YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11847
KARAR NO : 2023/524
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2008/5 E., 2014/64 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasında yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı … Mirasçıları , …, …, …, …, … vekili, müdahil davacı … vekili eşi …, davacı … mirasçısı … vekili, davacı … vekili, davacı … mirasçısı …, davacı … söylemez mirasçıları vekili , davacı … İdaresi vekili, davacı … Ateş vekili ile davacı … mirasçısı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. … İli … Mahallesi çalışma alanında 1984 yılında 2613 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında 104 ada 8 parsel sayılı 8.536,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden …, …, … …, … , , … , …’in zilyetliğinde ise de, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/170 sayılı dosyasında … Yücel ve arkadaşları tarafından açılan tescil davası bulunması nedeniyle malik hanesi açık bırakılarak tespit tutanakları düzenlenip 2613 Sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde ki tescil davası ise takip edilmediğinden 10.06.1985 tarihinde 1086 sayılı Kanun’un 409/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiğinden kadastronun tamamlanması için tutanak ve ekleri Kadastro Müdürlüğüne iade edilmiştir. Kadastro Komisyonu 24.04.1989 tarihli ek kararı ile çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu bilinmediğinden Hazine adına tespit etmiş ise de 09.08.1990 tarih ve 11 sayılı ek komisyon kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/170 sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu kararın henüz tebliğe çıkarılıp kesinleştirilmediği gerekçesiyle Hazine adına tespite ilişkin 24.04.1989 tarihli komisyon kararını iptal ederek 104 ada 8 sayılı parsel sayılı taşınmazın davalı olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine devrine karar vermiştir.
2. Davacılar … ve müşterekleri vekili, … Asliye Hukuk Mahkemesinde Hazine ve … Belediye Başkanlığı aleyhine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak açtıkları tescil davasında, … Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 8 parsel sayılı taşınmazın toplam 56 hisseden oluştuğunu belirterek; 18 hissenin … adına, 2 hissenin …, … , … adına, 2 hissenin … adına, 4 hissenin … adına, 4 hissenin Hasan Zencidi adına, 4 hissenin … adına, 2 hissenin … adına, 16 hissenin … adına ve 4 hissenin … adına tescilini istemişlerdir.
3. Davacı … vekili kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; … vekili eşi … tapu kaydına dayanarak; … , … ve … müdahele dilekçelerinde 2/48’er hissenin … ve …’in 4/48 hissenin … kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescilini istemişlerdir.
4. Müdahil davacı … oğlu …, cirit tarla diye bir tarlanın mevcut olmadığını, kort ve ciğeter adında tarlaların bulunduğu, kort tarla mevkinde 6/48 hissesinin olduğunu, cirit tarla olarak belirlenirse 6/48 hissesinin kaybolacağından davaya müdahil olduğunu bildirmiştir.
5. Müdahil davacı … itirazlı taşınmazın bulunduğu yerde cirit tarla isminde bir tarlanın olmadığını, davacılardan …’in kort tarla olarak bilinen bu yerdeki hisseleri bir kısmını müştereklerden satın aldığını, tarlanın ismini farklı göstererek geri kalan hissedarların payına el koymaya çalıştığını, kort tarlada 3/48 pay oranında hissesinin olduğunu belirtelerek davaya müdahil olmuştur.
