YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11865
KARAR NO : 2023/825
KARAR TARİHİ : 20.02.2023
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2012/58 E., 2014/81 K.
KARAR : Görevsizlik, kısmen kabul, ret, karar verilmesine yer olmadığı
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacı … Kişiliği tarafından Ardahan ili … ilçesi … Köyü sınırları içerisinde bulunan 102 ada 61 ve 62 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan dava yönünden mahkemenin görevsizliğine; davacı … Tüzel Kişiliği tarafından dava konusu Ardahan ili … ilçesi … Köyü sınırları içerisinde bulunan 101 ada 2 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine; davacılar …, … ve asli müdahiller … ve arkadaşlarının açmış oldukları dava yönünden, daha önce mahkemenin 2012/63 Esas, 2012/78 Karar sayılı ilamıyla karar verildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve davacılar … ve … tarafından açılan davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve bir kısım davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro tespit çalışmaları sırasında, Ardahan ili Hanak ilçesi … Köyü 101 ada 4 parsel sayılı taşınmaz, … Köyü Tüzel Kişiliği adına, 139 ada 221 parsel sayılı taşınmaz ise … ve … adına tespit edilmiştir.
2. Davacı … , Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 21.12.2005 havale tarihli dava dilekçesinde; Ardahan ili … ilçesi … Köyü … mevkiinde bulunan ve sınırlarında doğusu Kur nehri, batısı .. hududu, kuzeyi … Yayla ve Köyü, güneyi nehir ile çevrili tapuda köy tüzel kişiliği adına kayıtlı taşınmazın kadimden beri köyün zilyet ve tasarrufunda olmasına rağmen, davalı köy tüzel kişiliğinin bu yaylanın kendi yaylaları olduğu iddiasıyla yer göstermeleri üzerine diğer davalı müdürlükçe sürüm yapılmak sureti ile sürekli hayvan otlattıkları yere müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek, davalılar tarafından yaylaya yapılan müdahalenin men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 15.03.2006 tarihli ve 2005/15 Esas, 2006/13 Karar sayılı kararla, davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03.04.2007 tarihli ve 2007/331 Esas, 2007/3590 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
4. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında asli müdahil … Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi, 23.05.2007 havale tarihli müdahale dilekçesiyle, dava konusu taşınmazın kışlakiye vasfı ile … Köyü Tüzel Kişiliği adına tapuda kaydının bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5. Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalde kadastro çalışmaları başlamış olması nedeni ile 25.07.2007 tarihli ve 2007/17 Esas, 2007/26 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dava dosyası Kapatılan Çıldır Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
6. Kapatılan Çıldır Kadastro Mahkemesince, karşı görevsizlik kararı verilerek dosya mercii tayini için Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmiş ve bu dairenin 09.02.2008 tarihli ve 2009/242 Esas, 2009/1652 Karar sayılı ilamıyla görevli yargı yeri olarak Çıldır Kadastro Mahkemesi belirlenmiştir.
7. Davacı …, bu davayla birleşen Kapatılan Çıldır Kadastro Mahkemesinin 2007/476 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 01.06.2007 havale tarihli dava dilekçesinde; Ardahan ili Çıldır ilçesi Akkiraz Köyü hudutları dahilinde bulunan ve babasından kendisine intikal eden taşınmazların yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında 101 ada 4 parsel numarasıyla … Köyü Tüzel Kişiliği adına, 139 ada 221 parsel numarasıyla da … ve … adına tespit gördüğünü ileri sürerek, bu tespitlerin iptali ile taşınmazların kendi adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
8. Asli müdahil … Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi, 24.12.2010 havale tarihli müdahale dilekçesi ile; Ardahan ili Hanak ilçesi … Köyü 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazın köy tüzel kişiliği adına kayıtlı olduğunu, ancak halen kendileri tarafından kullanıldığını, bu taşınmaza ilişkin 1936 tarihli tapu kaydının bulunduğunu ve taşınmazın kendi köylerine ait olduğunu bildirerek davaya asli müdahil olarak katılmıştır.
