmadığı, 59.243,36 m2’sinin 2/B parseli içinde olduğu, geri kalanının ise orman ve 2/B parseli dışında kalan tarım alanı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı, davacı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı … İdaresi vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın hukuken ve fiilen orman olduğunu, bir yerde orman sınırlaması yapılıp kesinleşmişse o yerin orman olup olmadığının, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanması ile çözümleneceğini, bu haliyle 11.03.2019 tarihli fen bilirkişisi rapor ve eki krokisinde A ve B rumuzu ile gösterilen yeşil taralı alanın devlet ormanı olduğunu, bu itibarla davanın reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, yine 3302 sayılı Kanuna göre hatalı aplikasyonu esas alınmak suretiyle dava konusu parseli kısmen orman sayılmayan yer olarak nitelendiren, denetime elverişli olmayan ve hükme esas alınan 13.03.2018 tarihli orman bilirkişi kurul raporuna dayanılarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu açıklayarak, hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen orman tahdit sınırları içerisinde kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, Anayasa’nın 169 uncu maddesi, 6831 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 17 nci maddesi,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

7139 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.