6. Davacı … İdaresi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla Hazine adına tescilini talep istemiştir.
7. Davacı …, çekişmeli taşınmazın murisleri … adına kayıtlı olduğunu, çekişmeli parsel hakkında … Valililiğinin 10/07/1968 tarih 8 nolu idare men kararınını bulunduğunu belirterek, bu nedenle …’ın varisleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
8. … , tapu kaydına dayanarak çekişmeli taşınmazın adına tecilini talep etmiş, yargılama sırasında davasındandan … lehine feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.06.2004 tarihli ve 1990/54 Esas, 2004/13 Karar sayılı kararı ile; Orman İdaresi ve Hazine ile davacı ve müdahil davacıların davalarının reddine, … ‘ün davasının feragat nedeniyle reddine, 104 ada 8 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olmayıp tarım arazisi olduğu ilk tespit malikleri yararına 3402 Sayılı Yasanın 14. ve 17. maddesinde öngörülen imar-ihya ve zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle parselin tamamı 18.816 pay kabul edilerek 672 payın … oğlu … 672 payın, … 336 payın, … … mirasçıları, … 336 payın, … 168 payın, … Daşkın mirasçısı … herbirine 63’er pay olmak üzere …, …, …, …, …, …, …, … her birine 96 pay olmak üzere … mirasçıları …, …, …, …, …, .., … 9408 payın … oğlu … 672 payın, … 168 payın, … eşi … herbirine 63’er pay olmak üzere diğer mirasçılar …, …, …, …, …, …, … ve … 672 payın, … 672 payın, … 672 payın, … 672 payın, … 672 payın, … 108 payın, … eşi …, her birine 72’şer pay olmak üzere diğer mirasçılar …, …, …, …, …, … ve … 168 payın … eşi …, 504 payın diğer mirasçı … adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine ve Orman İdaresi vekili ile müdahil davacı … Söylemez mirasçısı …, davalı … vekili, müdahil … vekili Nevzat Kaya … ve müdahil davacılar … ve Nazmi oğlu Hasan Zencidi vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.03.2006 tarihli ve 2006/666 Esas, 2006/3965 Karar sayılı kararıyla; Orman İdaresi ve Hazinenin orman iddiası yönünden, incelenen hava fotoğrafının rapor ekinde bulunmadığı taşınmazın memleket haritası ve amenajman planındaki konumu nokta şeklinde işaretlendiği kadastro paftası ile memleket haritası ölçekleri denkleştirilerek uygulama yapılmadığı bu nedenle raporun denetlenemediği, bilirkişi raporunun yetersiz olduğu; müdahil davacı, davalı ve davacı gerçek kişilerin temyiz itirazları yönünden ise yapılan keşif uygulama ve yerel bilirkişi açıklamaları ile tanık anlatımları iddia ve savunmaları ve temyizde ileri sürelen nedenleri karşılamadağı, yerel bilirkişi ve tanık olarak dinlenen kişilerin davada taraf olduklarından beyanlarına değer verilemeyeceği gerekçesiyle hava fotoğrafları ve memleket haritaları dosya arasına getirilerek çekişmeli taşınmazın öncesini iyi bilen yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler tespit edildikten sonra davacılar ile müdahil davacılar ve davalılardan iddia savunmaları sorulup yazılı olarak beyanları alınmalı, iddia ve savunmalarına ilişkin varsa tapu kaydı, vergi kaydı, zilyetliğin devri senetleri ve taksim takas sözleşmeleri ile tanık listelerini mahkemeye sunmaları istenerek dayanılan tapu kayıtları ile komşu parsel tespit tutanak örnekleri ve dayanak kayıtları dosya arasına alınmak suretiyle tüm eksik hususlar giderildikten sonra yapılacak keşif sonucuna göre karar verilmesi için kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesinin Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar, dahili davacılar ve müdahil davacıların davalarının reddine, … İli … Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … Mirasçıları …, …, …, …, …, … vekili, müdahil davacı … vekili eşi … …, davacı … mirasçısı … vekili, davacı … vekili, davacı … mirasçısı …, davacı … söylemez mirasçıları vekili, davacı … İdaresi vekili, davacı … vekili ile davacı … mirasçısı … tarafından katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.
.B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı … mirasçısı …, davacı … mirasçısı … vekili, davacı … vekili, davacı … mirasçısı …, davacı … Söylemez mirasçıları vekili, davacı … vekili temyiz dilekçelerinde özetle; Yargıtay bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, eksik inceleme yapıldığı kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasını talep etmişlerdir.
