Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/11752 E. 2022/4977 K. 25.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11752
KARAR NO : 2022/4977
KARAR TARİHİ : 25.05.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı Hazine ve müdahil davacıların davasının reddine, karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili, müdahil davacı … mirasçıları ve müdahil davacı … … vekili … tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

2613 sayılı Kanun uyarınca 1984 yılında yapılan kadastro sırasında … İli Merkez İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 4 parsel sayılı 16.245 metrekare yüzölçümlü taşınmaz 15.06.1960 tarihli 41 sıra numaralı tapu kaydı, 24.07.1975 tarihli ve 18 sıra numaralı tapu kaydı ve zilyetlik sebebi ile Kalman …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … … … adına tespiti gerektiği mütaalası ile komisyona sunulmuş, kadastro komisyonca taşınmazın beyannameye ekli tapu kaydı uyarınca belirtilen kişiler adına kayıtlı olduğu, ancak kaydın edinme sebebinden de anlaşılacağı gibi 3/4 hissenin eksik olduğu, bunun yanı sıra … …’ın taşınmaza ilişkin vergi kaydının bulunduğu, bu itibarla taşınmazda … …’ın hissesinin de bulunduğu kanaatinin hasıl olduğu, ancak taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/172 Esas sayılı dosyası ile davalı bulunduğundan maliklerinin hükmen tayin edilmek üzere yetkili Kadastro Mahkemesine devrine karar verildiği, ikinci karar ile taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/172 Esas sayılı dosyası ile davalı olduğu tanzim edilmiş ise de Mahkeme dosyasının tespit tarihinden önce 6.6.1986 tarihinde müracaata bırakılıp açılmamış sayılmasına karar verildiği belirtilerek adı geçen kayıt malikleri adına tesciline karar verilmiştir.
Komisyon kararına Hazine ve gerçek kişiler tarafından yapılan itirazlar üzerine 10.08.1990 tarihli ek komisyon kararı ile, taşınmazın 15.06.1960 tarihli ve 41 sıra numaralı tapu kaydı, 24.07.1975 tarihli ve 18 sıra numaralı tapu kaydı ve 19.09.1986 tarihli ve 9 sıra numaralı tapu kayıtları ile 1/4 hisse olarak kayıtlı olduğu, fakat taşınmazın tamamının bu kayıt maliklerinin zilyed ve tasarrufunda bulunduğu, kayıt maliklerinden Kamer Arasan’ın ölü olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile itirazların kabulüne, diğer tüm itirazların reddine, tapu kayıt miktarının 15125 m2 olması ve hudutlarının sabit olmaması nedeni ile miktar fazlalığının doğu hududundan ifrazı ile kadastro harici bırakılmasına, komisyon kararının iptali ile taşınmazın 5184 hisse kabul edilerek kayıt malikleri adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dayanak tapunun buraya uymadığını, davalıların zilyetliklerinin olmadığını,taşınmazın 1979 yılında Jandarma Komando Birliğinin yerleşme yeri olarak ayrıldığını, bu yerin o tarihte tapu fen memurlarınca haritaya da işlendiğini öne sürerek komisyon kararının iptali ile dava konusu taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil davacı … 08.11.1999 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın davalılarla ortak miras bırakanı olan babalarından intikal ettiğini, buna rağmen kadastro çalışmaları sırasında diğer mirasçalara pay verilmişken kendisine düşen payın tutanaklara geçirilmediğini bu nedenlerle hukuki menfaatinin korunabilmesi amacı ile davaya asli müdahil sıfatı ile kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil davacı … …, muris babası … …’ın taşınmazın güneyinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesinin 1963/88 Esas sayılı dosyası ile mesaha tahsisi yapılan taşınmazını tespit maliklerinden …’ya sattığını, cirit tarlası olarak bilinen taşınmazın 1/3 hissesinin …’ya 2/3 hissesinin ise … …’a ait olmak üzere zilyetliğin devamında anlaştıklarını, taşınmazın 1943 yılından beri … … tarafından ekilip biçildiğini öne