YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11556
KARAR NO : 2021/9778
KARAR TARİHİ : 29.09.2021
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün bir kısım davalılar … ve müşterekleri vekili ile davalı … ve müşterekleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, tarafların dayandığı Şubat 1325 tarih ve 2 sayılı sicilden gelen 2.8.1966 tarih ve 11 sayılı tapu kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmediğinden soyut nitelikte, gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki haritada da tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinin yöntemine uygun biçimde gösterilmediğinden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan vermediği açıklanarak, öncelikle tarafların tutunduğu tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte açıkta pay kalmayacak ve tüm maliklerini, yüzölçüm ve oluşma nedenlerini gösterecek biçimde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı getirtilmesi, bundan sonra tapu kaydına dayanan tarafların kayıt maliki ya da malikleri ile akdi, irsi ilişkilerinin sorulup saptanması, bu nedenle kayıt maliki yada maliklerinin tüm mirasçılarını gösterecek şekilde onaylı nüfus aile kayıt örneklerinin de ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmesi, ya da bu konuda istihsal edilmiş veraset belgesi varsa ilgililerine ibraz ettirilmesi, bu yolla irsi ilişkinin sağlıklı biçimde belirlenmesi, akdi ilişkiye dayanıldığı takdirde ilgiliden bu konudaki delillerinin sorulup saptanması, göstereceği delillerin toplanması yada bu konuya ilişkin yazılı kayıt ve belgelerinin ibraz ettirilmesi, tapu kaydına dayanan tarafların tapu maliki ya da malikleri ile akdi ya da irsi ilişkisi gereği gibi saptandığı takdirde dayanılan tapu kaydının dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanması, revizyon görmüş ise dava konusu 619 ada 6 parsel sayılı taşınmazla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik haritanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilmesi, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtların, davalı iseler dava dosyalarının getirtilmesi, dayanılan tapu kaydının dava dışı taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulması, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve tapu kaydının kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğunun özellikle dikkate alınması, daha sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, fen elemanı, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılması, 3402 Sayılı Kanunu’nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtlarının yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, uygulamada tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulması, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanması, bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerini düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmesi, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanağı kayıtlarla denetlenmesi, bu yolla dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığının duraksamasız saptanması, tutunulan tapu kaydının ifraz gördüğü dikkate alınarak, uygulamada ifrazen oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydı içerisinde aranmasının zorunlu olduğunun düşünülmesi, ayrıca davacı tarafın tapu dışı satın almaya dayandığı gözönüne alınarak bu olgunun dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b ve 15. maddesi hükmünde öngörülen koşulların tapu dışı satın almaya dayanan davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin yöntemince araştırılması, çekişmeli taşınmazın tümünün yada bir bölümünün dayanılan tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının saptanması halinde, kapsam dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılması, bu konuda sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgiler alınması, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişilerin de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişkilerin duraksamasız giderilmesi, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13,13/B-b, 20 ve 15 maddesi hükümleri eşliğinde sonucuna uygun bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 619 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalı … ve müşterekleri vekili ile davalı … ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 613,76 TL’nin temyiz edenlerden alınmasına, 29.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.