2.Davacı … mirasçıları Derman Arasan, …, …, …, …, … vekili temyiz dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın Hazineye ait olmadığını, taraflarca uzun yıllardır tarımsal faaliyet konusunu olduğunu, ilk kararda bahsi geçen kişilerin müştereken malik olduklarını ve muris davacının da kardeşleri …, Mehmet … ve Kamer ile eşit oranda pay olduğunu belirterek verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasını talep etmişlerdir.
3.Müdahil davacı … vekili eşi … temyiz dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın Mayıs 1326 tarih, 205 nolu tapu kapsamında kalmasına rağmen Mahkemece gerekli araştırmanın yapılmadığı, taşınmazın bulunduğu bölgede yol için yapılan kamulaştırma haritalarının uygulanmadığı, taşınmazın davanın taraflarının tamamının zilyetliğinde olmasının mümkün olmadığı ayrıca zilyetlik şartlarının araştırılmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Davacı … İdaresi vekili temyiz dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerde kaldığı, yapılan araştırmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun(1086 sayılı Kanun), Kadastro Kanunu (3402 sayılı Kanun)
13, 14, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 30’uncu maddeleri
3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri yerine getirilmeden 104 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
2. Kadastro tespit tarihinden önce açılan tescil davası bulunduğu, bu nedenle Kadastro Komisyon kararı ile gerçek malikin belirlenmesi için dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderildiği anlaşılmakla davada 3402 sayılı Kanun’un 30/2 inci maddesi şartları mevcuttur. İlk Derece Mahkemesince, 3402 sayılı Kanun’un 30/2 inci maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re’sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Bu durumda dava konusu taşınmazların kadastro tesbit tutanakları 3402 Sayılı Kanunun 30/2 nci maddesi uyarınca gerçek hak sahibi belirlenerek doldurulmalıdır.
3. 3402 sayılı Kanun’un 5, 26, 27 ve 30/2 inci maddelerinde, kadastro tesbit tarihinden önce dava konusu olan taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı gösterilmiştir. 3402 sayılı Kanun’un 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerinin 3402 sayılı Kanun’un 30/2 inci maddesi gereğince gösterecekleri delillerle mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle ayrıca kadastro tespitinden önce açılan tescil davasında davalı gösterilen … Belediye Başkanlığının davada taraf olması gerekirken taraf yapılmaması ve karar başlığında gösterilmesi doğru olmamıştır. Yine dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yol için kamulaştırma çalışmaları yapıldığı bu kamulaştırmayı yapan kurumun araştırılarak davaya dahil edilmediği anlaşılmakla davaya dahil edilmesi için davacıya süre ve imkan tanınmak suretiyle taraf teşkili sağlanmalıdır.
4. Ayrıca İlk Derece Mahkemesince 104 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, ancak kadastro tutanağında taşınmazın 8.536,32 metrekare yüzölçümünde olduğu anlaşılmakla birlikte dava konusu parselin mevcut çapının kadastro sırasındaki çapından farklı olduğu ve yüzölçümüde 3.023,72 metrekare olarak görülmekle bu haliyle taşınmazın tespit gibi tescili kararının infazı mümkün olmadığı gibi infazı halinde yeni mağduriyetlerin ortaya çıkacağı kesindir. Şöyle ki 8.536,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz başka parselleride kapsıyor ve malikleri de bu davada taraf değillerse işbu davadan habersiz taşınmazları Hazine adına tescil edilmiş olacaktır. Kaldı ki İlk Derece Mahkemesince bu farkın neden kaynaklandığı bölgede kadastro çalışması, yeni bir kamulaştırma yada imar çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır. Bu nedenlerle dava konusu taşınmazın Kadastro sırasında belirlenen çapı ve yüzölçümü ile birlikte zemine uygulanıp kapsadığı alan belirlenmeden ve başka taşınmazlarıda kapsıyorsa o parsellerde davalı hale getirilmeden karar verilmesi doğru değildir.
