Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/10034 E. 2021/11463 K. 18.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10034
KARAR NO : 2021/11463
KARAR TARİHİ : 18.11.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı tarafından esasa, davalı … vekili tarafından ise katılma yoluyla vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kullanım Kadastrosu sırasında, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 146 ada 59 parsel sayılı 2.962,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2000 yılından beri …’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla … adına tespit edildikten sonra, yargılama sırasında 17.11.2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereği satış nedeniyle davalı … adına kayden tescil edilmiştir.
Davacı …, taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu ileri sürerek, lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından esasa, davalı … vekili tarafından ise katılma yoluyla vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
1. Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hükmü katılma yoluyla temyiz eden davalı … vekiline, davacı tarafın temyiz dilekçesinin tebliğ edildiği 27.11.2015 tarihi ile temyiz tarihi olan 09.12.2015 tarihleri arasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/1. ve 433/2. maddesinde öngörülen katılma yoluyla temyiz süresinin geçtiği anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/1. ve 433/2. maddesi gereğince davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine,
2. Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davacının, davaya konu taşınmazı satın aldığına ilişkin tutarsız tanık beyanları haricinde başkaca bir delil ibraz edemediği, ecrimisil ödemeleri tek başına zilyetliğe delil olamayacağı ve dava konusu taşınmazın davalıya miras paylaşımı sonucu kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı …, çekişmeli 146 ada 59 parsel sayılı taşınmazı Muhittin Hızlıoğlu mirasçılarından olan Fatih Hızlıoğlu’ndan 2001 yılında satın aldığını ve o tarihten beri de kendi kullanımında bulunduğunu ilri sürerek, tutanağın beyanlar hanesine taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu şerhinin yazılması istemiyle eldeki davayı açmıştır. Çekişmeli taşınmaz, dava açıldığı tarihte Hazine’nin mülkiyetinde bulunmakta ise de, yargılamanın devamı sırasında 6292 sayılı Kanun uyarınca lehine kullanım şerhi verilen davalı …’a satılarak onun adına kayden tescil edildiği ve özel mülkiyete konu olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında artık 6292 sayılı Yasa’nın uygulanma olanağı kalmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden ise, gerekli deliller toplandıktan sonra tarafların dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz talebinin süre yönünden reddine; (2) holu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve davacı ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine 18.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.