sürerek komisyon kararının iptali ile taşınmazın 1/3 hissesinin … adına, 2/3 hissesinin de … … adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıların ve müdahil davacıların davalarının reddi ile … İli Merkez Atatürk Mahallesi 104 ada 4 nolu parselin mevcut tespitinin iptali ile itirazlı parselin tamamı 36288 hisse kabul edilerek 10248 hisse … oğlu … Söylemeze ait olduğu ve ölümü ile veraset ilamına göre 1464’er hisse … … (…), …, … …, …, … adlarına, 2928 hisse … adına,8904 hisse … oğlu …’ya ait olduğu ve ölümü ile 2226 hisse eşi … adına 667,8’er hisse çocukları Sabire, …, …, …, … …, …, …, …, … adlarına, 2352 hisse … oğlu … adına ait olduğu ve ölümü ile 336’şar hisse mirasçıları İpek, …, …, …, …, … adlarına, 1344 Hisse … oğlu …’a, ait olduğu ve ölümü ile 672’şer hisse marasçıları … … (…), … … (…), adlarına, 1008 hisse … oğlu … … …’a ait olduğu, ve ölümü ile 252’şer hisse mirasçıları …, …, …, ve … adlarına, 2016 hisse … Oğlu … adına(… den devir alınan hisse eklenerek) 1344 hisse … oğlu … adına, 224 hisse … Baba oğlu …’e ait olduğu ve ölümü ile 44,8’er hisse çocukları …, … ve … ile ölü … Mirasçıları … adına 11.2 hisse, 6.72’şer hisse …, …, … ve … adlarına, 224 hisse … baba oğlu … … (…)’a ait olduğu ve ölümü ile 56’şar hisse mirasçıları … ( …), … (…), … … ( …) … adlarına, 224 hisse … Baba oğlu …’e ait olduğu ve ölümü ile 98 hisse …, 42’şer hisse …, … ve … adlarına, 672 hisse … oğlu …’e ait olduğu, ve ölümü ile 134.4 ‘er hisse mirasçıları …, … …, …, …, … adlarına,1344 hisse Seyit … oğlu …’a ait olduğu ve ölümü ile 336 hisse eşi …’a, 100.8’er hisse çocukları … … (…), … … (…), …, …, …, … …(…), …,…, … … ve … adlarına, 1008 hisse … oğlu …’a ait olduğu ölümü ile 126 hisse mirasçısı … eşi …’a, 126 hisse mirasçısı … eşi …’a, 75.6’ar hisse … çocukları …, …, … adlarına, 75.6 ‘şar hisse Kemalettin çocukları …, …, …, …, … adlarına,1344 hisse … oğlu … adına, 576 hisse … oğlu … … adına, 576 hisse … oğlu … adına, 576 hisse … oğlu …’e ait olduğu ve ölümü ile 144 hisse mirasçısı …, 108’er hisse mirasçıları …, …, … ve … adlarına, 576 hisse … kızı … adına, 576 hisse … oğlu … adına, 144 hisse … oğlu … adına, 432 hisse … oğlu … adına, 576 hisse … oğlu …’e ait olduğu ölümü ile veraset ilamına göre 144 hisse eşi Makıl …’e 72 hisse … Kızı … … (…) 72 hisse … oğlu …, 72 hisse … oğlu …, 72 hisse … kızı … …, (…) 72 hisse … Kızı … … (…), 24’er hisse … kızı … …’ün mirasçıları … evlatları …, … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar davacı Hazine vekili, müdahil davacı … mirasçıları ve müdahil davacı … … vekili … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
1. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığı, bunun yanı sıra tapu kaydında hissedar olan davacı ve müdahil davacıların zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun yapılmadığı, Mahkemece 2013 yılında yapılan keşifte orman mühendisi dinlendiği, hükme dayanak alınan raporda, dava konusu taşınmazın 1959 tarihli memleket haritasında açık alanda kaldığının bildirildiği, ilgili memleket haritasının dayanağı … fotoğrafının ise dosya içerisine getirtilerek incelenmediği, 1983 tarihli … fotoğrafında stereoskop yardımıyla yapılan incelemede orman alanı dışında kaldığı bildirilmişse de … fotoğrafının rapor ekinde bulunmadığı, bunun yanı sıra taşınmazın kuzeye doğru eğiminin oldukça fazla olduğu, bu nedenle erozyon ve toprak muhafaza karakteri taşıdığının, taşınmazın doğusunda ve içerisinde yer yer kümeler, sınırlarında tek tük sıralar halinde bozuk … ardıç haraçalı vs. ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın bulunduğu Atatürk Mahallesinin orman kenarı yer olduğunun belirtildiği, raporun sonuç kısmında ise rapor içeriği ile çelişkili olacak şekilde taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu bu haliyle yetersiz olup, hükme dayanak alınamaz.