5. Diğer taraftan bir kısım davacılar tarafından dayanılan tapu kayıtları tüm geldi gittileri ile birlikte dosya arasına alınmadığı gibi yapılan kamulaştırmalara ilişkin bilgi ve belgeler de dosya arasına getirilmeden, tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilmeden tapu kayıtlarının uymadığı sonucuna ulaşılması doğru değildir. Ayrıca bu bilgi ve belgelerin taşınmazın mevcut haline göre değil kadastro sırasındaki yüzölçümü ve çapı dikkate alınarak uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Yine en eski tarihli hava fotoğrafları ile 1982 tarihinde açılan tescil davasından 15-20-25 yıl önceki hava fotoğraflarıda incelenmemiştir. Hava fotoğraflarında taşınmazın çapındaki değişimler, kamulaştırma işlemleri sonucu geçen yolların nasıl ve nereden geçtiği gösterilmeli, taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı belirlenmeli, dayanılan tapu kayıtlarının dava konusu uyup uymadığı ya da hukuki değerlerini yitirip yitirmedikleri taşınmazın 8.536,32 metrekarelik kadastro çapına göre komşularıyla birlikte uygulanmak suretiyle belirlenmeli, taşınmazın orman vasfında olmadığı tapu kayıtlarının da uymadığı ya da hukuki değerlerini yitirdikleri belirlenirse bu kez 1982 yılına kadar zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılarak sonrasında gerçek hak sahipleri belirlenmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
6. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince öncelikle tescil davasında davalı olarak gösterilen ancak dosya Kadastro Mahkemesine aktarıldıktan sonra taraf olarak gösterilmeyen … Belediye Başkanlığı ile kamulaştırma işlemlerini yapan idare belirlenerek davacılara davalarını bu kuruma yöneltmeleri için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlandığında delilleri sorulup saptanmalı, bildirildiği taktirde delilleri toplanmalı; yöreye ait en eski tarihli dahil memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirilmeli; tarafların dayandığı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren bütün tedavüllerinin, plan, harita ve krokilerinin, ifraz görmüş ise ifraz haritalarının ilk tesisi mahkeme ilamına dayanıyorsa ilam örneği ile haritalarının, kadastro sırasında revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, tedavüller sırasında kayıtların yüzölçümü ve sınırlarında değişiklik olmuşsa sebebinin açıklanarak buna ilişkin belgelerin onaylı örnekleri okunaklı ve tapu geldi gittileri bilgisayar çıktılı olmak şartıyla denetime elverişli olacak şekilde dosya içine alınmalı; bölgede imar çalışması ya da dava konusu taşınmazı etkileyecek bir çalışma olup olmadığı araştırılarak varsa bilgi ve belgeleri dosya içine alınmalı; bölgede yapılan kamulaştırma dosyaları haritaları ile birlikte dosya içine alınmalı, dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
7. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz kadastro sırasındaki 8.536,32 metrekarelik yüzölçümü ve çapı ile, çevre parsellerle birlikte varsa imar haritasındaki durumu ve kamulaştırma işlemleri sonucu geçen yollarda dahil memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 17/2 inci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
8. Dava konusu taşınmazlara ait olduğu ileri sürülen tapu kayıtları mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, ilk tesisi mahkeme ilamına dayanıyorsa ilam örneği ile haritası uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kayıtlarının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek kayıtlar mahalline uyuyor ise kayıtların kapsadığı taşınmazları sınırları ile birlikte gösterir teknik bilirkişiler tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, kayıt malikleri ile bu kayıtlara dayanan davacılar arasında akdi veya irsi irtibat bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kayıtlarının Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun), Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun) ve Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun (5658 sayılı Kanun) kapsamında hukuki değerini yitirip yitirmediği irdelenmelidir.
9. Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 ncü maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre gerçek hak sahibi ya da sahipleri belirlenmek suretiyle bir hüküm kurulmalıdır.
10. Açıklanan şekilde bir araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle davacılar ve müdahil davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,
1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.