Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2020/69 E. 2021/4701 K. 02.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/69
KARAR NO : 2021/4701
KARAR TARİHİ : 02.06.2021

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Kırıkhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Kırıkhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 2017/228 Esas, 2019/110 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili; vekil edenlerinin Hatay ili Kırıkhan ilçesi Güventaş mahallesi 86 parsel numaralı taşınmazda hissedar olduklarını, davalının dava konusu taşınmaza ambar, duvar ve ev yapmak suretiyle haksız olarak elattığını, davalının haksız elatmasının önlenerek davalı tarafından dava konusu taşınmaza yapılan ambar, duvar ve evin yıkılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılardan …’ın ve Ender Salih Erden’in yargılama devam ederken davadan feragat ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili; davacıların anılan taşınmazda tasarruf ve zilyetliklerinin bulunmadığını, bina ve arsanın tamamını dava dışı üçüncü şahıslar Uğur Namal ve Niyazı Namal’dan harici olarak satış suretiyle temlik aldığını, 13.11.2015 tarihinde dava konusu taşınmazın bir kısım hissesini dava dışı üçüncü şahıstan satın almak suretiyle taşınmazda hissedar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince dava tarihi itibariyle davalının çekişmeli taşınmazda pay sahibi olduğunu, yargılama sırasında ortaya çıkan yeni durumların ise ancak yeni bir bağımsız dava ya da ıslah ile öne sürülebileceğini, taşınmazda yargılama sırasında fuzuli işgalci durumuna düşen ancak dava tarihi itibariyle taşınmazda pay sahibi olan davalıya karşı açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım talepli davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Gaziantep BAM 1. Hukuk Dairesinin 07.11.2019 tarihli ve 2019/1472 Esas, 2019/1126 Karar sayılı kararı ile taşınmazda hissedar olan davacılarında taşınmazda kullandıkları kısımların bulunduğu, taşınmazda paydaş olan tüm malikler dışında taşınmazı kullanan dava dışı üçüncü şahısların da olduğu, dava tarihi itibarı ile dava konusu taşınmazda hissedar olan davalının taşınmazı kullanmalarını engellediğinin ispat edilemediği, dava konusu taşınmazın ve yıkımı talep edilen yapıların dava değerinin 264.100,09 TL olduğu bu kapsamda İlk Derece Mahkemesi tarafından 2019 yılı A.A.Ü.T.’nin 13/1. maddesi doğrultusunda davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarında usul ve esasa aykırı bir hususun bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza vaki elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Somut olayda, davalının 13.11.2015 tarihinde dava konusu taşınmazın hissedarlardan olan … …’ndan hisse satın alarak paydaş olduğu, dava konusu taşınmaz mahallinde yapılan 12.07.2016 tarihli keşif esnasında dinlenen davalı tanıklarının beyanından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmaz üzerine paydaş olmadan önce davalı tarafından inşaat yapımına başlandığı, davacılar tarafından davalı aleyhine Kırıkhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/106 Esas, 2017/61 Karar sayılı şüfa (onalım) davası açıldığı ve davanın kabul edilerek davalı adına kayıtlı hissenin iptaline karar verildiği, kararın taraflarca temyiz ya da istinaf edilmeyerek kararın 07.04.2017 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinde taşınmazda paydaş olan davalının payının yargılama sırasında iptal edildiği, bu bağlamda dava tarihinden sonra davalının taşınmazda fuzuli işgalci konumuna düştüğü görülmektedir. Davalı 3. kişi kabul edilerek davanın esasının incelenmesi gerekirken davalının dava tarihinde paydaş olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.