Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/11314 E. 2022/6373 K. 29.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11314
KARAR NO : 2022/6373
KARAR TARİHİ : 29.06.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı …’nın davasının reddine, davacı Hazinenin davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı-davalı … vekili ile davalı-davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, tapu kaydının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözlerinin soyut ve gerekçesiz, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki haritanın ise keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermediği açıklanarak öncelikle davacı-davalı …’nın tutunduğu Zilhicce 1279 tarihli ve 32 Daimi, 176 Varak sayılı tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmesi, dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin sorulup saptanılması, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları, varsa dayanakları kayıtların da getirtilmesi, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile mahallinde yeniden keşif yapılması, dayanılan tapu kayıtlarının yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulması, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye imkan verecek şekilde rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı …’nın davasının reddine, davacı Hazine’nin çekişmeli 263 ada 55 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının kabulüne, 263 ada 47 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, 263 ada 55 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 263 ada 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50 ve 76 parsel sayılı taşınmazların tespitleri gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı – davalı … vekili ile davalı-davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Hükmü temyiz eden davalı-davacı Hazine vekili, Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 05.04.2019 tarihli uygun bulma yazısı doğrultusunda 07.05.2019 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine, davacı-davalı … vekilinin 02.05.2012 tarihli duruşmada tapu kaydına dayanmaktan vazgeçtikleri ve zilyetlik hukuki nedenine dayandıklarını belirtmiş olmasına ve tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığının da ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre davacı-davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorundadır. Çekişmeli 263 ada 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50 ve 76 parsel sayılı taşınmazlar kadastro tespitinde gerçek kişiler adına tespit edildikten sonra Kadastro Komisyonu kararı ile Hazine adına tescillerine karar verilmiş olup, tespit, komisyon kararı ile değiştirildiği halde, Mahkemece, hüküm yerinde bu taşınmazlara ilişkin tescil hükmü kurulurken “tespit gibi” ve “Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine” şeklinde hüküm kurulması sureti ile infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiştir.
Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı – davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin vaki vazgeçme nedeniyle REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan sebeple davacı-davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. paragrafının 4. satırında yer alan “tespitleri gibi” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “komisyon kararları gibi” ibaresinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı-davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacı-davalı …’ya iadesine 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.