Öte yandan dava konusu taşınmazın … – … Karayolu geçmesi nedeni ile üç parçaya bölündüğü dosya kapsamı ve fen bilirkişisi raporu ile sabit olduğu halde Karayolları Genel Müdürlüğü ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada taraf konumuna getirilmediği gibi çekişmeli taşınmazın kamulaştırma sahasında kalıp kalmadığı da belirlenmemiştir. Taraf teşkili dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır. Taraf teşkili sağlanmadan, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Bu durumda, Mahkemece, doğru sonucu ulaşılabilmesi için öncelikle, davacıya, davasını Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde Karayolları Genel Müdürlüğünden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirildiği takdirde delilleri toplanmalı, karayoluna ait kamulaştırma evrakı, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, yöreye ait “en eski” tarihli memleket haritası ve … fotoğraflarının tamamı ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa ilgili Yargıtay ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri ile orman bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)… fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de … fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve … fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik … fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını, dava konusu taşınmazın kamulaştırma alanında kalıp kalmadığını göstererir biçimde keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli ayrıntılı harita ve rapor düzenlettirilmeli ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli, dayanak tapu kaydının değişebilir ve genişlemeye elverişli sınırlara sahip olup miktarı ile geçerli olduğu gözönünde bulundurularak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükmüne göre sabit sınırlardan birisinden başlamak suretiyle öncelikle miktarı ile kapsadığı alan arazi üzerinde gösterilmeli ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde krokiye işlenmeli, bu yolla tapunun kapsadığı alan kesin olarak tespit edilmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
2. Müdahil davacıların temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Mahkemece bu husustaki yapılan keşif uygulama ve yerel bilirkişi açıklamaları ile tanık anlatımları iddia ve savunmaları ve temyizde ileri sürelen nedenleri karşılamamaktadır. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazın öncesini iyi bilen yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler tespit edildikten sonra davacılar ile müdahil davacılar ve davalılardan iddia savunmaları sorulup yazılı olarak beyanları alınmalı, iddia ve savunmalarına ilişkin varsa tapu kaydı, vergi kaydı, zilyetliğin devri senetleri ve taksim takas sözleşmeleri ile tanık listelerini mahkemeye sunmaları istenmeli, dayanılan tapu kayıtları ile komşu parsel tespit tutanak örnekleri ve dayanak kayıtları ilk oluşturulduğu tarihten itibaren tüm gittileri ile birlikte varsa dava dosyaları getirtilmeli, bundan sonra yerel bilirkişiler yardımıyla yapılacak keşifte fen bilirkişi aracılığıyla kayıt ve belgeler sağlıklı biçimde uygulanmalı, fen bilirkişiden uygulamayı gösterir, keşfi izlemeye olanak veren rapor alınmalı, pay sahiplerinin zilyetlikleri ve sürdürülüş biçimi ve süresi yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tüm iddia ve savunmalar ve temyiz nedenleri gözönünde bulundurularak sorulup ayrıntılı bilgi alınmalı, beyan ve anlatımlar arasında çelişki bulunması halinde yöntemine uygun olarak giderilmeli; gerekirse, taraflara anlaşmazlık konusu paylar yönünden yemin teklifinde bulunulmalı, tarafların payları hesaplanması yönünden lüzum görülürse bilirkişiden rapor alınmalı, taşınmazın resmi belgelere göre orman ya da orman toprağı sayılan yerlerden olmadığının anlaşılması halinde, dayanılan tapu kayıtları değişir sınırlı olduğudan 3402 sayılı Kanun’un 20/C maddesine göre yüzölçümüne değer verilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle müdahil davacı … mirasçıları ve müdahil davacı … … vekili …’ın hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici üçüncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden müdahil davacılar Seyit Kekil mirasçılarına iadesine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi