Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/11950 E. 2023/3007 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11950
KARAR NO : 2023/3007
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/3293 E., 2019/170 K.
KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 20. Hukuk Dairesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı … İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, sınırlarını bildirdiği … ilçesi, … Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları esnasında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünü imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının lehine oluştuğunu belirterek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalılardan Hazine vekili ayrıca 10.12.2014 havale tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 713/6 ncı maddesi uyarınca adına tescilini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 08.01.2015 tarihli ve 2012/755 Esas, 2015/10 Karar sayılı kararıyla, 28.10.2013 tarihli krokili raporda (A) ile işaretlenen 1.855,77 m2 yüzölçümündeki taşımazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalılardan Orman Yönetimi ve Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 31.05.2016 tarihli ve 2015/9464 Esas, 2016/6082 Karar sayılı kararı ile, “ 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) uyarınca taraf teşkilinin sağlanarak çekişmeli taşınmazın imar durumunun belirlenmesi ve yeniden keşfe çıkılarak taşınmazın yörede yapılan orman çalışmaları ve ilgili kanunlar karşısındaki durumunun değerlendirilerek taşınmazın zirai yönden kullanım durumunun netleştirilmesi ve oluşacak sonucu göre karar verilmesi” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince, tescil talep edilen arazide davacının eklemeli zilyetliğinin bulunduğu ve zilyetlikten tescil koşulları bulunan bu yerlerin orman sayılmayan tescil harici yerlerden olduğu, arazinin yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklardan olmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan sahipsiz yerlerden olduğu, imar ve ihyanın gerçekleşmiş olduğu, il, ilçe ve kasabaların imar sahaları kapsamında kalmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 15.01.2019 tarihli teknik bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen 1.849,94 metrekare yüzölçümlü olan taşınmazın davacı … adına tam hisse şeklinde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalılardan Orman İdaresi ve Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili, çekişmeli taşınmaz bölümünün çevresinin orman vasfında ve taşınmazın orman bitki örtüsü ile kaplı olduğunu, öte yandan davacının taşınmaz bölümü üzerinde kullanımının bulunmadığını ve böylece iktisap koşullarının davacı lehine oluşmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … Yönetimi vekili, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu, taşınmaz bölümünün orman niteliği taşıdığını ve ormanların hiçbir suretle kazanılamayacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın, davacı adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun’un 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 14 ve 17 nci maddeleri,

3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince Yargıtay bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışında kaldığı ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, önceki bozma kararında yeniden keşif yapılarak memleket haritaları ile hava fotoğrafları arasındaki çelişkinin giderilmesi; fen ve orman bilirkişi tarafından ortak rapor düzenlenmemesi, kadastro paftası, orman tahdit haritası, hava fotoğrafları ve memleket haritalarının ölçeklerinin eşitlenerek çekişmeli taşınmazın tahdit haritasındaki, memleket haritası ve hava fotoğrafındaki konumları orman ve fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenecek 1/5000, 1/10000 ve 1/25000 ölçekli haritaların üzerinde gösterilmesi; taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örneklerinin ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 4721 sayılı Kanun’un 713 üncü maddesine dayanılarak dava açıldığından dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, 1990’lı yıllara ait ortofoto haritalarının bulundukları yerlerden getirtildikten sonra oluşturulacak ehil bilirkişi heyeti ile orman ve zilyetlik araştırmasının duraksamasız olarak belirlenmesi gerektiğine değinildiği halde, tescil harici taşınmaza komşu olan ve davacının babası …’ın da paydaşı olduğu 448 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tutanak örnekleri ile dayanağı kayıtları ve hükmen oluştu ise buna ilişkin dava dosyası ilgili yerlerden getirtilmemiş, komşu 448 ada 2 parselin hükmen oluştuğu anlaşıldığı takdirde çekişmeli taşınmaz bölümünün de o davaya konu edilip edilmediği irdelenmemiş; taşınmaz üzerinde yapı bulunduğu halde inşaat mühendisi bilirkişisinden, yapıların özellikleri ile kaç yıllık olduklarını belirtir şekilde rapor alınmamış; ayrıca dosya arasında yer alan soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda somut verilere dayalı bilgiler içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmaz üzerindeki bitki türlerini ve yaşlarını incelemekle yetinilen, taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak bilirkişi raporu hükme esas alınmış, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamış, Mahkemece yapılan keşif esnasında çekişmeli taşınmazın davacıya babasından intikal ettiği belirtildiği halde davacı murisi adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmazlar Tapu Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü’nden sorulup açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca, öncelikle taşınmaz bölümüne komşu olan ve davacının murisinin de paydaşı olduğu 448 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanak ve dayanakları ile varsa hükmen tescile konu dava dosyası celbedilmeli, taşınmaz bölümünün davacıya murisinden intikal ettiği belirtildiğine göre bu intikalin hangi tarihte ve ne şekilde olduğu saptanmalı, davacının müstakil zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığının anlaşılması halinde davacının murisinin daha önce zilyetlikle edindiği taşınmazlar Tapu Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup açıklığa kavuşturulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, yerel bilirkişiler ve tanıklarla tek kişilik ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişisinden, taşınmaz bölümünün evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini, üzerlerindeki bitki örtüsünü ve varsa ağaçların cinslerini ve yaşlarını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmaz bölümünün her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe imkan verir şekilde krokili rapor aldırılmalı, komşu 448 ada 2 parsel sayılı taşınmazın oluşumundaki dayanak kayıt ve belgeler ile davaya konu edilmişse ilgili dosyanın fen krokisi de zemine uygulanmak suretiyle davaya konu taşınmazın o dosyaya konu edilip edilmediği veya bulunduğu sınırı ne olarak okuduğunun belirtilmesi istenmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra, davacının müstakil zilyetliğinin de 20 yıla ulaşmadığının anlaşılması halinde davacı murisi ve diğer mirasçılar adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespiti yapılan taşınmazlar gözetilmek suretiyle, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. İlk Derece Mahkemesince bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 … içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,