II. CEVAP
Davalılar cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
” -Davacı … Kişiliği tarafından Ardahan ili, Hanak ilçesi, … Köyü sınırları içerisinde bulunan 102 ada 61 parsel ve 102 ada 62 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan dava yönünden Mahkemenin görevsizliğine,
-Davacı … Tüzel Kişiliği tarafından dava konusu Ardahan ili, … ilçesi, … Köyü sınırları içerisinde bulunan 101 ada 2 parsel ve 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine,
-Dava konusu Ardahan ili, … ilçesi … Köyü sınırları içerisinde bulunan 101 ada 3 parsel, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline,
-Davacılar …, … ve asli müdahiller … ve arkadaşlarının açmış oldukları dava yönünden daha önce Mahkemenin 2012/63 Esas, 2012/78 Karar sayılı ilamında karar verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı … ve … tarafından açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine,
-Dava konusu Ardahan ili, … ilçesi, … Köyü sınırları içerisinde bulunan 139 ada 221 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile;
35/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … oğlu … T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … oğlu … T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,15/280 payının … ve … kızı …2 T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … oğlu …. T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı …,
28/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı ….,
28/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,
28/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı … …,
28/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,
28/280 payının … ve … oğlu … T.C. Kimlik numaralı … adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline,
-Dava konusu Ardahan ili, … ilçesi, … Köyü sınırları içerisinde bulunan 101 ada 4 parsel ve 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile, 10/12/2013 tarihli fen bilirkişi … tarafından düzenlenen rapor ve krokide (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin aynı ada son parsel numarası ile;
35/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … oğlu …. T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … oğlu … T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … oğlu …. T.C. Kimlik numaralı …,
15/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı …,
28/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı…,
28/280 payının … ve … kızı … T.C. Kimlik numaralı …,
28/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı … …,
28/280 payının … ve … kızı …. T.C. Kimlik numaralı ..,
28/280 payının … ve … oğlu ….erilen bölüm çıkarıldıktan sonra 101 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kalan kısımlarının mera vasfı ile aynı ada son parsel numarası ile özel siciline tesciline,
-Fen bilirkişi raporunda (B), (C) ve (D) hafleri ile gösterilen bölümler çıkarıldıktan sonra 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kalan kısımının aynı ada ve parsel numarası ile mera vasfı ile özel siciline tesciline” karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı, davalı Hazine vekili ve bir kısım davalı gerçek kişiler temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazların, mera parselinin işgali suretiyle kazanıldığını, çayır vasfının, mera niteliğindeki bir taşınmazdan ayrılan net ve belirli sınırlarının ve farklılıklarının olmadığının göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Bir kısım davalılar müşterek temyiz dilekçelerinde; davacılar tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve kadastro tespitine itiraz dosyasında, kadastro tespitine yapılan itiraz kabul edilmesine rağmen, mirasçı olmaları sıfatıyla yasal haklarının gerekçeli karara dercedilmediğini ve mirasçı sıfatıyla hakları olan payların tapuya kaydına ve tesciline ilişkin bir karar verilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların mera olup olmadıkları ve davacıların dayandıkları tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 427 ve devamı maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 13/B-c, 14, 16/B ve 20 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın kök muris … ve …’ ten intikal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacılar … ve …, adlarına tespit gören 139 ada 221 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik olduğu iddiasıyla dava açmışlar ve İlk Derece Mahkemesince de, davacıların dayandıkları ve tespit sırasında uygulanan 26.05.1953 tarihli 3 ve 5 sıra numaralı tapu kayıtlarının, mahallinde yapılan keşif sırasında bilirkişiler eşliğinde zemine uygulandığı, 10.12.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin mera olarak sınırlandırılan 101 ada 5 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığının belirtildiği, taşınmazların bahçe vasfında olduğu ve çekişmeli taşınmazın davacıların dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, davacı tarafın dayandığı 26.05.1953 tarihli 3 ve 5 sıra numaralı tapu kayıtlarının yöntemince uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Zira, davacıların dayandıkları tapu kayıtları, Çıldır Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.05.1953 tarihli ve 1952/240 Esas, 1953/36 Karar sayılı tescil ilamı ile oluştuğu halde, söz konusu ilam ve tescil krokisi getirtilip, tescil davasında Hazinenin taraf olup olmadığı ve söz konusu ilamın taraflar arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve buna bağlı olarak Hazine yönünden bağlayıcılığı bulunup bulunmadığı değerlendirilmemiş, tapu kaydının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmamış, tapu kaydının dayanağı olan ilam ve haritası zemine uygulanmamıştır.
