Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/12109 E. 2023/49 K. 09.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12109
KARAR NO : 2023/49
KARAR TARİHİ : 09.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul – Kısmen Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı Hazine ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Kadastro sırasında, … ilçesi, … Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 10 parsel sayılı 26.212,87 metrekare yüzölçümündeki tarla niteliğiyle davalı adına tapuda kayıtlı olan taşınmaza yönelik davacı Hazine, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmasına karşın, kadastro sırasında hatalı olarak davalı adına tescil edildiğini iddia ederek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi olduğu ve eklemeli zilyetlikle iktisap koşullarının lehine oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 05.12.2014 tarihli ve 2010/366 Esas, 2014/822 Karar sayılı kararıyla, 15.07.2014 tarihli teknik krokide (A1) harfi ile gösterilen kısma yönelik davanın reddine, taşınmazın (A2), (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlarının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile (A2) ve (C) harfi ile gösterilen kısımların hali arazi, (C) harfi ile gösterilen kısmın orman vasfında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 13.11.2017 tarihli ve 2016/5190 Esas – 2017/9305 Karar sayılı kararı ile, “çekişmeli taşınmazın orman niteliğine dair eski belgelerin uzman bilirkişi marifeti ile tespit edilmesi ve davacı yararına zilyetlik yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun araştırılması ” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, 15.01.2019 tarihli teknik krokide “A1” harfi ile gösterilen kısmının kamu malı niteliği taşıyan yerlerden olmadığı gibi zilyetlikle iktisap koşullarının davalı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle bu bölüm yönünden davanın reddine, “A2” harfi ile gösterilen kısmın kayalık niteliğinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması, “B ve C” harfleri ile gösterilen kısımların ise orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmiş olması karşısında bu bölümler yönünden davanın kabulü ile “A2” harfi ile gösterilen kısmın kayalık arazi vasfı ile, “B” ve “C” harfleri ile gösterilen kısınların ise orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri
Davacı Hazine vekili, Yargıtay bozma kararına aykırı olarak düzenlenen, gerekçesiz ve denetime imkan vermeyen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece reddine karar verilen “A1” bölümünün orman vasfı taşıdığını ve öte yandan davalı kayıt malikinin bu bölüm üzerinde zilyetlik şartlarını taşımadığını ileri sürerek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili, Mahkemece devletin hüküm ve tasarrufu olduğu gerekçesiyle kabulüne karar verilen ve teknik raporda “A2”, “B” ve “C” bölümlerinin tarım arazisi olduğunu, bu bölümlerin orman veya kayalık vasfı taşımadığını, uzun yıllardır davalı şahsın bu bölümler üzerinde zilyetliğinin bulunduğunu, böylece bu bölümler yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6831 sayılı Kanunun 11. maddesi, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilan edilir. Bu ilan ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
” hükmüne haizdir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, “– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,

Davacı Hazine ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunuun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunuun 36/A maddesi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına,

taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,09.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.