Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/10478 E. 2022/9185 K. 21.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10478
KARAR NO : 2022/9185
KARAR TARİHİ : 21.11.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun’un 7/1-a Maddesine Dayalı Olarak Açılan Tapu İptali Ve Tescil
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında … Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili tarafından tarafından duruşmalı olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacılar, Ümraniye İlçesi Aşağı ….., (….,) ….., Mevki 101 parsel sayılı, şarken… Oğlu …, şimalen …..,, … …..,, …’in çalılığı ile sınırlı bulunan 36.760 m2 yüzölçümlü taşınmazlar anneanneleri …den intikal etmiş olduğunu. Eski geldisi cilt 196, sayfa no.38, sıra no. 156 yevmiye no 6960 tarih 18.07.1969 olan cilt 200. sayfa no 50(6898), sıra no 29, yevmiye no 1419, tarih 04.02.1970 günlü tapu senedi ile müvekkillerinin söz konusu taşınmazın hissedar maliki bulunmakta olup, ekli kapı numarası umum 98 yeni 165 sıra numaralı zabıt kaydı gercğince de taşınmazda hissedar malik bulunduklarını, dava konusu taşınmazlar bilahare 6831 sayılı Kanun’un 2/b maddesi gereğince orman alanı dışına çıkartıldığını haricen öğrenmiş olduklarını, söz konusu taşınmaların 6292 sayılı kanun gereğince müvekkillerine iade edilmesi hususunda Hazineye yazılı olarak süresinde başvuruda bulunduklarını, davalı Hazînenin söz konusu taşınmazın tamamının orman tahdit alanı içerisinde kaldığını belirterek taleplerinin kabul edilmediğini öne sürerek; 6292 sayılı kanun gereği dava konusu taşınmazların aynen iadesini, mümkünse taraflarına iade edilmesi hususunda Hazineye ait olan tapuların iptal edilerek müvekkilleri adına hisseleri oranında tapuya tescilini, evveIiyatı tapulu orman iken orman olduğundan bahisle tapusu iptal edilen yukarıda tapu bilgileri yazılı taşınmazlarda müvekkillerinin murisine ait iken orman olduğundan bahisle tapuları iptal edilen hisselerin dava tarihi ile güncel değerinin hesaplanarak yasal faizi ile tazmin edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; verilen hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel Mahkemenin davanın reddine ve bu karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye mahkemesinin kararı isabetli değildir.
Şöyle ki; 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar ” başlıklı 7. maddesinde; ” (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda izah edilen 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, idareye geniş takdir yetkisinin tanındığı görülmektedir. Zira, idarece iade başvurusu yerinde görülerek taşınmaz iade edilebileceği gibi onun yerine rayiç bedelini ödenebileceği veya rayiç bedeline uygun başka taşınmazın verilebileceği, hatta idarenin Kanunda belirtilen gerekçelerle taşınmazı iade etmeyebileceği Kanunun metninden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu noktada kısaca idari eylem ve idari işlemi tanımlamak gerekirse; idari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücünü (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
Somut olayda davacılar dava dilekçesinde, çekişmeli 101 parsel sayılı taşınmazın dayanmış oldukları sıra no 29, yevmiye no 1419, tarih 04.02.1970 günlü tapu senedi ile söz konusu taşınmazın hissedar maliki bulunmakta olup, ekli kapı numarası umum 98 yeni 165 sıra numaralı zabıt kaydı gercğince de taşınmazda hissedar malik bulunduklarını öne sürerek taşınmazın bedelsiz iadeye ilişkin 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesi kapsamında Hazine adına olan tapusunun iptalini ve adına tapuya tescilini talep etmektedir. Dolayısıyla, eldeki davanın hukuki dayanağı ve sebebi 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacı, dava dilekçesinde idarenin iade taleplerini yerine getirmediğini de dile getirmektedir.
Konuya ilişkin olarak yukarıda değinilen kanun hükümleri ve davacının eldeki davadaki talebi ile bunun dayanağı birlikte irdelendiğinde; dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, idareye başvurup başvurmadığı hususlarının saptanması ve sonrasında dayanak tapunun 7/1-a ve b bentlerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp taşımadığı, tapu kaydı belirtilen nitelikleri taşısa bile, taşınmazın bedelsiz iade edilebilecek nitelikte olup olmadığı, taşınmazın yerine rayiç bedelin ödenmesi ya da rayiç bedele uygun taşınmaz verilip verilmeyeceği yönünden ayrıca bir belirleme yapılması şeklindeki faaliyetlerin birer idari işlem olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı tapu iptali ve tescil isteminde bulunsa da maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; davacı lehine henüz sicile yansıtılmamış olan mülkiyet hakkının doğmuş olması nedeniyle, tapu iptali ile tescil niteliğinde olmayıp zaten mevcut olan ve tapu sicilinde kayıtlı olan dayanak tapu kaydı uyarınca bedelsiz iadeye ilişkin idari işlemlerin icrasına yöneliktir. Dolayısıyla işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu; davanın kökeninde, çözüme kavuşturulmamış mülkiyet, kadastro vs. gibi hukuki ilişkinin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “ İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar ile 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Hal böyle olunca; davacının davasının yargı yolu dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 18.03.2019 tarihli ve 2018/1656 Esas, 2019/826 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.