Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/11244 E. 2022/5089 K. 31.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11244
KARAR NO : 2022/5089
KARAR TARİHİ : 31.05.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı …, davacılar … ve … vekili, müdahil davacı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Kadastro sırasında, Kırıkkale İli … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 245 ada 3 ve 447 ada 5 parsel sayılı sırasıyla 254.105,00 ve 239.440,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların kadastro tutanak ve ekleri kadastro komisyonunca, ilgilileri tarafından birden fazla tapu kaydı ibraz edildiğinden ve davacı … … tarafından bazı taşınmazların satın alındığı iddia olunup yerleri tespit edilemediğinden 3402 sayılı Kanun’un 10. maddesine göre kadastro mahkemesine ayrı ayrı devredilmiştir.
Davacılar … … ve …, tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli 245 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında, davacı … … ise, çekişmeli 447 ada 5 parsel sayılı taşınmaz hakkında ayrı ayrı dava açmışlardır.
Kadastro Mahkemesinde, dava dosyaları birleştirilerek ve “tutanağın edinme sebebi sütununda çekişmeli taşınmazlarda payı ve … olduğu bildirilen tüm taraflara tebligat çıkarılarak davaya dahil edilip yöntemince taraf teşkilinin sağlanmaması, davaya müdahil olanlara gerekçeli karar başlığında yer verilmemesi ve kararın tebliğ edilmemesinin” isabetsizliğine değinilen Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazların tamamı 80 hisse kabul edilerek 20 hissesinin …, 20 hissesinin …, 20 hissesinin …, 5 hissesinin …, 3’er hissesinin …, … …, …, … … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı …, davacılar … ve … vekili, müdahil davacı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre çekişmeli 245 ada 3 ve 447 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik müdahil davacı … vekili ve davalı … vekilinin tüm, davacı … ile davacılar … ve … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2/a. Dava konusu 447 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, davacı … …’in dayandığı satış senetleri ve tapu kayıtlarının alınan beyan ve raporlara göre sınırları itibariyle tam olarak uyduğunun tespit edilemediğini, dava konusu taşınmazların … … ve … tarafından, …’ın ölümünden sonra ise mirasçıları tarafından kullanıldığını, … mirasçılarından … ve …’in …’ın diğer mirasçılarından paylarını 1959 tarihli senet ile satın aldıklarını, 1979 tarihinde ise … … tarafından paylarının … ve … …’e satıldığını, çekişmeli taşınmazlar üzerinde … …, … ve … yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamından, 07.05.1970 tarihinde mahallinde yapılan keşifte beyanlarına başvurulan yerel bilirkişiler, çekişmeli 447 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bazı bölümlerinin davacı … …’in dayandığı satış senetlerinde isimleri geçen … ve … ailesine mensup kişilere ait iken davacı … tarafından satın alındığını, taşınmazın kalan bölümleri ve satın aldığı bölümlerinin 40 yıldan beri davacının zilyetliğinde bulunduğunu beyan etmişlerdir. Şu halde, dava konusu taşınmaz üzerinde sadece davacı … …’in zilyetliğinin bulunduğu ve bu kişi lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece … yararına da zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm yerinde davacı …’ın kardeşi … mirasçılarından … ve …’e pay verilmesi isabetli olmamıştır. Öte yandan, çekişmeli taşınmazın tespit tarihinde 5602 sayılı Kanun’un 6335 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesi yürürlükte olmakla birlikte yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren ve davacı açısından kazanılmış hak niteliğinde bulunan 766 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile zilyetlikten her bir taşınmazda 100 dönüm miktarında mülk edinilmesi mümkün bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmazın içerisinde bulunan bölümlerin öncesinde davacının satın aldığı kişilerin zilyetliğinde bulunduğu, bu kişiler lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği ve zilyetliklerinde bulunan bölümlerin davacıya satılmak suretiyle devredildiği 07.05.1970 tarihinde yapılan keşifle anlaşıldığına göre, davacı … ve dava konusu taşınmazın bazı bölümlerini satın aldığı kişilerin belgesiz zilyetlik yoluyla her bir parça taşınmazda 100 dönüm miktarında mülk edinmeleri mümkün bulunduğundan, satış yapan kişilerin belgesizden edinebilecekleri miktarların da davacı adına tescil edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; Mahkemece, anılan yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının … … lehine gerçekleştiği ve … tarafından da çocukları … ve … …’e satıldığı anlaşılmakla, taşınmazın … … mirasçıları ile … adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2/b. Dava konusu 245 ada 3 ve 447 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarından davacı … …’in mirasçılarından … …’in 2010 yılında vefat ettiği ve mirasçılarının …, …, …, …, … ve … oldukları anlaşılmakta olup, Mahkemece hüküm yerinde … oğlu … … mirasçılarından …’in miras payının adına tesciline karar verilmemesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, müdahil davacı … vekili ve davalı … vekilinin tüm, davacı … ile davacılar … ve … vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, (2a) ve (2b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı … ile davacılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 35,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 44,80 TL’nin temyiz eden …’dan alınmasına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı … ile … ve …’e ayrı ayrı iadesine 31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.