Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/10703 E. 2023/2013 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10703
KARAR NO : 2023/2013
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; tapuda, fındıklık vasfıyla, davalı adına kayıtlı bulunan Düzce ili … ilçesi … Köyü 187 ada 2 parsel sayılı 28.092,54 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları dışında kalmasına rağmen evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “dava tarihinden 4 yıl önce ölmüş olan tapu maliki …’nin davada taraf olarak gösterilmesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124. maddesi anlamında kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklanmadığı, bu nedenle davanın pasif taraf sıfatı yokluğu yönünden reddine karar verilmesi gerktiği açıklanarak, Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2018 tarihli ve 2017/366 E. – 2018/268 K. sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.2 ve 355 inci maddeleri uyarınca kaldırılmasına, davanın 6100 sayılı Kanun’un 114/1-d ve 115/2 nci maddeleri uyarınca pasif taraf sıfatı yokluğu yönünden usulden reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davanın tapudaki kayıt malikine karşı açıldığını ve mirasçıların davaya eklenerek eksikliğin dava devam ederken giderildiğini açıklayarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 124, 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 1 inci ve devamı maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Dosya kapsamına göre, eldeki davanın, davacı Hazine tarafından 2017 tarihinde, tapu maliki aleyhine açıldığı ve dosyaya sunulan veraset ilamından tapu malikinin 2013 tarihinde öldüğünün anlaşıldığı ve bunun üzerine mirasçılarının davaya dahil edilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince, dava konusu taşınmazda uzun zamandan beri tarımsal faaliyet yapıldığı, taşınmazın fındık bahçesi olarak kullanılan kuru tarım arazisi olduğu, zirai alan niteliği taşıdığı, 1944, 1960, 1979 ve 1982 tarihli haritalar ve fotoğraflarda orman sayılmayan alanlar içerisinde kaldığı, 1975 tarihli kesinleşmiş orman tahdit haritasında ziraat alanları içerisinde gösterildiği, taşınmaz üzerinde herhangi bir orman kalıntısına rastlanılmadığı, 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ölü kişiye karşı açıldığı gerekçesiyle davanın, pasif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesinde, “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” yönünde düzenlemeye yer verilmiştir.

Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince, davalı olarak gösterilen Hüseyin Koşan’ ın 18.04.2013 tarihinde vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine, ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesindeki düzenlemenin somut olaya uygulanma olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, anılan Kanun maddesi hükmü göz önüne alındığında, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır.

Şöyle ki; her ne kadar, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 28 inci maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmış ve yine 04.05.1978 tarihli ve 4/5 sayılı İnançları Birleştirme Kararı gereğince de ölü kişi aleyhine dava açılması mümkün olmadığı gibi ıslahla dahi hasım değiştirilemeyeceği ve ölenin mirasçılarının davaya dahil edilerek çekişmenin çözümlenmesine hukuken olanak bulunmayacağı belirtilmiş ise de, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesi ile, usul ekonomisi düşünülerek değişik durumlara göre taraf değiştirilmesine olanak sağlanmıştır.

Bu itibarla; eldeki davada, çekişmeli 187 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, kayıt malikinin ölü olduğuna dair bir şerh bulunmadığına göre, davacı Hazinenin dava dilekçesinde davalı olarak kayıt malikini göstermiş olmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı değerlendirilerek, yargılama sırasında mirasçılarının davaya katılımlarının sağlandığı da gözetilmek suretiyle, işin esasına girilmesi ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın, ölü kişiye karşı açıldığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.