Ayrıca, jeoloji mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 05.11.2013 tarihli raporda, uyuşmazlık konusu taşınmazın içerisinde eski bir dere yatağı ile helen aktif olan başka bir derenin bulunduğu, aktif olan derenin Kura Nehrine döküldüğü belirtilmiş, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişiler ise, uyuşmazlık konusu taşınmazın önceden meyve bahçesi olduğunu, yanından geçen derenin evvelinde karşıda bulunan tepenin dibinden geçtiğini, ancak yaklaşık 30 yıl önce derenin yatak değiştirdiğini ve o zaman sel olduğunu, sel neticesinde bahçeye taş ve kayaların geldiğini, o zamandan beri de taşlık ve içinin söğütlerle kaplı olduğunu, kullanılmaz halde olduğunu, taşınmazın önünden geçen yolun yaklaşık 2 yıl önce yapıldığını, ileride bulunan baraj için yapıldığını, yolun devamında bulunan ve Kura Nehrine kadar giden bahçenin de, bu bahçenin devamı olduğunu beyan etmişlerdir. Bu durum karşısında, çekişmeli taşınmazın tamamının veyahut bir kısmının dava tarihi itibariyle aktif dere yatağı içerisinde kalıp kalmadığının araştırılması ve dere yatağında kalan kısımların bulunması halinde bu bölümlerin 3402 sayılı Kanun’un 16/C fıkrası uyarınca sınırlandırmaya tabi olmadığı gözetilerek tescil harici bırakılmasına karar verilmesi gerektiği halde, İlk Derece Mahkemesince, jeoloji mühendisi bilirkişisinin söz konusu raporu ve mahalli bilirkişi beyanları dikkate alınmamış ve taşınmazların tamamen yada kısmen dere yatağı içerisinde kalıp kalmadığı tereddütsüz olarak ortaya konulmadığı gibi, taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalmaması halinde, zilyetlikle iktisap koşullarının belirlenmesi açısından, yöntemince mera araştırması da yapılmaksızın karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için ilk derece mahkemesince, öncelikle tespit tarihinden 15 – 20 – 25 yıl öncesine ait ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı; ayrıca davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının oluşumuna esas Çıldır Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.05.1953 tarihli ve 1952/240 Esas, 1953/36 Karar sayılı tescil ilamı ve tescil krokisi getirtilip, tescil davasında Hazinenin taraf olup olmadığı ve söz konusu ilamın taraflar arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve buna bağlı olarak Hazine yönünden bağlayıcılığı bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli; ardından, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeoloji mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, davacı tarafın dayandığı ve tespit sırasında uygulanan 26.05.1953 tarihli 3 ve 5 sıra numaralı tapu kaydı ve dayanağı ilam (Çıldır Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.05.1953 tarihli ve 1952/240 Esas, 1953/36 Karar sayılı tescil ilamı) ve tescil haritası ölçeği, kadastro paftası ölçeği ile eşitlenerek ve çakıştırılmak suretiyle zemine uygulanmalı, fen bilirkişisinden tapu kaydı haritasının kapsamını, miktarını ve kapsamı dışında kalan bölümü gösterir ölçekli krokili rapor alınmalı ve böylelikle tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kanun’un 20/A maddesine uygun olarak tereddütsüz olarak belirlenmeli; tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise, keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kadim dere yatağı olup olmadığı, bu bölüm üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başladığı ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmazın kimden kime ve ne şekilde intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fotogrometri ve jeodezi uzmanı olan harita mühendisi bilirkişisi kurulundan, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yapılmak suretiyle, hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise düzenlendikleri tarihlere göre, dava konusu taşınmazın niteliğinin ne olduğu, o tarihlerde kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, taşınmazın imar ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü ve kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden, taşınmazın dere yatağı niteliğinde olup olmadığı yada dereden kazanılıp kazanılmadığı, derenin aktif etki alanında bulunup bulunmadığı hususunda rapor düzenlemesi istenilmeli; önceki keşifte hazır bulunanlar dışındaki ziraat mühendislerinden oluşturulacak ziraatçi bilirkişi kuruluna, taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle, taşınmazın niteliğinin ne olduğu, mera vasfında bulunup bulunmadığı, meradan ne şekilde ayrıldığı, arada ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazın imar ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar ihyasının hangi tarihte tamamlandığı ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarında somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, çevre parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, gerekçeli ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; 6100 sayılı Kanun’un 290/2 nci maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı bilirkişi vasıtasıyla, taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkeme hakimince onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Peşin harcın istek halinde temyiz eden …, …, …, …, …, …, …, … ve …’a ayrı ayrı iadesine,
1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.